3- yaban mersini

347 40 72
                                    

Çok şükür Yoongi'yi asıl tanıdığımız o bölüm

Yorumlarınızı eksik etmeyin,
Keyifli okumalar!

-

"Hey, Yaban Mersini, buraya bak. Buradayım!"

İlk birkaç kez etrafına baktı sonra kimseyi göremeyince eliyle kendini işaret edip sorarcasına baktı.

"Evet seni diyorum aptal! Buraya gel."

Deli gibi haykırarak söylediğim cümlelere tek cevabı cin görmüş gibi bakmaktı. Çok umursamadım, ayılınca bir şekilde hallederdim. Hayatımın yüzde birini sarhoş olarak geçirdiğim için kalan yüzde doksan dokuzuncu sikip atmakta bir sorun görmüyordum.

Etrafını son bir kez kontrol edip yavaşça yanıma adımladı. Zaten birkaç adımda ulaşmıştı.

"Sen iyi misin?"

Kötü mü görünüyordum?

Koca bir kahkaha daha attım. Onun gözleri ise gülmeden duramayan dudaklarımdaydı. Bunu ayılınca düşünecektim, şu an çok umurumda değildi.

"Hiç olmadığım kadar iyiyim."

Bok gibi hissetmem bir yana, ne anlatıyordum ben?

Her sarhoş olduğumda olduğu gibi, birden hıçkırınca keyfim kaçtı, şaşkınca elimi ağzıma koydum ve bir daha hıçkırmamak için nefesimi tuttum ama hemen ardından bir kez daha hıçkırınca iyice sinirlerim bozulmuştu.

"Oha, içtin mi sen?"

"Neden ben içemez miyim? Hem yok öyle bir şey. Aptal Yaban Mersini."

Kelimelerin arasına kaynayan hıçkırıklarım sanki her şeyi ele vermiyormuş gibi, tabii ki de içtiğimi inkar edecektim.

"Ne bileyim alkolü koklasan bile bayılacak gibi bi' tipin var."

"Alakası yok!"

"Peki, daha fazla rezil olma. Seni ayıltacak bir şeyler bulalım."

Vücudum inanılmaz sıcak olmasına rağmen titremeye başlamıştım. Eğer kendimi biraz tanıdıysam birazdan ağlamaya başlayacaktım. Beynime kırmızı alarm yollayıp 'uzaklaş' komutu verdim.

"Ben gitmeliyim."

"Nereye?"

"Kimsenin olmadığı herhangi bir yere."

Arkamı dönüp yürümeye başladım, bazen adımlarım karışıyordu ve yalpalıyordum ama umursamadım. Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde kafamı yere eğdim. Sarhoşken bile geçerli olan en ama en önemli kuralımdı bu.

Kimsenin yanında ağlama.

Düzgün yürümek için tüm enerjisini harcayan beynim, telefonumu çıkarmam konusunda beni engellemedi. Yaklaşık yirmi saniye rehberin yerini bulmaya çalıştım. Rezil olmayı umursamadan Darla'nın ismine tıkladım ve aramayı başlattım.

Tahmini ne zaman ölürdüm acaba?

Telefonu kulağıma koyar koymaz duraksadım. Parkın ortasında gözlerim dolu dolu, hıçkırarak ve tir tir titreyerek kardeşimin telefonu açmasını bekliyordum. Beni büyüten adamı öldürürken bile titremeyen bedenim, onu ararken yaprak gibi sallanıyordu.

"Alo?"

"Darla."

"Neden aradın?"

Neden aradığımı düşündüm. Sahi, neden aramıştım? O mu çok kabaydı ben mi çok aptaldım... Aklıma verecek cevap gelmeyince ağzıma geleni söyledim.

Scarlett Blue | Yoonkook. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin