16.BÖLÜM

285 7 3
                                    

Olayın şokunu ilk atlatan Agir oldu hemen koşup yaralı bir halde yerde yatan karısının kafasını dizinin üstüne koyup "gözlerini aç gulamın lütfen kapama o güzel gözlerini hadi canım hadi serap" Agir ağa bir yandah karısının gözlerini açmaya çalışırken Arin hemen göğsünden vurulun yengesinin nabzını kontrol etti ve tampon yapmaya başladı. "Abi acilen yengemi götürmeliyiz ambulansı beklersek çok geç olur yengem de bebeklerde şuan tehlikede." Demesiyle Agir hemen serapı kucaklayıp arabaya koştu adar şoför koltuğuna geçti. Amara da arka tarafa bindi Agir Serap'ın kafasını Amara'nın dizinin üstüne bıraktı ve kendisi de ön tarafa geçti Maran ve adamları kadir ağayı ve adamlarını yakalayıp depoya götürmüştü. Duran aşireti Karahan aşireti ve Piran aşireti de hemen araçlarına binip hizla hastanenin yolunu tuttular. Arin yolda giderken durumu hastaneye bildirmiş kapıda sedye ve doktor ile beklemeleri söylemişti. Hızla hastaneye varın a Agir hemen arabadan inip serap'a kucaklayıp sedyeye bıraktı. Arin durumu doktor arkadaşına özet geçti ve hemen muayene odasına aldılar.

AGİR'İN AĞZINDAN
Kısa bir süre sonra hastanenin önü duyan bütün aşiretler ile dolmuştu. Geçen 30 dakikanın ardından Arin muayene odasından çıkıp "abi yengemi acil ameliyata almamız gerek önce sezeryan ile bebekleri alacağız ve küveze koyucaz gelişimlerini tamamlamak için Ardından göğüs cerrahisi doktorumuz ameliyat yapacak bende ameliyatta bulunucam ama yengem çok kan kaybetmiş  acil 0 rh negatif kan bulmanız gerek" dedikten sonra ben duyduklarım ile duvarın dibine çöküp boş gözler ile baktım ve kendi kendime düşündüm "ya birşey olursa ya onu kaybedersem işte o zaman değil Kadir ağa bütün Mardin benden korksun" Gözlerimden yaşlar usul usul akıyordu. Zühre annem Amara zahir ağa Ömer Mirza hepsi perişan olmuştu. Geçen 45 dakikanın ardından iki hemşire ellerinde iki bebekle çıktı hemen alıp küveze koydular ardından arin çıktı "abi bebekler şuan için durumu iyi ama 30 haftalık doğdukları için ve gelişimlerini tamamlayamadıkları için bir müddet küvez de kalcacaklar." Dedikten sonra tekrar ameliyat için içeriye girdi.  Tek korkum karım ve çocuklarıma birşey olmaması idi. Hele gulamın bir ordan çıksın işte o zaman kadir Ağa'nın benden çekeceği var. Geçen 3 saatin ardından ameliyat hanenin kapısı açıldı arin ve 2 doktor daha çıktı kapıdan hemen kalkıp doktorun önüne geçtim "doktor söyle hele karım nasıldır?" Doktor Agir ağa ve etrafındaki kalabalığa bakarak "hastamız buraya geldiğinde  çok kan kaybetmiş ve bilinci kapalıydı önceliğimiz bebekler olduğu için buda diğer ameliyatımız için biraz zaman kaybı oldu. Ayrıca ameliyatımız biraz zorlu geçti hastamızın ameliyat sırasında 2 kere kalbi durdu. Şuan hayati tehlikesi devam ediyor ilk 48 saat bizim için çok önemli. Bu 48 saatte hastayı uyutucaz ardından ilacı kesip kendiliğinden uyanmasını bekleyeceğiz yani anlayacağın kendinizi herşeye hazırlayın tekrar geçmiş olsun." Dedikten sonra giden doktorun ardından serabımı ameliyathaneden çıkarıp yoğun bakım odasına aldılar. İnsanın sevdiğini bu camın arkasında beklemek ne kadar da zormuş  meğersem.

1 HAFTA SONRA
Aradan koskoca bir hafta geçmiş doktorlar 2 gün boyunca serabı uyutmuşlardı daha sonra ilacı kesmişler ama serap bir türlü gözlerini açmamıştı. Agir'e 2 gün izin vermemişlerdi ama sonra 5 dk olmak şartıyla her gün yoğun bakım odasına geçip karısı ile konuşup doğan minik yavrularını anlatıyordu karısına. Ama ne bir tepki nede bir haber geliyordu Agir kafayı yiyecek duruma gelmişti. Hıncını kadir ağadan almıştı. Agir Adar Ömer Mirza ve Ateş kadir Ağa'nın tutulduğu depoya gidip kadir ağayı bir güzel dövmüşlerdi. Ardından Agir ağa aldığı bir kararı bütün aşiret ile görüşüp kadir ağayı sürgün etmişti. Agir tekrar doktor ile konuşup 5 dakika olması şartıyla yoğun bakım odasına girdi. Serap'ın ellerini avuçlarına alıp dudaklarını bastırdıktan sonra "Gulamın hadi uyan bak oğlumuzun kızımızın ve benim sana çok ihtiyacım var lütfen aç artık gözlerini bak herkesler burada lütfen kalk bizi sensiz bırakma." Dedikten sonra serap'a bağlı olan makinalardan ses gelince içeriye hemşire ve doktorlar girdi hemen Agir'i dışarı çıkarıp müdahale ettiler geçen 15 dakikanın ardından doktorlar çıktı. Gözlerini perişan olmuş insanların üzerinde gezdirdi ve şöyle dedi "çok üzgünüm biz elimizden geleni yaptık ama malesef hastayı kaybettik."
Demesiyle hastane koridorunda çığlıklar feryatlar koptu. Zühre hanım azamet hanım zahir ağa Agir arin Asmin Ömer Mirza hepsi perişan olmuştu. Agir hemen içeri girip üstünü örtmeye çalıştıkları karısının yüzünü açtı ve sıkı sıkıya sarıldı gözünden akan yaşlar Serap'ın yüzünü ıslatıyordu. Tam bu sırada bir mucize oldu ve serap sağ işaret parmağını hareket ettirin de doktorlar dahil herkes şok olmuş bir durumdaydılar. Doktorlar tekrar cihazları bağlayınca kalbinin tekrar atmaya başladığını gördüler. Doktorlar tekrar muayene ettikten sonra tekrar dışarı çıkıp açıklama yaptılar "bu durum çok nadir rastladım bir durum ama şuan hastamız gözlerini açtı yaptığımız muayenede de bir sıkıntı görünmedi birazdan normal odaya alacağız çok geçmiş olsun." Dedikten sonra gittiler geçen 30 dakikanın ardından normal odaya alınan serap ile önce anne babası ve abileri ardından eşi ve ailesi ardından Amara'nın ailesi girip geçmiş olsun dedikten sonra Agir hepsini eve yollayıp sadece kendisinin kalacağını söyledi.  İçeri girince yatakta uzanmış dışarıyı izleyen karısının karşısına geçip "bizi çok korkuttun gulamın ömrümüzden ömür gitti sana veya bebeklerimize birşey olacak diye çok korktuk ama çok şükür sen iyisin gözlerini açtın. İnşallah oğlumuz ve kızımız da iyi olunca hep birlikte buradan çıkıcaz." Dedikten sonra serap kuruyan dudaklarını ıslatıp " ben ne kadar süredir buradayım ve bebeklerimiz şuan neredeler?" Diye sorunca Agir Serap'ın ellerini sıkıca tutup "tam 10 gündür hastanedesin buraya getirdiğimiz de çok kan kaybetmiştin önceliği bebeklere verip serzeryan ile doğum yaptırdılar. Ardından senin ameliyat 3 saat sürdü ama bize 3 asır gibi geldi. Bebeklerimiz 30 haftalık doğdukları için küveze aldılar gelişimlerini tamamladıktan sonra çıkaracaklar." Dedikten sonra Serap tekrar Agir'in gözlerinin içine bakıp " peki nasıllar bebeklerimiz yani sağlık durumları iyi mi? Birde kime benziyorlar?" Agir tekrar karısının gözlerine bakıp "çok güzel bir kızımız var güzelliğini senden almış ama aynı bana benziyor. Oğlumuz ise tıpkı benim gibi yakışıklı ama oda aynı sana benziyor. Gözleri renkli." Dedikten sonra doktor tekrar içeri girip muayene ettikten sonra ikisine de bakıp "şuan bir sıkıntı görünmüyor yarın da böyle iyi olduğunuzu görürsem sizi taburcu edebiliriz." Dedikten sonra çıkıp gitti. Serap Agir'e dönüp "ben bebeklerime görmek istiyorum lütfen beni onlara götür." Dedikten sonra Agir serap'a bakıp "daha yeni çıktın biraz dinlenmen gerek" dedi ama ne fayda serap biraz daha ısrar edince Agir gidip doktordan izin alıp elinde tekerlekli sandalye ile içeriye girip serapı kıcaklayıp tekerlekli sandalyeye oturdu ardından bebeklerinin olduğu yeni doğan katına çıktı. Serap ayağa kalkıp camın arkasından ellerini cama koyup bebeklerine büyüp bir özlem ile baktı "çok güzeller aynı birer melek gibiler." Diyince Agir de "evet onlar zaten şuan birer melekler." Biraz daha orda kaldıktan sonra tekrar odalarına döndüler Agir serapı yatağa uzandırıp kendisi de koltukta uyumaya çalıştı. Sabah kapının çalması ile gözlerini açtı ikili içeriye oda servisi girip kahvaltıyı bıraktılar Agir hemen kalkıp odadaki tuvalete girip elini yüzünü yıkadıktan sonra serap'a da yardım ederek kaldırıp ellerini yüzünü yıkayıp yatağa oturur pozisyonda yerleştirdi. Ardından zorla da olsa birşeyler yedirdi. İçeriye bir hemşire girdi "günaydın serap hanım Agir bey ben yeni doğan hemşiresiyim ve şimdi iyi hissediyorsanız kendinizi bebekleriniz için sizden süt almam gerek. Bu anne sütleri bebeklerin gelişimini tamamlaması ve daha çabuk toparlanmasını yardımcı olacak." Dedikten sonra Serap'ın orayı ile hemen iki göğsünden de süt sağma makinesiyle biraz süt alıp odadan çıktı. Ardından doktor gelip son muayenesini yaptıktan sonra 2 hafta sonra tekrar kontrole gelmesini söyledikten sonra çıkış işlemlerini yapıp taburcu olabileceklerini söyledi ve odadan çıktı. Kapı çalındı ve içeriye arin girdi Agir ikisine bakıp "ben çıkış işlemlerini halledeyim sizde hazırlanın sonra çıkalım hastaneden." Dedikten sonra odadan çıktı Arin serap'a yardımcı olup rahat birşeyler giydirdi. Hazır olunca odadan çıktı Agir de işlemleri bitirip asansöre yönelip yenidoğan katına çıktılar serap geldikleri katı görünce yüzündeki tebesüm ile baktı Agir'e. Agir serap'a bakıp "bebeklerimizi görmeden gidecek değiliz ya gulamın." Dedikten sonra üçlü beraber camın arkasından bebeklere baktılar. Tam bu sırada içeriden çıkan doktor onları görünce yanlarına gidip "bende sizin yanınıza gelecektim serap hanım ve Agir bey.   Bebeklerinizin durumu daha iyiye gidiyor anne sütünün onlara daha iyi gelmesi ile bu gidişte en geç 1 buçuk ayda çıkarırız." Dedikten sonra serap ve Agir büyük bir mutluluk ile birbirlerine sarıldı. Ardından hastaneden çıkıp konağa doğru yol aldılar. Konağa varınca arabadan inip konağa girdiler. Onların geldiğini gören herkes onlara sarılıp geçmiş olsun diyordu. Azamet hanım gelinine bakıp "çok şükür ki kızım iyisin çok yakında bebelerin de iyi olup yuvalarına gelecek." Dedikten sonra serap sadece "inşallah" diyebilmeşti. Hemen odasına çıkıp biraz dinlenmek istedi serap agirin yardımıyla yukarı çıktılar. Agir serap'a yardım edip pijamalarını giydirip yatağa yatırıp kendisi de kısa bir duş alıp pijamalarını giyip Serap'ın yanına uzanıp ikili kendilerini uykunun tatlı kollarına teslim etti. Kapının çalması ile gözlerini açan serap yavaşça yataktan kalkıp kapıyı açtı karşısında amarayı gördü. Amara eltisine gülümseyip "yemek hazır sizi bekliyoruz" dedikten sonra serap "tamam hemen geliyoruz." Dedikten sonra üstüne bugün giydiği elbisesini giyip saçlarını da toplayıp Agir'i ulandırdı ardından Agir'in de kıyafetini giyip hazırlanması ile ikili beraber odadan çıkıp yemek odasına geçip hazır olan yemek masasına oturdular. Herkes sohbetler eşliğinde yemeklerini yiyip kalktıktan sonra yardımcılar da sofrayı topladılar Amara da çayları getirip dağıttıktan sonra kendi çayını da alıp yerine geçip oturdu. Serap çalan telefonuna bakıp çok bekletmeden telefonu açtı.
Zühre hanım: kızım nasılsın iyi misin? Çıkmışsınız bugün hastaneden.
Serap: çok şükür anacım iyiyim. Evet daha iyi olduğum için doktor çıkmamızda sakınca görmedi.
Zühre hanım: iyi iyi kuzum müsaitseniz yanına gelelim istedik.
Serap: tabi anacım müsaitiz buyrun gelin.
Dedikten sonra telefonu kapatı. Bir süre sonra Serap'ın ailesi gelince serap önce babasının elini öpüp sıkıca sarıldı ardından annesine sıkıca sarıldı öptü ve Ömer ve Mirza abisi ile de sarılıp hasret giderdikten sonra yerlerine geçip oturdular. Herkes koyu bir sohbet içindeydi. Serap da arada sohbete katılıyordu ama aklı hastanede kalan bebeklerin deydi. Serap bu halini fark eden Agir karısınınkulağına eğilip "ne düşünüyorsun gulamın." Dedikten sonra serap da Agir'e bakıp "aklım bebeklerimizde kaldı acaba iyiler mi durumları daha iyi olacak mı?"  Dedikten sonra Agir karısının elini tutup "merak etme gulamın bizim bebeklerimiz çok güçlüler herşeye rağmen yaşama savaşı veriyorlar bak doktor da bugün dedi daha iyiler diye hem sen kendini böyle üzersen sütün kesilir ve bebeklerimiz toparlanamaz. O yüzden kendini üzme ki bebeklerimize daha faydalı olalım." Dedikten sonra kendilerini izleyen aile üyelerini görünce serap biraz utanmıştı. Ama herkesin yüzünde bir hüzün oluşmuştu. Çünkü herkesin korkusu ya bebekler iyileşmesi o zaman ne serap'ı ne de Agir'i toparlayabilirlerdi. Herkes bir şekilde sohbetlerine devam ettiler gelen kahveler eşliğinde tatlılar da yenildi. Vakit epeyce geç olunca Duran ailesi gitmek için ayaklandılar. Serap ailesi ile vedalaştı ailesi gittikten sonra herkes birbirine iyi geceler dileyip odalarına çekildiler. Serap ve Agir de odalarına geçti üstüne pijamalarını  giydiler daha sonra yatağa geçip kendilerini uykunun tatlı kollarına teslim ettiler.

BERDEL/ KALBE SÜRGÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin