29.Sahipsiz

145 15 35
                                    

Canım kitabım bin okunmayı geçti♥️ Diğerleri ne der bilmiyorum ama hedefim bin okunma olduğu için çok mutluyum.♥️Bu yüzden Hepinize teşekkür ederim.Ayrıca beğenen herkese de  teşekkür ederim çünkü bu  bir destekti.Bu arada uzun zamandır bölüm gelmiyordu farkındayım.Sebebi ise kısaca sınav,iptal olan sınav,hastalık, misafir ve daha nicesi..

🍀
Neyse bu kitabı beni yazmam için teşvik eden zabababab ve muebnifumi  için paylaşmıştım.Onların ısrarları ve
MustafaYldrm113ın sonsuz desteğiyle yayınlamaya devam ettim.Hepiniz iyi ki varsınız.
Ayrıca benignans seni hiç tanımadan yaptığın  yorum ve beğeniler için çok bölüm atmışlığım var... sana da teşekkür ederim 🍀

Çok uzattım farkındayım o yüzden  sizi bölümle başbaşa bırakıyorum.♥️ Umarım beğenirsiniz..




🍀🍀🍀🍀🍀




Azat, defalarca kez çaldığı kapıyı belki açar umuduyla tekrardan çaldı.

"Elacım güzelim. Hadi, çık artık"

İçeriden gelen iç çekişi duymuştu.
" Çıkmıyorum Azat, git buradan."

Genç adam gülmemek için çabalasa da alayla çıkan sesine mani olamamıştı.
" Büyütülecek bir durum değil.Utanmana gerek yok."

İçeriden gelen utanç dolu ağlamaklı ses
" Babana yürüdüm resmen." dediğinde Azat kendisini tutamayarak gülmüştü.

" Ben de bir ara senin babana yürürüm, ödeşiriz."
İçeriden gelen ama bu sefer kızgın tondaki  "Terbiyesiz." cümlesiyle beraber kahkaha atmıştı.

Azat, sevdiği kızın bu kadar üzülmesinden rahatsız olduğu için onu  sinir ederek dışarı çıkarmayı denedi.
" Hayatım, sırf şartları eşitlemek için yaparım dedim. Yoksa bana ne senin babandan?Ben onun flörtöz kızına aşığım."
Ela duyduklarından sonra kapıyı hırsla açarak kendisiyle alay eden nişanlısına vurmaya çalıştı ama genç adam çoktan kollarını tutmuştu.

" Ne bu şiddet ya? Hem suçlu hem güçlü."
Ela kızarmıştı.
" Suçluyum, haklısın ama ne bileyim ben senin babanı."
Nişanlısı onun elini tutarak kendi çalışma odasına götürdü. Büyük koltuğa oturttuğunda ,kendi de tam yanına oturmuştu. Koltuk değneği yere düştüğünde bunu umursamayarak nişanlısının utanç dolu yüzüne baktı. Genç kız ise onun bakışlarıyla daha da çok ezildiği için suçlu bir tonda özür dilemişti.

" Neden özür diliyorsun,hayatım? Şakalaşmak istediğin adamın babam çıkması şanssızlık olmuş."

Ela, bu anlayış dolu tondan dolayı, sızlayan vicdanı yüzünden ağlamak üzereydi. Azat'ın elini avuçlarının arasına alarak sıktı.
" Yıllar sonra babanın sana karşı attığı adımı mahvettim."
Genç adam içini yakan bu gerçek yüzünden suratını asmıştı. Sevdiğine karşı gülümseyerek onu rahatlatmak istese de babasına olan özlemi sesini titretiyordu.
" Bütün hafta buradaydım ama tam da bugün geldiğine göre şansım yokmuş."

Ela, nişanlısının sesinde hissettiği yoğun özlemle yıtkunmuştu.
" Belki gitmemiştir diye havaalanını falan aradım ama yolcu listesindedeymiş ve gitmiş. "
Azat anlayışla başının  salladıktan sonra nişanlısının yanağını okşadı. Kendisi de bir umut havaalanındaki bir arkadaşından bilgi istemişti. Bugün gideceğini öğrenince ayaklanmıştı ama ardından gelen ikinci mesaj 'Uçağa çoktan bindi' olunca babasına gitmek için geç kaldığını anlamıştı. Yıllardır görmediği babası bin tane insana yetecek olan gururunu yıkarak oğluna gelmişti ama onun haylaz oğlu yine babasına yetişememişti. Ama Azat bugün bir şeyi daha anladı. Düğünden önce gidip ailesiyle konuşacaktı. Gurur falan umurunda değildi. Bu güne kadar ona bir kârı olmayan gururu , babasına ,ailesine olan özlem ateşini söndürememişti.Hani derler ya 'Fazla gurur,adamı yerden yere vurur.'diye,işte Azat yerden yere vurulmaktan bıkmıştı.

SALINCAK BELASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin