Tebrik Ederim, Beni Pes Ettirdin-13

63 48 9
                                    

Karanlığı benimse... Zira karanlık, gerçek ışığımızdır.

24. Gün /02.10.22

"Akıl hastasısın sen kızım!" Diye bağırdı bana Alara hastane koridorunda üzerime yürürken.

Üzerime yürüyordu ve ben bir şey yapamıyordum, her yerim titriyordu. Eğer Batuhan ve Efe olmasa beni muhtemelen parçalamıştı bile.

Lara ise bana hayal kırıklığı ile bakıyordu.
Gözlerimin kararması, her yerin flulaşması gözlerimin önüne geliyordu.

Nasıl böyle bir şey yapmıştım ben?
Nasıl birine zarar vermiştim?

Ben kimseye zarar veremezdim. Karanlığın içindeki en küçük ama en saf beyaz noktaydım ben. Annem hep öyle derdi bana. Peki şimdi?

Hâlâ karanlığın içindeki en küçük saf beyaz nokta mıydım? Hayır değildim.

Ben birine, hatta söylediklerinde haklı olan birine vurmuştum ve onun bilinci şu an kapalıydı.

Ateş'in ayılması için Arda'nın onu yanımızdan götürmesinin üzerinden 2 buçuk saat geçmişti. Artık gelmek üzere olmalılardı. Telefondan saati baktığımda saatin 5 buçuk olduğunu gördüm. Telefonumu tekrar çantama koyduğum sırada Ateş'in koridorun en başından Arda'yla birlikte geldiğini gördüm. Yavaş yavaş, başı eğik şekilde geliyordu.

Kaç saat olmuştu hâlâ kendime gelememiştim ben de.

Ateş zar zor geldiğinde tam da yanıma oturmuştu.

Bense o olay olduğundan beri hiç konuşmamıştım.

"En büyük pişmanlığımsın." Dedi son derece sessiz ve sakin şekilde.

Göz ucuyla ona baktığım sırada tekrar konuşmaya başladı.

"Gözlerime bak." Dedi.

Bakamıyordum.

"Ceyda sana gözlerime bak dedim!" Dedi ama az önceki ses tonundan daha yüksekti sesi.

Olduğum yerde korkuyla irkilip ona baktığımda sinirli yüz hatları gevşemişti.

"Ben hayatımda sana aşık olduğum kadar başka bir kimseye aşık olmadım. Neden bana, çevreme zarar verdin ki?" Dedi.

Bilmiyordum.

"B...Bilerek ya...Yapmadım Ateş, sana yemin ederim." Dedim. Uzun süredir konuşmadığım için sesim kesik kesik çıkıyordu.

Yeniden bana, "Neden yaptın?" Dedi. Bir şeyleri ilk soruşunda sakin, ikinci soruşunda ise daha sert oluyordu.

Ağlamak üzereydim ama kendimi tutmalıydım. Sakin ol, sakin ol, sakin ol...

"Bilmiyorum..." Dedim sadece. Daha doğrusu, diyebildim.

"Duru haklıydı. Bazı hatalar bazen yapılmalı. Olgunlaşmamız için bu gerekir. Ama dersini aldıktan sonra da o hatadan dönülmeli. Ben hatadan döneceğim zamanı bilemedim ve o anlık boşlukla senin oraya gelmene izin verdim, sen de geldin. İzin vermemeliydim. Şimdi o hatadan dönüyorum ve seni serbest bırakıyorum. Tebrik ederim..." Dedi.

Bana acı ve hayal kırıklığıyla karışık buruk bir gülümsemeyle baktı.

"Beni pes ettirdin."

"Ateş..." Dedim.

Ayağa kalkıp koridoru gösterdi.

"Duru uyandığında senden şikayetçi olmaması için ben ikna edeceğim. Şimdi git! Poyraz'a mı gidiyorsun, başka bir yere mi gidiyorsun inan zerre umrumda değil. Bundan sonra hem benden hem de ailem dediğim insanlardan da uzak dur. Zarar verme." Dedi.

BAŞKA BİR EVRENDE ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin