Bir söz verilmiş, bir bağ kurulmuştu.O ılık İzmir akşamında iki kişi, birbirilerinin hayatlarına girmeyi kabul etmişti.Düne kadar yabancı olan ikili ,bu geceden sonra birbirine en yakın olmayı seçmişlerdi.
Genç kız yıllardır kurtulmak istediği o karanlık kuyudan çıkmak için ,bir yabancının elini tutmuştu.Karşısındaki adamsa iyileşmek için önce iyileştirmeyi seçmişti.Bu hikayenin sonunda kim yaralanır diye düşünmeden ..
Genç kız avucunun içinde bir yemini kutsayan kalp ve elinin üzerindeki sıcak avuç içi gözlerini yeşil gözlerden çekmesini engelliyordu.Azat ise bu geceki karardan pişman olacaklarını düşünse de ,karşısındaki kızın inancını kırmamak için sustu.Elini indirip avuç içindeki sıcaklıktan uzaklaşınca ,Ela da onun sol yanındaki sıcaklıktan kopmuştu.Ortadaki tuhaf sessizliği bozmak isteyen ikili ,bu akşamı normalleştirmek için uğraştı.
"Ben artık eve gideyim,annem merak eder."
Azat bu tuhaf sessizliği bozan kıza başını salladı.
"Bende sana eşlik edeyim.Normalde dışarı çıkacaktım ama eve gitsem daha iyi olur. Teyzem merak etmesin." diyerek eliyle geçmesi için işaret etti.Ela onun bir adım önünden yürümeye başlarken, Azat'ın bu kadar ayakta durmasını aklına getirerek yavaş yavaş ilerliyordu.Daha önce de çok oturunca veya ayakta durunca vücudunun ağrıdığını biliyordu.
Yanındaki adam daha ikinci adımında yavaşlayan kızın amacını anlasada dillendirmedi.Çünkü koltuk değneğini tutmaktan sol omzu ağrıyordu. Geri yürüyüp parkın içinden geçen ikili hala susarken Azat merak ettiği başka bir konuyu açtı." Anneni nasıl ikna ettin?"
Ela içini tamamen rahatlatamadığı annesini düşününce vicdan azabı tekrar ortaya çıkmıştı.
"Bunca yıldır oynadığımız üç maymun oyununu bozdum.O, benden böyle bir hareket beklemediği için hazırlıksız yakalandı.En sonunda ona herşeyi anlattığımda gönlü razı olmasa da kabul etti."
Genç adam yanında dimdik yürüyen ve kararlarının arkasında böylesine savunan kıza baktı.İlk karşılaştıklarında samimi olduğunu hissettiren kız, şimdi de resmen gücünü gösteriyordu.Güçlü ,güzel,eğlenceli ve samimi bu kız onun sözlüsü olmuştu.Hayat dedi içinden gerçektende çok tuhaftı..
"Bir gece de ikimizi de alt etmene inanamıyorum."derken ,genç kızı güldürmüştü. Birkaç adımdan sonra aklına gelen diğer soruyu sordu.
"Parka geldiğimde gözlerin kızarmıştı.Neden ağladın?"
Ela yanındaki adamın dikkatine şaşırsa da küçük bir tebessümle susmayı tercih etti. Azat'a kalbini kıran kişi yüzünden ağladığını anlatmak kendisine hiçte etik gelmiyordu.
Bu sessizliği genç adamın aklına başka şeyler getirse de kararına saygı duyarak onu üstelemedi.Apartmanın kapısına geldiklerinde ikisi de durmuştu.Yarın akşam daha doğrusu saat gece yarısını biraz geçtiği için bu akşam yüzük takacaklardı.İkisi de bunu bildiği için birbirilerine bakmakta zorlanıyorlardı.
Azat en sonunda dayanamayıp "Ela ,yarın akşama kadar ikimizde biraz sakinleşelim.Bu verdiğin kararın bütün hayatını etkileyeceğini tekrar tekrar düşünmeni istiyorum.İçinde en küçük tereddüt olursa hemen bitirmekten çekinme.Ben sana kızmam hatta yanında bile olurum." diyerek bu konuyu tekrar açtı.Genç kızın ondan çekinmesini istemiyordu.
Ela , gözlerini kısarak ona baktı.Bütün herşeyi boş verip bir konuya dikkat çekerek konuştu.
" Bu kararımdan değil yarın ,10 yıl sonra da pişman olsam bunu ilk önce sen bileceksin.Çünkü bu seninle benim kararımız,bizim hayatımız.Bunu senden asla saklamam.O yüzden lütfen,bu konuyu daha fazla konuşmayalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALINCAK BELASI
Teen FictionGeçmişine takıntılı genç bir öğretmenin,koltuk değneği olan eski bir araba yarışçısıyla yaptığı Salıncak kavgasının hikayesi.. Kahverengi olan Ela ve Umut yeşili olan Azat'ın arkadaşlıkla başlayıp,kendilerini bile aşan hikayeleri... 🍀🍀 Genç kız y...