9.Salıncaktaki Kız

145 13 0
                                    

Kalbi kırık olan insanlar, yeni tanıdıkları insanlara şans verirken bazı şeyleri yanlış biliyorlar.Mesela ince bir saç teliyle kilitli olan kalp , birçok şeyden daha güçlüdür.Çünkü insan farkında olmadan o incecik bağa ruhunu gizler.Kendi hayatının iplerini avuçlarında tutan insanlar ise bu hayattaki herşeye sahip olabilir.Kendi yıkımını ,hayatındaki tahta koymak yerine o tahta kendisi oturursa hayatı sevmeyi öğrenir.Kendisini mutlu eden herkes hayatını hakettiği gibi mutlu yaşar.Bütün olumsuzlukları, bir gülücükle karşılar ve gerçekten savaşır.Buna en büyük örnek arabayı kullanan kızdı .

Azat'ın arabaya binmesiyle şakalaşarak başlayan yolculuk önce telefon bayisinde,daha sonra ise tekrar arabada devam etmişti.Farkında olmadan iki arkadaş gibi rahat sohbet ediyorlardı.Sağlam ilişkiler güzel arkadaşlıklarla başlar ve en küçük sarsıntıda yıkılmazlar.İkisi de buna inandıkları için bu davranışlarını hiç sorun etmiyordu.

Elanın uzun uzun anlattığı öğrencileri ve Azat'ın arkadaşı gibi olan çalışanlarını konuşmak ikisinide mutlu etmişti.En yaramaz olan öğrencileri merak eden adam,birgün okula gitmeye karar verdii.Ela'yı en kısa zamanda restoranına çağırıp arkadaşlarıyla tanıştırmayı da unutmayacaktı.

Bu güzel anlarda genç adamı rahatsız eden tek şey , Ela'nın açtığı müzikleri kısık seste dinlemesiydi.Çünkü, bir müzik açıldıysa ,ona eşlik etmek gerekiyordu.Belki kırılır diye bunu söylememiş onun yerine ,ona başka bir şekilde takılmayı seçmişti.

"Ela biraz daha yavaşlasana, yan tarafımızdaki kaplumbağaya el sallayamadım."

Genç kız biraz daha samimi olsaydı ,koluna bir tane geçireceği adama kötü kötü baktı.

"Birazdan sağa çekip seni indirince bol bol sohbet eder,bu kötü esprilerinle onu intihara sürüklersin."

Azat ,kahkaha atmamak için başını cama doğru çevirdi. Çünkü sol yanındaki kız gerçektende eli maşalı biriydi.Saklambaç oyunu için yaptıkları gözünün önüne gelince , onun yüzüne karşı kahkaha atma fikri biraz korkutuyordu.

"Yapmayacağına emin olsam,seni sinir ederdim ama şimdilik susuyorum."

Ela zafer kazanmış gülüşüyle,arabayı bir çay bahçesinin önünde durdurdu.

"Hadi in bakalım.Seninle baş edebilmek için kafeine ihtiyacım var."

Azat ,gülerek arabadan indiğinde ,genç kızın almasına izin vermeden koltuk değneğini aldı.Yavaş adımlarla yürümeye başladıklarında,genç adam onlara uzak bir köşede,görmek istemediği birisini görmüştü.Kendisini farketmeyen kadın, uzaklaşmaya başladığında rahatladasa da modu biraz düşmüştü.Sonuçta hiç kimse geçmişini hatırlamak istemezken, onun başrolüyle karşılaşmak istemezdi.Ama bugün sol bacağındaki gelişme ona herşeyi unutturacak kadar güzeldi.Ela'ya söylemek istese de daha birşeyler belli olmadan söylememeye karar verdi.

Kendilerine en yakın masaya oturduklarında tüm dikkatini nişanlısına verdi. Ela ise birkaç gündür ,gece telefonlarını açmadığı için huzurluydu.Garson sipariş alıp gittiğinde, genç kız burayı sevdiğini anlatıyordu.Azat, iş yerine 20 dakika uzaklıktaki bu çay bahçesini görse de hiç gelmemişti.
Siparişlerini getiren garson,kahveyi Ela'nın önüne bırakıp,genç adamada çayını vererek,gitti.
Ela kahvesinin mis gibi kokusunu aldığında güldü.Azat'ın gözlerini kısarak ona baktığını gördüğünde nispet yapar gibi kahvesinden bir yudum aldı.Daha ikinci yudumu alamadan ,genç adam masanın üzerindeki kahveyi kendi önüne alıp,hiç içmediği çayını Ela'nın önüne bıraktı.

"İkinci kural,artık kafeini hayatından çıkartıyoruz.Madem uykusuzluk çekiyorsun o zaman yolumuza bitki çayları ya da açık çayla devam edelim.
Ela, bu düşünceli davranışından etkilense de, kahveyi çok sevdiği için itiraz etmeye başladı.
"Ama ben kahvesiz yapamam."
"Yaparsın, Ela yaparsın. Çok istiyorsan günde bir tane içebilirsin, o da sütlü olacak. Söz ver. "

SALINCAK BELASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin