Her yb dediğinizde yüklüyorum, benden iyi yazar bulur musunuz, sanmam. :>
Yorumlarınızı eksik etmeyin,
Keyifli okumalar!-
Ben rol yapıyordum çünkü tanınmak istemiyordum. Hayır, Scarlett kimliğimi ifşa etmek istemediğimden değil, olduğum kişiyi saklamak istediğimden. İnsanlar bana baktıklarında o sessiz çocuğu görürlerdi, sadece bundan ibaret olmadığımı bilen tek kişi olmak hoşuma giderdi.
Çünkü insanlar sizi tanıyınca hiçbir işe yaramazdı. Belki sizi olduğunuz gibi sevdiğini iddia eden birkaç kişi çıkardı ve siz onlara güvenirdiniz. Hatta onu seversiniz bile, onun sizi kabul ettiğini düşündüğünüz için sizin de onu olduğu gibi sevdiğinizi sanardınız. Ama sevdiğiniz şey o değil, beyninizde yarattığınız sahte yansımaydı.
Herkesin gözlerinin ardında yüzlerce hileli ayna vardı. Bu hileli aynalar kötü birini iyi sanmanıza yol açabilirdi. Ya da iyi birini kötü sanmanıza. Bu aynaları kendimiz yaratıyorduk ve istediğimiz şekilde görüyorduk insanları. Oldukları gibi değil. Zirâ sevdiğimiz ya da nefret ettiğimiz şey de yine o aynalardaki yansımalar oluyordu. Oldukları şey değil.
Sizi olduğunuz gibi seven o kişi ile küçük bir tartışma yaşardınız. Sonra sizde görüp de sevmediği bütün özelliklerinizi ortaya sererdi. Halbuki aynı kişi utanmazca sizi olduğunuz gibi sevdiğini iddia eden kişi değil miydi?
İnsanlar yalancıdır, istemeden de olsa yalan söylerler çünkü sonuç odaklıdırlar. Sonuca ulaştıkları sürece ne kadar yalan söylediklerini fark bile etmezler. Bazen kendilerine, bazen de çevrelerine.
Jungkook'un aynaları yoktu belki de. Benim bile aynalarım varken o tertemiz bir şekilde görmüştü beni. Ama izin veremezdim, ben böyle biri değildim. İnsanların beni tanımasına izin veremezdim. Olduğum gibi davransam bile bu bana hiçbir şey kazandırmayacaktı. Ben çıkarcı biriydim, canımın istediğini yapardım. O an canım rol yapmak istiyorsa yapardım, eğer sıkıldıysam salardım. Jungkook'a sağlayabileceğim tek istisna bu olabilirdi. Diğer insanların yanında her şartta rol yaparken, onun yanında canım istemediğinde yapmazdım.
Çünkü rol yapmak, yalan söylemek benim doğamda vardı. Ben böyle yetişmiştim. Çocukluğumdan beri bana öğretilen en büyük şey nasıl yalan söyleyebileceğimdi. En profesyonel olduğum konu ise yine buydu. Dolayısıyla doğamı bile ben seçmemiştim. Beni bu hale onlar getirmişti ve tüm her şey üzerime öyle bir yapışmıştı ki asıl benliğim bu olmuştu. Kişiliğimi bile şekillendiren kişi o adamdı, onu on dört yaşındayken hayatımdan çıkardığımı sanıyordum ancak bana bıraktığı kişilik, beni dönüştürdüğü şey hayatım boyunca kimliğim olacaktı.
"Olmaz." dedim. Başımı refleksle biraz geriye çektim çünkü artık önümde kasılması zevkli değildi.
Tek kelime etmedi.
"Sana sağlayabileceğim tek istisna canım ne zaman isterse rol yapıp, canım istemediğinde rol yapmamak. Ve kimse bunu istemez Jungkook."
"Neden?"
"Birilerine kendi kişiliğimi gösterirsem hiçbir işime yaramayacak. Bunun bana katabileceği tek şey hayal kırıklığı olur."
"Bu tür şeyleri sadece gözlemleyerek bilemezsin Yoongi. Yaşaman gerekir ve senin en tecrübesiz olduğun konu bu. Senin dışında kimse bilmiyor kişiliğini. Göstermiyorsun."
"Bunu bilemezsin." sesim biraz yüksek çıkmıştı. Bu konuşmada yüzüne bakmam gerekirdi ama izin vermeyeceğini biliyordum. O yüzden kafamı kaldırmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scarlett Blue | Yoonkook.
Fanfiction"Pes ettim sanma sakın, ben artık kazanmak istemiyorum." - chris isaak - wicked game 22.02.23-14.07.23 Düzenlenmeye başlandı: 13.08.24