I JUST KİLLED A MAN AND SHES MY ALİBİ (üç gündür kafamda çalıyor bağırarak söylemişim gibi hayal ediverin çünkü beynimde öyle yapıyorum)
Yorumlarınızı eksik etmeyin,
Keyifli okumalar!-
"Birinci derecede, kurusıkı toplu tabanca kullanılır. Tabancaya oyuncuların belirlediği miktar kadar mermi konulur ve rehber çalışan, yani ben mermi yuvasını çevirerek oyuncuların ve kendimin mermilerin hangi boşluğa denk geldiğini görmemesini sağlarım."
Güler yüzlü, otuzlarında bir adamdı. Tüm çalışanların kıyafetleri gibi üzerine siyah takım elbise vardı. Yüzünde ise siyah, burnunun ucundan yukarısını kaplayan sade bir maske vardı, kıyafetleri gibi tüm çalışanların maskeleri de aynıydı. Onlar oyuncuların bazılarının aksine seslerini gizlemiyorlardı. Oyuncuların sadece yarısı seslerini gizliyordu, sebebi de gündelik hayatlarında tanınmamak içindi.
Hem Blue ile hemde benle sık sık göz teması kuran adam ikimizinde kuralları bildiğini elbette biliyordu. Ama zaten burasının önemli adetlerinden birisi, oyundan önce kurallar ezberinde olsa dahi oyuncular dinlemek zorundaydılar. Oyunun ortasında kaybedeceğini hissedip, kuralları doğru hatırlamadığını iddia edip oyunu bok eden herifleri engellemek için iyi bir yöntemdi.
"Birinci derecede ortaya para yatırılır ve silah boşluğa ateş edilir. Merminin denk geldiği ilk kişi, oyunu kaybetmiştir. Bu birinci derecenin klasik kuralıdır ancak dilerseniz, belirlediğiniz mermi miktarına göre ikinci merminin kime geleceğini bekleyebilir ve oyunu uzatabilirsiniz."
Adam bize hangi yöntem ile oynamak istediğimizi sorarcasına baktığında, odayı açan ben olduğum için Blue nezaketle eliyle beni işaret etti ve seçimi bana bıraktı. Gür sesimle geciktirmeden cevapladım.
"Birinci dereceyi oynamayacağımız için yöntem seçmeme gerek yok sanırsam."
Blue, memnun olmuşçasına kafasını salladığında yerinde hafif dikleşmişti. Rehber adam ise söylediğimin üzerine gülümseyip onaylamış ve ikinci dereceyi anlatmaya başlamıştı.
"İkinci derecede kuralların bir kısmı aynıdır. Kritik farklardan biri, tabancanın namlusu ile, vücudun belirlenen herhangi bir uzvu arasında yirmi santim bırakılarak tabancanın tetiğinin çekilmesidir. Tabanca yine kurusıkıdır fakat hasar verir. Ayrıca ikinci derecede, ortaya para yatırılmaz. Sadece vücut ile oynanan derecelerden birisidir fakat oyuncular dilerse ortaya artı olarak bir miktar para da yatırabilir."
Adam yine bana sorarcasına baktığında konuştum.
"Üçüncü dereceyi de anlatın lütfen."
Hafifçe gülümsedi ve devam etti.
"Üçüncü derecede normal bir tabanca kullanılır. Bu, en popüler olan ve rus ruletinin bilindiği şeklidir. Le Maschere'de çok fazla üçüncü derece oynanmaz fakat daha önce oynayanlar elbette oldu. Vücudun herhangi bir yerine, bazen kafaya tutulur tabanca. Bay Blue'nun bizzat deneyimi olduğunu bilmeyen yoktur."
O gün oradaydım. Blue, Rosi isimli buralarda adı çok bilinen bir kadınla korkusuzca üçüncü derece rus ruleti oynamıştı. Üstelik uzuv olarak da kafa seçilmişti. Blue o gün, üçüncü tetiği kafasına çekince yine kurtulmuştu. Kadın az çok titreyen elleriyle tek kurşun koydukları tabancayı kafasına doğrultmuş ve kafasına sıkmıştı. Oracıkta da ölmüştü zaten. Kadının tüm salonun önünde beyninin dağılmasına şahit olmuştum. Birkaç dakika içerisinde soğukkanlılıkla çalışanlar gelmiş ve cesedi götürmüşlerdi. On dakika bile geçmeden herkes oyununa dönmüştü, kimse rus ruleti oynayan bir kadın için üzülmemişti çünkü bunu o seçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scarlett Blue | Yoonkook.
Fanfiction"Pes ettim sanma sakın, ben artık kazanmak istemiyorum." - chris isaak - wicked game 22.02.23-14.07.23 Düzenlenmeye başlandı: 13.08.24