***
Scarlett Gwendolyn Harper...
Çaktırmadım. Karherine ne olduğumu biliyor muydu? Onu anladığımı farketmiş miydi? Normal davranmam gerekiyordu. Ona gülümsedim, "Seninle bazı şeyler hakkında konuşmak istiyordum Elena-" Ardından kapıyı açan adam lafımı böldü.
"Üzgünüm ama Elena şuan müsait değil. Ben amcası John Gilbert." Elini uzattı, cebinde ki pusulanın hareketleri kulağıma çarptı. Elena olmadığını zaten biliyordu değil mi. Beni korumak için buradan uzaklaştırmaya çalışıyordu. Bir de tehlikenin adamdan geldiğini sanmıştım. Ne yazık.
Ancak o sıradan bir insandı. Elena şuan neredeydi bilmiyorum ama Katherine burada rahatça gezebildiğine göre onun elinde olmalıydı. Ben olmadan bu adamın ona karşı şansı var mıydı?
"Sadece birkaç dakika sürecek efendim." Ona izin vermeden içeriye daldım ve Elena taklidi yapan Katherine'i kolundan üst kata çekiştirdim. Vampirlerden kaçarken neden daha tehlikeli vampire denk gelmiştim ki? Şansızlıkta üstüme yoktu.
"Sakin ol lütfen. Ne söyleyeceksin?" Gözlerinde ki parıltıdan bile o olmadığı anlaşılıyordu.
"Amcanın bizi duymasını istemiyorum El. Gerçekten önemli." Gülümsedi. Ve işin yanı şu ki biz Elena ile henüz çok samimi değildik. Gerçek Elena olsaydı garipserdi. O ise herşey normalmiş gibi davranıyor. Beni tanımadığı için rahatladım.
Adımı bile bilmiyordu eminim ki. Bunu bu şekilde öğrenecek olması kötüydü. Onun için.
"Gizlice çıkmamız gerek. İçimden bir ses amcanın bizi dinleyeceğini söylüyor." Sırıtarak penecereyi kaldırdı, "Atlayabilecek misin?" Omuz silktim, "Gayet rahat bir şekilde." Kendimi yere attım ve ellerimi yere koyarak düşüşü yumuşattım. Ardından o da atladı. Elena gibi görünmek için biraz sendelemişti.
Emindim ki Katherine, Caroline, Bonnie ve Jeremy hakkında araştırma yapmıştı. Ya da genel çevresi. Ancak ben yeni gelmiştim ve Elena ile o kadar samimi değildik. Stefan ve Damon'ı araştırma gereği de duymamıştı. Yoksa bana kesin ulaşırdı.
"Nerede konuşacağız?" Sordu. Ona hafifçe dönerek bir bakış attım, "Yürüyüş yaparak konuşmak iyi olur diye düşünmüştüm." Kafasını salladı. Gergin duruyor ve etrafa bakıyordu. Ürkek ceylanı andıran bakışları Elena ile aşırı benziyordu. Görünüş olarak zaten aynıydılar ancak o gerçekten iyi bir oyuncuydu.
Satranç tahtasında ki vezirin kimliğini şaşırmış ve başka taşlara oynayarak hata yapmıştı. Ben en çok müdahale edebilecek tek kişiydim. O kesin vezirin Bonnie olduğunu düşünüyordu. Cadı olduğunu elbette bildiğinden şüphem yoktu.
Yürüyüş yaparken normalmiş gibi koluna girdim. Bir anlık kaşlarını çattı, sonra gülümsedi. Bende gülümsedim. Açık verdi.
"Matt hala seni bunaltıyor mu?" Gözlerini devirdi, "Cenazeler ile uğraşırken herkese onu sorup sormadığımı sormuş. Benim nasıl bir ruh halinde olduğumu sormak yerine bunu yaptığı için artık çokta umrumda değil." Dersine iyi çalışmış ama bir detayı atlıyor. Elena ile yakın olmadığımız için o cevap vermek yerine beni geçiştirirdi.
"Haklısın. Bu yaptığı çok düşüncesizdi. Ama ona hak ver, seni hala seviyor ve yanında olamadığı için üzülüyor. Ve Stefan ile bir anda yakınlaşmanız da onu kıskandırıyordur eminim." Dudaklarının gerginlikle titrediğini gördüm. Stefan'ı kıskanmış mıydı?
"Olabilir. Artık ona karşı birşeyler hissetmiyor olduğum için suçluymuş gibi davranmayacağım." Kafamı salladım.
"Şimdi gelelim asıl konumuza." Merakla bana döndü. Kolumu kolundan çıkarıp karşısına geçtim, "Benim hakkımda bir şeyler bilmiyor olman açıkçası üzdü...Karherine." kaşlarını çattı, "Ne- Ne diyorsun?" Kollarımı bağlamayı kesip serbest bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Banshee'nin Göz Yaşları -Mystic Falls'da Banshee-
FantasyGüçlerini kontrol edemeyen bir Banshee tehlikelidir. Kontrol edene kadar hem kendisine hemde çevresine zarar verir. Ancak kontrol ettiğinde...ne kadar büyük bir güce ulaşacağını kimse bilemez. *** Uzun zaman sonra ilk kez yeni bir kurguya başlıyorum...