Off yoongi çok aşık ben yazamıyorum böyle. Acı olmalı, nefret olmalı İHANET OLMALI Kİ MAKSİMUM VERİMLE YAZAYIM
Yorumlarınızı eksik etmeyin,
Keyifli okumalar!-
Avuçlarımı öptükten sonra derin nefesler vererek düşüncelere dalmıştı. Ne düşündüğünü merak etsem de sorarak onu darlamak istemedim.
Birkaç dakika daha düşündükten sonra yeni aklına gelmiş gibi birden yüzünü bana çevirdi. "Aç mısın? Yemek yememişsindir, gel." dedi ve elimden tutarak beni kaldırdı. Buradan ayrılmak istemesem de ona ayak uydurdum.
İlk geldiğimde incelemeye fırsat bulamadığım evi merdivenlerden inerken hafif gözlerimden geçirdim. Yüksek tavanı ortamı ferah kılsa da abartıya kaçılmamış, küçük bir evdi.
Salon olduğunu tahmin ettiğim alana onun tarafından çekildiğimde ensesine kayan bakışlarımı odada gezdirdim. Gözüme çarpan bir başka beden yerime çivi gibi çakılmama neden oldu.
Sarı saçlarını toplamış olan Darla koltukta kendine dizlerini çekmiş bir şekilde öylece oturuyorken şimdiye kadar nasıl aklıma hiç gelmediği beni şaşırttı. Biliyordum ki bir süre önce onu böyle görsem en azından içimde bir kırgınlık olurdu ama şimdi Darla'ya baktığımda pek de bir şey hissetmiyordum. O bana yapacağı kötülüğü yapmıştı, beni umursamıyorken kırgın olmam neye yarardı?
Jungkook'a geri döndüğümde meraklı ve biraz da endişeli bakışlarına güven verircesine gülümseyerek karşılık verdim. Darla ile buluştuğum için nasıl tepki vereceğimi pek kestiremiyor gibiydi ama işleri kimse için zorlaştırmayacaktım.
Şimdiye kadar görmezden geldiğim o hissizlik Darla'yı tam karşımda görünce yüzüme bir tokat gibi çarpmıştı, ben kardeşim dediğim kıza neden böyle kayıtsız hissediyordum?
Tutuşunu tereddütle hafifleştirmiş olan Jungkook'un elini güzelce kavrayarak emin adımlarla açık kapısından dolayı mutfak olduğunu gördüğüm yere adımladım. Tereddütlü ve şaşkın adımları ile beni takip etmeye başladığında biraz gerimde kaldı. Mutfağa girip etrafa şöyle bir baktığımda gözüme çarpan herhangi bir düzensizlik yoktu. Çoktan aklımdan silinen Darla'ya karşı bir tepki vermediğim için şaşkın olan Jungkook'un elini bıraktım ve gözüme çarpan buzdolabını açarak içini inceledim. Şimdi düşününce gerçekten aç olduğumu fark etmiştim, bir saatlik bir yolculuk olduğu için uçakta bir şey de yememiştim.
Dolapta birer veya ikişer dilimi kalmış olan üç büyük pasta ile karşılaşınca gülesim geldi. Aylardır görmediğim Jungkook'un huylarının değişmediğini bilmek güzeldi.
Değiştiğinde onu sevmeyeceğimden değil, amacım her bir farkı var olduğunda bu süreci görmek istememdi.
Beraber değişmeliydik.
Birkaç malzeme çıkardığımda mutfağın ortasında öylece dikilen Jungkook irkilerek hemen yanıma adımladı.
"Sen yolda yorulmuşsundur, izin ver ben yapayım." deyip önüme geçtiğinde, "Beraber yapalım, oturmak istemiyorum." dedim.
Bu fikri onaylayıp soymam için birkaç patatesi önüme koyduğunda omuzlarımı gerdirerek savaşa hazırlandım. Birkaç dakika ardından hiçbir ziyan veya kusur söz konusu olmadan işimi halletmiştim. O sebze doğrarken ne pişireceğini anlayarak dolaptan birkaç malzeme daha aldım.
Jungkook'un yönlendirmesi ile bulduğum büyük tavaya kırdığım iki yumurtayı Jungkook görür görmez iri gözlerini daha da açtı.
"Tanrım, yumurta neden kırdın?" dediğinde bir elimdeki tavaya, bir de yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scarlett Blue | Yoonkook.
Fanfic"Pes ettim sanma sakın, ben artık kazanmak istemiyorum." - chris isaak - wicked game 22.02.23-14.07.23 Düzenlenmeye başlandı: 13.08.24