***
Scarlett Gwendolyn Darach...
Elena ile alışverişten dönüyorduk. Ellerim kopmuştu. Elena benim kadar fazla şey almamıştı ama o da sızlanıyordu. Ruhum çekilmişti resmen. Güneş tüm enerjimi çekip almıştı. Yüzüm ter olmuştu ve her yerimin yandığından emindim. Elena da en az benim kadar terlemişti ama o eskiden amigo takımındaydı ve az da olsa bir esnekliği vardı. Pekala, Caroline onun eskiden takımda ki en iyi Amigo kızı olduğunu söylemişti. Yani esnekliği iyiydi ama ben...tüm gün her yerim ağrımıştı.
"Sızlanmayı kes." Elena'yı tersledim. Kolumla alnını silmekle meşguldüm ve onun saatlerdir duyduğum sesi artık sinirlerimi hoplatıyordu.
"Yorulan sadece senmişsin gibi davranma." Elena gözlerini devirdi, "Senin huysuzluğun alışverişi daha beter hale getirdi. Bir daha seninle alışverişe falan gelmiyorum." Ters ters baktım. Bir durak gördüğümüzde oraya yöneldik ve banka oturduk. Bu iyi gelmişti. Bank gölgenin altında olmasına rağmen sıcaktı. Bu sıcakta pantolon giydiğim için kendime lanet ediyordum. Üstelik Elijah beni daha fena yakmıştı. Bu sıcakta hangi akılla gidip onunla seviştiysem!
"Suyun var mı?" Az önce su aldığı için ona sordum. Elini çantasına attı ve şişeyi uzattı. Az kalmıştı. Kendimi Afrika'da hayatta kalma mücadelesi veriyormuş gibi hissediyordum. Şanssızlığım üstümde olduğu için su da ısınmıştı ama boğazımın kuruluğunu geçirdiği için dayanabilirdim.
"Kalk Elena. Dayanmamız gerekiyor." Geriye yaslanmış ve gözlerini kapatmıştı. Omuzlarını silkti, "Hayatta olmaz. Otobüs ile devam edelim." Sıcaktan kafam uçmuştu herhalde. Doğru, sonuçta otobüs durağındayız. Bir otobüs geldiğinde içeriye girdik. Kalan tek enerjimin bu olduğunu içeride bir koltuğa kendimi attığımda anlamıştım. İçeride klima vardı! Bugün en güzel günüm olmaya hak kazanmıştı.
Sonunda Salvatore evinin yakınlarına geldiğimizde otobüsten indik. Daha dinç hissediyordum. Geri kalan azıcık yolu yürüyebilirdim herhalde. Kapıyı çaldığımda Caroline açtı. Aslında onunla alışverişe çıkmayı planlıyordum ama onun Matt ile işi vardı. Erken gelmiş olması şaşırtıcıydı. Üzgün duruyordu.
"İyi misin?" Poşetleri kapının kenarına bıraktım ve salona yürüdüm, "Tyler...onun babası ölmüş." Şaşkınlıkla bağırdım, "Ne? Nasıl?" Elena da koşarak gelmişti. Huysuzluğu gitmişti.
"Bilmiyoruz. Gece yatağında boğazı kesilmiş halde bulmuşlar. Annem gece eve gelmedi. Demek bununla uğraşıyordu. Matt ile Tyler'ın yanındaydık. Annesi ile ikisi fenaydı. Hali cidden kötüydü." Gerçekten ona üzülmüştü.
"Sizce önemli mi?" Katherine merdivenlerden aşağıya indi, "Bilmem ancak bazı haberler aldım. Mason buraya yerleşiyormuş. Sevgili yeğenini yalnız bırakmak istemiyormuş." Aklıma Mason'ın kurt adam olduğu geldi ve burada kalmak istemesinin sebebini anladım.
"Tyler'ı dönüştürecek." Hepsi bana döndü. Eskiden Richard Lockwood vardı. Belediye başkanı. Ancak o öldüğüne göre onun oğluna önderlik yapabilir değil mi?
"Mason bir pisliğe benzemiyor. Yeğenine bunu yapacağını sanmıyorum." Stefan'a göz devirdim, "Ağabeyini o güçsüz oluğu için kaybetti. Yeğeninin de tehlikede olduğunu düşünmez mi? Kendisini koruyabilmesi için bunu yapar. Ayrıca hayatta kalan çok az kurt adam var. Ne kadar kurt adam, onlar için o kadar iyi." Damon kafasını sallayıp bana onay verdi.
"Mantıklı. Kalmak istemesi başka türlü saçma olur." Kolumu kaşıdım, "Mason benden şüphelenecek. Ay taşını bana vermedi ve ben ay taşını çoktan bulduğum için haliyle bulamadı. Onu cezalandırmak için abisini öldürdüğümü düşünecek. Belki de bu yüzden kaldı." Elena omuz silkti, "Bir ihtimal. Belki ikisi de." Oflayarak geriye yaslandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Banshee'nin Göz Yaşları -Mystic Falls'da Banshee-
FantasyGüçlerini kontrol edemeyen bir Banshee tehlikelidir. Kontrol edene kadar hem kendisine hemde çevresine zarar verir. Ancak kontrol ettiğinde...ne kadar büyük bir güce ulaşacağını kimse bilemez. *** Uzun zaman sonra ilk kez yeni bir kurguya başlıyorum...