-Denge-

36 4 0
                                    

𝓢𝓬𝓪𝓻𝓮𝓽𝓽 𝓖𝔀𝓮𝓷𝓭𝓸𝓵𝔂𝓷 𝓓𝓪𝓻𝓪𝓬𝓱...

Kıyafetlerimi alıp eve vardığımda içeriden seslerin geldiğini duydum. Annem gelmiş olmalıydı. Adımlarımı hızlandırarak içeriye girdim. Salonda Amara ve Silas ile birlikte annem de vardı. Oturmuş sohbet ediyorlardı. Şaka değildi, cidden sohbet ediyorlardı. Görünüşleri eski haline dönmüştü.

"Biz onlardan önce de vardık." Dedi Silas. Hey! Anneme neden bunları anlatıyorsun ki?

"Yani siz ilk görsel ikizler oluyorsunuz? Doğru mu anladım." Amara kafasını salladı ve annemin ellerini tuttu, "Kızınız bize yardım ettiği için çok minnettarız. Ve sizde bize evinizi açtınız. Scarlett'ı gördüğümde bize yardım etmeyeceğinden korkmuştum çünkü öyle güçlü birini her zaman bulamazdık. Ama o iyi kalpli birisi olduğu için bize yardım etmeyi kabul etti." Hm, demek çok detaylı anlatmamışlardı. Daha onlara geldiğimi göstermemiştim ama duymuşlardı.

Ve gizliden bana mesaj vermeye çalışmıştı Amara. Anneme her şeyi anlattıklarını düşünmeyeyim diye, çok iyisin Amara. Saklanmayı bırakıp ortaya çıktım.

"Kaynaşmışsınız bakıyorum." Annem sesimi duyunca ayağa kalktı ve bana gelerek sarıldı. Onu görmeyeli kaç gün olmuştu? Kollarımı sıkıca boynuna sardım.

"Anne..." Burnunu saçlarıma koydu ve kokumu çekti, "Hoşgeldin tatlım." Geri çekildi ve gülümseyerek gönüllü(!) yardım ettiğim arkadaşlarıma döndü.

"Arkadaşların ile tanıştık. Bana tanışma hikayenizi anlattılar. Bu kadar iyi kalpli olduğun için seninle gurur duyuyorum." Gülümsedi ve mutfağa yönelirken, "Yemek yapacağım. Aç değilim tarzında bir şey duymayı reddediyorum." Dedi.

Ona gülümsedim. Sonunda uzaklaştığında rahatlayıp kapıyı kapattım.

"Yakınlaşmışsınız gibi görünüyor." Amara mahcup bir şekilde omuz silkti, "Kusura bakma. Hazırlıksız yakalandık ve bazı şeyler uydurmak zorunda kaldık." Derin bir nefes aldım ve kendimi koltuğa bıraktım.

"Sorun yok. Yemekten sonra sizi bir yere götüreceğim. Sizi tanıştırmak istediğim birileri var." Bir şey demelerine fırsat kalmadan evin zili çaldı. Kapıyı açtığımda Katherine ile karşılaştım.

"Kath burada ne işin var?"

"Evde sıkıldım. Damon ile kavga ettik. Hâlâ eski meseleleri açıp canımı sıkıyor. Sanki eskiden onı zorla yanımda tutmuşum gibi!" Onu içeriye aldım.

"Ona hak vermeye çalış. Eminim asıl kızdığı şey onu bırakmandı. Yoksa isteğiyle kendini kullandırttığını cümle alem biliyor." Ofladı ve Amara'nın yanına oturdu.

"Merhaba diğer ikiz. Hayat nasıl gidiyor?" Amara omuz silkti, "Eskisi gibi. Yorucu." Katherine onu bırakıp bana baktı, "Ne zaman gidiyoruz?" Ah, bunu onların yanında sormak zorunda mıydın?

Silas hemen sordu, "Nereye gidiyorsunuz?" Amara'yı öylece bırakacağımı sandı sanırım.

"Biraz kafa dinlemek için tatil planlıyorduk. Ama henüz işlerim bitmiş sayılmaz. Bitene kadar buradayız." Katherine homurdandı, "Daha ne işin kaldı ki? Bir bitmiyor. Kesin yine bir bela açtın kendine. Kiminle anlaşma yaptın?" Hesap sormasına güldüm.

"Benimde kendi sırlarım var Kath. Zamanı gelince öğrenirsin." Annem mutfaktan çağırınca sorguyu uzatmadı.

Yemek bitince annem odasına çekildi ve Katherine Salvatore evine geri döndü. Gitmemiz gereken bir yer vardı.

"Meraklı mısınız?" Sırıtarak sordum.

Amara, "Gerçekten merak ediyorum." dedi ve Silas'ın elini tuttu. Odaklanarak bir portal açtım. Sırayla portaldan geçtiğimizde kendimizi köyde bulduk. Benim meclisimin yaşadığı köyde.

Daha önce neden portal kullanmadığıma gelirsek Jonas'ın bana borçlu olduğunu söylemek isterim. Onu bir şekilde kullanmak hoşuma gidiyordu.

"Burası neresi?" Meraklı meraklı etrafa göz gezdiren Amara'ya güldüm.

"Burası Bulgaristan'ın unutulmuş bir köyü. Benim meclisim olan Darach meclisi burada yaşıyor." Silas anlamış gibi görünüyordu. Neyi planladığımı anlamıştı.

"Onlardan yardım alacaksın. Şey için..."

"Amara için. Çapa olmaktan seni azat edeceğim Amara." Yavaşça göz yaşlarına büründü. Eliyle gözünü sildiğinde, "Bu doğru mu? Artık acı çekmeyecek miyim?"

Kafamı iki yana salladım ve omuzlarından tuttum.

"Bu büyüyü kendime aktaracağım. Ölülerle en iyi ben başa çıkabilirim ve bunu yararıma kullanabilirim. Yani benim için endişelenme." Endişeli bakışları geçmiş gibi durmuyordu.

"Ama neden meclise ihtiyacın var? Tek başına yapacak kadar güçlüsün zaten." Doğru bir şey söylemişti.

"Haklısın. Ama kendimi çapa yapamam, sadece seni azat edebilirim. Kendime aktarmama doğa izin vermiyor. Bunun için benim gücümle güçlenen bu insanlar devreye girecek." Masumca gülümsedim.

Kafasında ki sorular geçtiğinde onları köyün merkezine götürdüm. Benim burada ki yuvama...

Halkım beni hissedip tekrar sokaklara çıktığında onlara gülümsedim.

Ayin için akşamı bekleyecektik.

***

Haca karardığında şenlik ateşi yakılmıştı bile. Herkes yerini almıştı. Ateşin üzerine asılmış antik bir eser olan deve derisi meşalesi de dahil herkes olacakları bekliyordu.

Öğrendiğime göre sadece antik eserler çapa olabilirdi, başka bir eşya ya da madde canlı olmadığı sürece çapanın ağırlığını kaldıramazdı. Antik eserler kendi manalarına sahiptiler. Ben meşaleyi çapa yapacak ve sonrasında halkım onu bana  aktaracaktı.

Yerde bağdaş kurarak oturdum ve bedenimden çıktım. Amara'nın içinde ki çapayı hissediyordum. Klaus'un kurt yanını uyandırmam kadar kolaydı bunu yapmak. Sadece istedim ve çapa ile Amara'nın bağını kestim. Çapa havada süzülürken onu tutup meşaleye aktardım. Bedenime geri döndüğümde Amara bayılmış bir halde Silas'ın kollarındaydı. İyi olduğunu bildiğim için bakışlarım meclisin cadılarına döndü.

"Sıra sizde! Ellerini kaldırın ve büyünüzü benim için kullanın!" Hepsi gözlerini kapatıp çapayı bana aktarmak için büyü sözleri fısıldamaya başladı. Başlangıçta sesleri kısıktı ama sonra bağırma denilecek kadar büyüdü.

Benim yaptığımın aksine onlar büyü kullanmak zorundalardı. Bu büyüyü bulmak zamanımı almıştı. Bedenim sarsılırken vücudumla birleşen o korkunç ağırlığı hissediyordum. Ruhların çığlığını duyuyordum. Bunu yapmamı istemiyorlardı. Onları sırıtarak karşıladım. Ruhlar emrime amade olacaktı. Önümde diz çökecekler ve her dediğimi yapacaklardı.

Tüm p çığlıkları bastıran İlahi bir ses duyuldu. Bunu sadece ben değil herkes duymuştu üstelik.

"Bu yaptığının sonuçları olacak ESMERALDA! Haddini aştın, bedelini ödeyeceksin!" Gökyüzünde beliren ışığın altında gümüşten kanatları olan ve neredeyse fani bir yüzü olan yaratığa baktım.

"Bunlar senin mi yoksa Tanrı'nın mı sözleri? Söyle Raphael, biraz geç kalmadınız mı?" Ayağa kalkacak gücü kendimde bulduğumda cadılarım ayağa kalkıp beni taklit ettiler. Amara da uyanmıştı.

"Savaş ilan ettiğini tüm Cennet duydu. Bakalım Tanrı'nın gazabıyla yüzleştiğinde de bu kadar mutlu olacak mısın?"

Işık yavaşça karanlığa gömüldüğünde Raphael kaybolmuştu.

"Sakın bana onun baş melek olan Raphael olduğunu söyleme." Silas'a gülümsedim. Artık bir çok şey değişecekti.  Terazinin dengesi bozulacaktı.

Sanırım tatil için cennet iyi bir yerdi?

***

Hatalar varsa kusura bakmayın...

❤❤❤

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Banshee'nin Göz Yaşları -Mystic Falls'da Banshee-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin