25- o sadece bir çocuk

304 26 129
                                    

Soft bir bölüm, #kaosahayır

Yorumlarınızı eksik etmeyin,
Keyifli okumalar!

-

Bedenimin havalandığını hissettiğimde uyandım. Gözlerim gece olduğunu belli eden loş ışığın hakim olduğu salonda gezerken Jungkook'un kucağında olduğumu anlamak birkaç saniyemi almıştı. Uykuma devam etme isteğim ile başımı düşmemesi için önümdeki tek şeye yani Jungkook'un göğsüne yasladığımda duyduğum hızlı kalp atışları ile dalmak yerine daha da ayıldığımı hissettim.

Farkında olmadan derinden çektiğim nefes ile kokusu burnuma dolduğunda adeta uyuşan beynim ile huzur buldum. Jeon'un kokusu uyuşturucu gibiydi.

Gözlerimi sımsıkı yumarak öylece soluklandım. Sonunda bir odaya girdiğimizde soğuk çarşaflar üzerine beni bırakması ile huysuzlandım. Gözlerimi açarak odadan çıkmak üzere olan Jungkook'a harelerimi diktim ve, "Benimle uyu." diye çatlayan sesimle mırıldandım.

Bir şey demeden yatağa girdiğinde kollarını bana doladığı an yarım kalan uykuma kokusuyla devam ettim.

-

Sabah erkenden uyanarak tüm evin olmayan tozunu almıştım. Güzel ve uzun bir duşa da girdikten sonra kollarında uyandığım Jungkook ve kendime basit bir kahvaltı hazırlamıştım.

Hazırladığım tostları ve birkaç çeşit kahvaltılığı masaya dizmeyi bitirdiğimde mutfağa giriş yapan uykulu Jungkook ile gülümsedim. O daha benim burada olduğumu bile fark etmemişken uykulu ve altları kızarık gözlerini uzun uzun izledim. Dağınık saçları kuş yuvasına dönmüştü ve kıstığı şiş göz kapakları onu çok sevimli gösteriyordu. Bu oğlan bir modellik ajansına başvursa iyi para kazanırdı.

Bu görüntüye içim giderken sevgi patlaması yaşamamla derin nefesler aldım.

Kendimi üzerine atlamamak konusunda tembihlemelerim bittiğinde karşımdaki sandalyeye oturarak gülümsemeye başladı.

"Günaydın." diyerek pürüzlü sesini huzurla ortaya koyduğunda bu sesi sürekli duymak için aslında feda edemeyeceğim hiçbir şeyim olmadığını fark ettim.

Bende ona aynı şekilde karşılık verdiğimde, "Normalde kahvaltı yapmıyorsun sanıyordum." dedi.

Bu tür şeyleri nereden bildiğini sorgulamayı bırakmıştım.

"En son dün okulda yemek yemiştim. Birde sen düzenli yapıyorsun, düzenin bozulmasın." diye laf arasında mırıldandığımda elini sertçe masaya vurdu ve ben irkilerek yerimde adeta sıçradım.

"Şöyle olmayı kes..." diye adeta huysuzlanarak yakındığında irileştirdiğim şok dolu gözlerimi ona diktim.

"Derdin ne senin? Yemek yaptım sadece."

Tosta yemek denilirse...

"Yeter artık..." diye yakınarak tostuna davrandı ve dolu ağzı ile sızlanmaya devam etti.

"Sabah akşam ne halde olursan olasın mükemmel görünüyorsun. Ben bu kasları boşuna mı yaptım?"

Ha, konu oydu demek.

"Kasların ne alaka?" diye bu kez ben davrandığımda şiş yanaklarını oynatmayı keserek dehşet dolu bir ifadeyle yüzüme baktı.

Scarlett Blue | Yoonkook. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin