Kendisine gelen şansları bir bir eleyip, "şanssızım" diyen insanların acizliği çok yorucudur. Kendisi için en iyiyi bilmemelerinin yanı sıra, onu düşünen kimseyi dinlemiyor olmaları da hayatlarınıı zorlaştırır. Çünkü tek yaptıkları ondan geçen şansları kullanan akıllı insanlara izlemektir.
Azat'ın hayatının bir kısmı da bunu yaparak geçmişti. Önce ailesi sonra sevdiği kız, çok sevdiği arkadaşları, bugün ise nişanlısı...Diğerlerinde haklı olsa da bugün dibine kadar haksızdı. Hep kendisine koltuk değneğine bakan gözleri düşünüp üzülmüştü. Hiçbir zaman kendisini düşünen Ela'ya tam anlamıyla bakmamıştı. O üzülmesin diye ondan kaçarken genç kızı paramparça ettiğinin farkında değildi.İyileşmek için ona tutunan kızı ittiğini görememişti. Kendi içindeki savaşta galip olup çıkmadığı için dışarıdaki asıl savaşta Ela'yı hep yalnız bıraktığını şimdi fark ediyordu.
Hele ki Ela'nın içinde bir parçada olsa umut bırakmadığını anlamak kendisini sorgulattı. Durunun sözleri ise onda şok etkisi yaratmıştı, ikisi de haklıydı. Böyle yaparak tam anlamıyla kazanamadığı Ela'yı kaybedecekti.
Restorantındaki odasında siyah gömlek ve yeni kot pantolonu, siyah bir ayakkabıyla tamamlarken aynada kendisiyle göz göze geldi. Saçlarını özenle düzeltip parfümünü sıktıktan sonra saat ve bilekliklerini de taktı. Alt katta, hazırlanırken kararını çoktan vermişti. Birşeyleri değiştirecek ve Ela'ya bağlanmaktan korkmayacaktı.
Asansöre binip gideceği katta inerken onu gören çalışanlar şaşırsa da soru sormadan sadece bakmışlardı.Bir kaç saat önce eşofman ve tişörtle gördükleri adam şimdi bakımlı ve güler yüzle görünce şaşırmaları doğaldı tabi ki. Azat üst katta kapatılan kısımda misafirleri karşılamak için bekleyen arkadaşının yanına gitti. Koltuk deneyinin dikkat çekici sesi duyulunca Duru gurur dolu bir gülümsemeyle ona döndü.
"Sana ait mutluluğu bu sefer bırakmayacağını biliyordum,patron."
Genç adam başına bela olan ama o olmasaydı toparlanamayacağını bildiği kıza üzgün bir şekilde baktı.
"Dua edelimde geç kalmış olmayayım."
Duru yanındaki adamı ,birazcık tanıyorsa nişanlısını ikna edeceğini biliyordu.Sadece ufak bir cesaret konuşmasına ihtiyacı vardı.
"Benim tanıdığım Azat, o güzel kızı ikna eder.Çünkü nişanlının istediği tek şey küçük bir adım.Sen ise bu dünya da tanıdığım en büyük adımları atan kişisin.Gerçek seninle, nişanlını tanıştırırsan,başka birşey yapmana gerek kalmayacak."
Arkadaş konusunda şanslı olan adam ,yanındaki sarışına gülümsedi.Mesajını almıştı.
"O zaman kahverengi kızı, gerçek patronla tanıştıralım."
Gülen ikili müşterilerin sesini duyduğunda sustular.Misafirleri karşılayarak gelenlere güler yüzle "Hoş geldiniz" demeye başladılar.Azat on beş kişilik grup içinde , yeşil ve sade elbisesiyle kapıdan içeri giren nişanlısına bakınca heyecanlandığını hissetti.. Dikkat çekici güzelliği yüzünden sıkıntı duysa da Ela'nın direkt onun gözünün içine bakması gururunu okşamıştı.
Herkes gibi nişanlısı da tokalaşmak için elini uzatınca genç adam, tokalaşmak yerine elini tutup onu kendi yanına çekti."Sende ev sahibi sayılırsın,hayatım.O yüzden burada durmalısın."
Ela elini bırakmayarak yanında durmasını sağlayan adama bakakalmıştı.Bir anda ne olmuştu?Bir kaç saat önce ki adam yerine bir anda parkta görüp ,evlenecek kadar güvendiği adama dönüşmüştü. Arkadaşları ağızları açık şekilde onlara baktığında ise Azat onlara döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALINCAK BELASI
Teen FictionGeçmişine takıntılı genç bir öğretmenin,koltuk değneği olan eski bir araba yarışçısıyla yaptığı Salıncak kavgasının hikayesi.. Kahverengi olan Ela ve Umut yeşili olan Azat'ın arkadaşlıkla başlayıp,kendilerini bile aşan hikayeleri... 🍀🍀 Genç kız y...