30.Kavuşmalar ve Ayrılık

140 13 36
                                    

Merhaba..Çok şükür sınavlar
bittiği için eskisi gibi bölüm
atabilirim.:)Bu bölüm yazdığım en uzun bölüm.Diğerlerini 3 e 5e katlar.O yüzden beğeni ve yorumları bekliyor olacağım..

Bölümün iki farklı şarkısı var.. Güney'in konuştuğu kısımda "Sezen aksu:iki delilik."açarsanız sevinirim..

🍀🍀🍀

Bir masa düşünün,her sandalyesinde farklı bir düşünceye sahip insanın olduğu..Hepsinin konuşmak için bir başkasına baktığı ama tek bir kişinin utançtan kafasını kaldırmadığı..

Baş köşedeki Agâh bey, dünürü olan adamın nefretine kızıyordu.Tam karşısındaki oğlu Azat, babasına sarılmak için yanıp tutuşurken küçük bir yeşil ışık bekliyordu.Babasının yanında oturan Baran, kardeşine söylenenleri yutamadığı için öfke duyuyordu.Azat'ın sağ tarafında oturan Duru , bu masadaki gerginlikten korkuyor ve takım elbiseli adamın gelmesi için dua ediyordu.
Azat'ın daima sol yanında olan Ela ise, dün şakalaştığı adamın gelişine şaşıramadan, babasının nişanlısını itmesine ve hakaretlerinden dolayı utanç duyuyordu.Tam yirmi dakikadır susan grup yanlarına gelen garsonla ,ona odaklandılar.Orta yaşlarda olan adam ,önce herkese tek tek baktı sonra ise Azat'a döndü.

" Abi,son müşterilerde çıktığına göre bende gideceğim müsaadenle.."

"Çık sen, Özer.Ben kapatırım burayı."

Kafasını sallayan adam birden aklına gelmiş gibi -sözde hiç duyulmayan sesiyle-
"Abi, birazdan silahlar patlayacak gibi susmanızın bir sebebi var mı ?" deyince hepsi ona baktı.

Adamın suratındaki korku ifadesi normal bir anda herkesi güldürecekken o cevap bile almadan kaçmıştı.

Onun arkasından hala susan yaşlı adam , gözlerini Ela'ya çevirdi.

"Ela, küs müyüz?"
Hışımla kafasını kaldıran kız, kocaman gözlerle kayınpederine baktı.
"Hayır,efendim.Estağfurullah."

Yaşlı adam tebessüm etti.
"Dün hiç susmuyordun, bugünde konuşmayınca küstün sandım."

Ela , utançtan inlemişti.Bunu duyan Azat dudaklarını birbirine bastırdı.Genç kız kurtarıcısı olan nişanlısına yalvarır gibi baktı.Azat, mesajı almıştı.

"Baba,yapma.Zaten utanıyor."

Agâh beyin gözleri oğluna kaydı.Resmen çökmüştü.Güçlü duran omuzları, dolu dolu olan yanakları ve meydan okuyan gözleri daha bir yorgundu.Kendisine sürekli gelen fotoğraflara bakarken bile içi acıyan adam, az önce erkek olmayı adamlık sanan birisi tarafından ezilen oğluna, günlerce ağlayabilirdi.Ama bunu yapmak yerine hafif kaşlarını çattı.

"Sanane Azat efendi.Gelinimle bana karışma."

Azat durduk yere azar işitince ağzı bir nebze açık kalmıştı.Sonra da "Ben ne yaptım ki ?"diye homurdandı.Babasının onu çok özlediğinden bir haber babasına sitem etmişti. Kendisine gülen abisiyle göz göze gelince "Hayırdır, Baran bey neye gülüyorsunuz?" diye sordu.

Abisi ise asla rahatlığından ödün vermeden gülmeye devam etti.

"Yokluğunda tüm azar bana kalmıştı, Malum Aslan bey mükemmel olduğu için..Ama şu an sende payına düşen azarı aldığını görmek hoşuma gitti."

Azat, bu durumda bile kendisine bulaşan abisine dehşetle bakmıştı.

"Kıskanç."

Baran, hiç istifini bozmadan babasına baktı.

SALINCAK BELASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin