5.BÖLÜM(ÇARŞAF)

750 13 0
                                    

Sabah kapının çalması ile gözlerini açtı serap kalmaya çalışırken kasıklarına giren ağrı nedeniyle yavaş bir yekilde kalkıp üzerine sabahlığını giyip kapıyı açtı. Karşınızda kaynanasını görünce önce şaşırsada sonradan ne için geldiğini hatırlayıp önce," rojbaş jımom(kaynana) " diyince kayanansı aynı şekilde güler yüzü ile " rojbaş keçamın(kızım) " dedikten sonra Serap çarşafı kaynanasını uzattıktan sonra kaynanasını yüzündeki gülümseme daha da büyüdü." Bı ser xerebe inşallah keçamın (hayırlı uğurlu olsun inşallah kızım) diyip gitti. Ardından Serap da kapıyı kapattım yatakta uyuyan kocasına baktı hala uyuyordu hemen kendine beyaz uzun kollu dizinin biraz altında v yaka bir elbise seçip banyoya geçti banyodaki işlerini halledip elbisesini giyip odaya geçip makyaj masasının önüne geçti hafif bir makyaj yapıp saçlarını da iki kenarından birer tutam alıp arkadan tel toka ile tutturdu.

 Ardından Serap da kapıyı kapattım yatakta uyuyan kocasına baktı hala uyuyordu hemen kendine beyaz uzun kollu dizinin biraz altında v yaka bir elbise seçip banyoya geçti banyodaki işlerini halledip elbisesini giyip odaya geçip makyaj masasının önü...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Elbise bu)

Hazır olunca ayağa kalktı o sırada Agir'in yatakta uzanıp onu izlediğini görünce şaşırdı içinden "şimdi bu adam durduk yere neden beni seyrediyor ki" derken kocası tam dibinde durdu aralarında milim mesafe vardı ve kocası ona "rojbaş gulamın" diyince serap sadece "rojbaş Agir ağa" diyince Agir'in kaşları çatıldı ve "ben senin kocanım canım hayatım kocacım gibi kelimeler kullanmak istemezsin belki ama en azından Agir de bana olur mu?" dedikten sonra Serap sadece "tamam Agir" dedi Agir hemen banyoya geçti işlerini halledip banyodan çıkana kadar serap ona siyah takım elbisesini ve beyaz gömleğin çıkarıp yatağın üstüne bıraktığında agirde banyodan çıkıp hemen üstünü orada değiştirmeye başlayınca Su utanıp kafasını başka yöne çevirdi. Agir onun bu halini görünce tahtayı bastı ve şunu dedi, "dün gece zaten çırılçıplak bir şekilde gördün beni şimdi de bu yüzden mi utanıyorsun lütfen gulamın ben senin kocanım ve senin yanında en rahat şekilde daranmak istiyorum anlaştık mı" dediğinde çoktan giyinmiş serabın yüzünü avuçlarının içine alıp anlına bir öpücük kondurdu serap da sadece tamam der gibi başını salladı. Ardından ikisi odadan çıkıp Agir avluya geçti,serap isemutfağa inip kızlara " rojbaş diyip yardım edilecek bişey var mı?" diye sordu herkes bir ağızdan " dojbaş gelinağam yok siz herşey hazırdır tepsiyi de şimdi çıkarır kurarız sofrayı" diyince serap hemen tepsiyi eline alıp avluya geçti kahvaltılıkları masaya yerleştirdi. Diğerleri de eksikleri getirince herkes masala geçti serap da Agir'in yanına geçip Ahmet Ağa'nın "afiyet olsun" demesiyle masada sadece çatal bıçak sesleri geliyordu. Ateş hemen ortayı neşelendinmek için yengesine takılmaya başladı.
Ateş Karahan: Yenge kusura bakma ama sen çok güzelsin abim senin yanında halt etmiş sen abime fazlasın diyince
Serap tebessüm etmekle yetinmiş tabi bu duruma asıl sinirlenen Agir ağa oldu.
Agir ağa: Sabah sabah zevzek zevzek konuşup canımı sıkma benim.
İkili bu şekilde didişirken herkes onlara gülüp duruyordu. Kahvaltı bittikten sonra erkekler işe gitmek için kalkınca serap da Agir ağayı geçirmek için peşine takıldı. Konağın kapısının önünde durup
Serap: Hayırlı işler işin rast gelsin inşallah Allah'a emanet ol"
Agir: Sağol gulamın sende dikkat et kendine he ağır çok olursa ağrı kesici iç fayda etmez ise beni ara gelip seni alıp hastaneye götüreyim.
Diyip serabın anlına küçük bir size kondurup arabasına binip iş yerinin yolunu tuttu.
Giden Agir'in ardından serap da avluda toplanan kahvaltıya yardım etti. Bulaşıkları da sudan geçirip makinaya attıktan sonra kaynanasını kendisine ve güzel görümcesine orta sekerli 3 kahve yapıp yanlarına da çikolata ve lokum koyup pişen kahveyi fincanlara boşalttıktan sonra tepsiyi alıp avluya çıktı.
Serap: Jımom(kaynana) bize kahve yaptım diyip tebessüm edip kahveyi uzattı ardından görümcesine ve en son kendi kahvesini aldı biraz utanıyordu aslında ama konuştukça utangaclığı gidiyordu.
Arin: Yenge sen İstanbul'da ne iş yapıyordun.
Serap: Canım ben İstanbul'da özel bir hastane de kadın doğum ve hastalıkları uzmanı olarak çalışıyordum. Peki sen ne iş yapıyorsun canım.
Arin:Bende burada Mardin şehir Hastanesi'nde doktor olarak çalışıyorum.
Serap: Ya ne güzel çok sevindim.
Diyip uzunca sohbet ettiler Serap biten kahve fincanlarını toplayıp mutfağa indi arinde çantasını telefonunu ve arabasının anahtarını alıp işe gitti. Mutfaktaki işini bitiren serap odasına çıktı. Çoktandır eline almadığı telefonunu eline alıp arkadaşı miray'ı aradı. İkinci çalışkan sonra telefon açıldı.
Miray: Alo kuzum nasılsın seni çok merak ettik.
Serap: Ben iyi olmaya çalışıyorum işte beni boşver de Miray Gökhan nasıl daha iyi mi?
Miray: Evet çok şükür 2 gün önce hastaneden çıktı. Her gün arkadaşlarla gidip kontrol ediyoruz. Yani yavaş yavaş kendini toparlamaya çalışıyor. Onu teselli etmeye çalışıyoruz kendini toparlasın, üzmesin diye ama nafile. Kötü bişey yapmasından korkuyoruz canım.
Serap: Şimdi siz onun yanındasonoz diye gönlüm rahat ama vicdanım hiç rahat değil onu böylece yarı yolda bırakmak beni çok üzüyor. Hem Gökhan öyle kötü biri değil ki korkma kötü bişey yapacağını sanmam.
Miray: Evet güzelim haklısın ama sen onu böyle sevdiğin için ona zarar gelmesin diye kendinden önce sevdiklerine düşündüğün için böyle yaptım eminim Gökhan bunu bilse seninle gurur duyar.
Böyle biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapatı. Kasıklarındaki ağrı nedeniyle biraz uyumayı düşündü belki geçer diye kapının açılması ile gözlerini açan serap yanı başında duran kocasını görünce hemen toparlandı.
Agir: Gulamın iyi misin neden uyudun ağrın falan mı var yoksa bir hastaneye falan gidelim mi?
Serap: Evet biraz ağrım vardı ama endişelenme şuan için iyiyim.
Dedikten sonra banyoya geçip elini yüzünü yıkayıp yeniden odaya geçti. Agir ile birlikte avluya geçip kurulu olan yemek masasına oturdular
Ahmet Ağa'nın "afiyet olsun" demesiyle masada sadece çatal kaşık bıçak sesleri geliyordu. Biten yemeğin ardından el birliğiyle sofra toplanıp serap çayları doldurup avluya çıktı.herkese çaylarını dağıtıp en son kendi çayını aldı erkekler kendi aralarında kadınlar kendi aralarında sohbet ediyordu. Vakit epeyce geç olunca herkes odasına çekildi. Serapda mutfaktaki çay bardaklarını makineye dizip işi bitince odasına çıktı. Kocasının uyudiğunu düşünüp kapıyı sessizce açtı odada göz gezdirin ve Agir'in odada olmadığın banyodan su sesleri gelince duş aldığını anladı. Serap da bu fırsattan istifade üzerine bir geceliğini giydi o sırada banyodan çıkan Agir serab'ı öylece görünce sesli bir şekilde yutkunup onu baştan aşağı süzdü Doğal dalgalı kumral saçları gökyüzünü andıran masmavi gözleri ve beyaz teni ile adeta bir huri gibiydi böyle düşünürken bir kaç adım atıp karısının karşısına geçip "çok güzelsin sana bakmaya asla doyamam" diyince serap utanıp hemen banyoya koştu. Kapıyı kapatıp aynadan kendine bakınca bu adama karşı olan nefretenen yerini şuan almaya çalışan duyguların ne olduğunu anlamıyordu acaba gerçekten ona aşık mı oluyordu?" Hayır hayır diyip tafasını iki yana salladı "o benim zorla evlendiğim İstanbul'daki hayatımı sevdiğimi mesleğimi elimden alan adam onu asla ama asla sevmeyeceğim." Diyip banyodaki işlerini halledip odaya geçti Agir'in çoktan uyuduğunu görünce derin bir nefes aldı ve hemen yatağına geçip uyumaya çalıştı ama nafile aklı gökhandaydı çünkü bugün arkadaşının Gökhan'ın birşeyler yapmasından korktuğunu söyleyince pek inanmasa da yine içinde endişe vardı. Seline sarıman kıllarla kendini rahatsız hissetsede gözlerini kapatıp uyumanın iyi bir fikir olacağını düşündü ve kendini uykunun güzel kollarına teslim etti.

BERDEL/ KALBE SÜRGÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin