25. BÖLÜM

159 4 0
                                    

Sabah oğlunun ağlaması ile uyanan Serap hemen yataktan kalkıp oğlunu beşikten alıp karnını doyurup altını değiştirip üstünü giydirip Agir'in yanına bıraktı yanına da yastık koyup banyoya geçip işlerini halledip giyinme odasına geçip üstüne  dizlerinin biraz üstünde çiçek desenleri bulunan belden kemerli elbisesini giyip saçlarını da açık bırakıp hafif bir makyaj yapıp Agir içinde siyah takım elbise çıkarıp koltuğa bıraktı.

Sabah oğlunun ağlaması ile uyanan Serap hemen yataktan kalkıp oğlunu beşikten alıp karnını doyurup altını değiştirip üstünü giydirip Agir'in yanına bıraktı yanına da yastık koyup banyoya geçip işlerini halledip giyinme odasına geçip üstüne  dizler...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Elbise bu arkadaşlar)

Agir'i uyandırıp oğlunu beşiği bırakıp hemen yatağı düzeltti. Ardından oğlunu da alıp çocukların odasına geçti uyanan çocuklarını banyodan çıkarken buldu. Onlara hemen kıyafet çıkarıp giyinmelerini izledi. Çünkü artık oğlu ve kızı büyüdükleri düşünüp kendilerinin giyinebileceklerini söyleyip annelerinin onları giydirmesi ne izin vermiyorlardı. Odaya giren Agir hazır olan çocuklarınelinden tutup odadan çıktılar.  Avluya indiklerinde temmuz sıcağı kendini belli ediyordu. Oğlunu yerdeki minderleri bırakıp kahvaltı hazırlıklarına yardım için mutfağa indi. Hızlı bir şekilde hazır olan kahvaltı tepsisini alıp avluya çıktı kahvaltılıkları masaya yerleştirirken sonra Amara çaydanlığı alıp gelirken serap da ekmeği alıp gelmişti. Herkes hazır olan kahvaltı sofrasına oturup yerine aldı. Masadaki sessizliği Agir'in çalan telefonu bozdu. Agir müsade isteyip masadan biraz uzaklaşıp telefonu ile konuşmaya başladı.  Serap da bir yandan kahvaltısını yapıp bir yandan da arkadaşı ile sohbet ediyordu. Agir telefonu kapatıp sinirli bir şekilde masaya döndü.  Ahmet ağa oğlunun bu haline kaşlarını çakıp sorusunu sordu "hayırdır inşallah oğul nedir bu halin?" Diye sorunca Agir sıkıntılı bir nefes verip ağzını açıp konuştu "Amed'deki  HAZEROĞLU AŞİRETİ VE BOZBEYLİ AŞİRETİ arasındaki kan davası için Nihat(SEYHANLI) ağa beni aradı. Bozbeyliler artık kan davası bitsin diye diğer ağalar ile görüşüp fikrini bunmuşlar onlar da kabul edip ROHAT HAZEROĞLU ile konuşmuşlar onlar da aslında bu kan davasının bitmesinden yana ama en son onlardan bir can gitmiştir hem Rohat Ağa'nın abisi ve yengesinin sebebiz yere öldürülmesinin karşılığında kan isterler. Bu yüzden Nihat ağa ben, Ömer Duran, Hakan Piran olarak bizleri de deveyi çözmek için arkalarında durmamızı isteyip oraya gelmemizi isterler aşiret cumartesi günü toplanacakmış." Dedikten sonra Ahmet ağa tamam anlamında başını salladı bugün daha pazartesi idi. Ve 2 gün sonra oğulları Yağız meriçin 40 mevlüdüve Amara'nın bebeği için mevlid yapılacaktı ayrıca yarın toprak ve yaprağın doğum günü idi. Biten kahvaltının ardından erkekler işe gitmek için ayaklanırken Serap ve Amara da eşlerini geçirmek için konağın kapısının önüne kadar yürüdü ve ikili birbirlerine bakıp "hayırlı işler işiniz rast gelsin inşallah Allah'a emanet olun." Dedikten sonra Agir ve Adar da eşleri gibi "sizde kendinize dikkat edin Allah'a emanet olun" dedikten sonra eşlerini öpmüş ve arabalarına binip şirketin yolunu tuttular. Ateş ise bugün şirkete gitmeyecek Miray ile önce hastaneye başvuru için gidecek ardıhdan güzel bir Mardin gezisi yapacaklardı. Hazır olan ikili aşağıya inip konaktan çıkarken Serap arkadaşına hoşçakal deyip eltisi ile kol kola girip yukarı avluya çıktı. Yardımcılar ile birlikte sofrayı topladılar daha sonra da Amara kahve yaparken serap da ikramlık çikolata ve lokum koyup su bardaklarını da hazırladı Amara pişen kahveyi fincanlara boşalttıktan sonra tepsiyi alıp avluya çıktı kahveleri ikram ettikten sonra kendi kahvesini de alıp yerlerine geçtiler. Ahmet ağa küçük torunu ile ilgilenip bir yandan da kahvesini içiyordu. Azamet hanım ise 2 gün sonra yapılacak olan mevlüt için konuşuyorlardı. Azamet hanım gelirlerinin özelikle herşey ile ilgilenmesini istiyorlardı çünkü hiçbir şey eksik olmamalıydı. Vakit epeyce geç olunca serap oğlu Yağız Meriç'in karnını doyurup altını değiştirip beşiğe yatırdı ardından da aşağıya mutfağa geçip yemeklere yardım etti. Geçen 2 saatin ardından herşey hazır olmuştu. İki elti oturmuş dinlenirken serap amaranın yavaş yavşe çıkmaya başlayan karnını seviyordu. Açılan konak kapısı ile ikili mutfaktan çıktı gelen Adar ve Agir idi ikili eşlerinin yanına geçip hoşgeldiniz dedikten sonra abi kardeş eşlerini öpüp hoşbulduk deyip yukarıya çıktılar Adar ve Amara kendi odalarına çıkarken Serap ve Agir de bir üst kata çıkıp kendi odelarına çıkktı serap içeri girer girmez kendini kapı ile Agir arasında buldu. Agir karısının boynuna eğilip güzel kokusunu içine çekti ardından da boynuna öpücük kondurdu. Serap da kollarını kocasının boynuna dolayıp dudaklarına küçük bir buse kondurdu ardından da Agir'i banyoya yolladı ve ona rahat kıyafetler çıkarttı. Agir elini yüzünü yıkayıp banyodan çıktıktan sonra giyinme odasında üstünü giyip karısının elinden tutup tam çıkacakken ağlayan oğlu ile karısının elini bırakıp oğlumu beşikten alıp sevmeye başladı serap ağlamaya devam eden oğluunu alıp karnını doyurup tekrar Agir'e verip beraber odadan çıktılar. Serap avluya inince elleri yüzleri kirlenen oğlu ve kızını bu kattaki banyoya götürüp elini yüzünü yıkadıktan sonra kurulayın avluya geri gittiler herkes hazır olan yemek masasına geçip yerini aldılar.  Hoş sohbetler eşliğinde yemekler yenilmiş herkes sedirlere geçerken tekrar açılan konak kapısı ile herkesin bakışları orayı buldu gelen Miray ve Ateş idi. İkili gülerek yukarı çıkmışlardı bu durum aile üyelerinin yüzünde gülümsemeye yol açmıştı. Belliydi Ateş'in gönlünü fena kaptırdığıydı bu kıza. Herkese iyi akşamlar dileyen ikili yerlerine geçip oturmuştu. Azamet hanım Miraya dönüp "Nasıl beğendin mi kızım buraları?" Dedikten sonra Miray bakışlarını kaldırıp azamet hanıma baktı "Evet efendim buralar her şeyi ile çok ama çok güzel. Beğenmek ne kelime bayıldım hatta." Azamet hanım bu duruma tebessüm edip sohbetlerine devam ettiler kadınlar kendi aralarında sohbet etmeye başladılar erkekler ise kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Biraz vakit geçtikten sonra serap ve Amara çocukları yatırmak için odalara çıktı serap hemen oğlunu beşiğe yatırıp çocukların odasına gittiğinde çoktan kıyafetlerini değiştirdiğini görünce gülümsedi iyi geceler dileyip yanaklarından öptükten sonra ışığı kapatıp odadan çıktı. Amara da bu sırada kızını yatırıp avluya çıkmıştı. Gençler baş başa kalınca herkes kendine yere minder atıp oturdu kızlar da mutfakta atıştırmalık bişeyler hazırlayıp tekrar avluya çıktılar. Hep birlikte sohbet eşliğinde bugün ki hedefleri olan Ateş ve Miraya takıldılar. Vakit böyle böyle geçerken neredeyse gece yarısı olmuştu herkes birbirine iyi geceler dileyip odalarına çekildiler serap hemen banyoya geçip işlerini halledip üzerine saks mavisi geceliğini giyip yatağa geçti Agir de siyah eşşofman ve beyaz tişört giyip yatağa geçti. Sevdiğinin belinden sıkıca sarılıp saçlarından bir öpücük kondurdu. Ardından günün verdiği yorgunluk ile ikili kendilerini uykunun tatlı kollarına teslim etti.
🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼Sabah erkenden kalkınmış kahvaltılar edilip erkekler işe gitmişti. Serap ve Amara ise şuan mutfakta bugün çocuklarının doğum günü olduğu için 3 çeşit pasta yapıyorlardı mutfakta(meyvel,çikolatalı,frambuazlı). Vakit akşama yaklaştığı için pastalar halledilmiş yemekler yapılıyordu. Serap sabah pasta malzemesi almak için çıktığında oğlu ve kızına güzel birer hediye almıştı. Vakit akşam olmuş herşey hazırlanmıştı. Oturma odası çok güzel bir şekilde süslenmiş idi. Duranlar Piranlar ve Beritan aşireti de yemeğe davet edilmişti. Giriş katta avluda büyük kocaman bir masa kurulmuştu. Serap ve Amara herşeyin hazır olduğuna kanaat getirince odalarına çıkıp hazırlandılar.

BERDEL/ KALBE SÜRGÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin