-Son Bayılış-

97 10 2
                                    

𝓢𝓬𝓪𝓻𝓵𝓮𝓽𝓽 𝓖𝔀𝓮𝓷𝓭𝓸𝓵𝔂𝓷 𝓓𝓪𝓻𝓪𝓬𝓱...

Aşağıya inip mutfağı kontrol ettim. Buzdolabında yiyecek bir şeyler var mı diye kurcaladım ve gerekli malzemeleri bulunca kendime ve misafirlerime sandviç hazırlamaya başladım.

Kafam doluydu. Cidden Amara için çapa olacak mıydım? Ya da başka bir şeyi çapa yapacak kadar bilgi ve güce sahip miydim?

Scarlett olmak bana hiç iyi gelmemişti. Ne olduysa yeniden doğduktan sonra olmuştu. İnsanlara yardım etmek ve onlara merhamet etmek başıma bela açıp duruyordu. Kötü olmak daha kolaydı. Kimseyi kafama takmıyordum.

Ve gün geçtikçe iki benliğim daha çok uyum sağlıyordu. İlk uyanışımda demiştim ki Esmeralda daha uzun süre yaşadığı için o daha baskın. Ama artık bu geçerli değildi. Scarlett nasıl yaptı bilmiyorum ama üstün gelmeyi başardı. Tabi hâlâ duruma göre baskınlık değişiyordu ama genel olarak kontrol Scarlett'taydı.

Çok bir şey için uğraşacaktım ve bunun için karşılık olarak bir şey almayacak olmam sinir bozucuydu. Acaba Qetsiyah çapa için uygun olur muydu? Onu zaptetmesi zor olurdu ama bu mümkündü.

En mantıklısı benim çapa olmamdı. Kendi güçlerimle, sevdiğim birisi öldüğünde çapa olduğum için onu kurtarabilirdim. Ama bunun zor bir süreç olacağını tahmin etmek zor değildi. Karşılık olarak böyle bir hediye çok işe yarardı.

Amara için bu delirtici olsa da benim için sadece süreç zor olacaktı. Çünkü ölüm perisiydim ve ölümü susturabiliyorsam ölülerin bana zarar vermesini de engellerdim.

Peki, kararımı vermiştim. Çapa olacak ve bu ödülü kullanacaktım. Amara ve Silas merdivenlerden inince benim de sandviç hazırlamam bitmişti. Amara bu zaman hakkında çok cahil kaldığı için evi inceliyordu.

Her zamanki o mahzun ifade vardı yüzünde.

Tabakları alıp masaya koydum.

"Bir şeyler yiyin." Sandalyeye oturup kendime bir sandviç aldım. Silas sevgilisinin koluna girip onu masaya çekti.

"Sana bunun borcunu nasıl ödeyeceğiz Esmeralda." Bunu söyleyen Amara'ydı. İmkanım varken yardım etmeseydim Silas beni çiğ çiğ yerdi diyemedim.

"Bunları düşünmeyin. Zaten isteyebileğim her şeye sahibim. Bana bir şey veremezsiniz." Silas bana minnetle baktı. Aslında kötü biri değildi. Sadece aşıktı.

Duvara asılı ankesörlü telefonun yanına gittim ve annemin numarasını tuşladım.

"Anne, neredesin?" Annem galeride olduğuna dair bir şeyler söylediğinde ona bir kaç gün burada kalacağımı söyledim.

"Akşam gelebilirim en erken tatlım. Sen arkadaşlarınla vakit geçirmene bak. Beni bekleme." Onu onaylayıp telefonu kapattım.

Amara parmakları ile masaya ritim yaparak vurduğunda yanına gittim. Gözleri titriyordu.

Henüz bir şeyi yoktu ama geliyordu. Hissediyordum. Ellerimi omzuna koyup şifa tılsımlarını yeniledim. Sakinleyince elimi teşekkür edercesine sıktı. Ona gülümseyip yukarı çıktım. Odama baktım.

Burada ikisinin kalması daha uygun olurdu. Kişisel eşyalarım zaten Salvatorelardaydı. Ortadan kaldırmam gereken bir şey yoktu. Zaten kıyafet dikerken ortalığı kirlettiğim için temizlemiştim ve büyü odada ki fazladan olan şeyleri de ortadan kaldırmıştı. Odamın balkonundan tıkırtılar geliyordu.

Oraya bakmasam bile orada kimin olduğunu anlamıştım.

"İçeri gelebilirsin Klaus." Bir dejavu yaşamış gibi hissettim. Esther Mikaelson ile araları nasıldı acaba? Cadıyı dirilttiğimden bu yana hiç birine rastlamamıştım. Zaten çok bir şey geçmemişti.

Banshee'nin Göz Yaşları -Mystic Falls'da Banshee-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin