YARALI KALPLER (FİNAL 1)

48 2 0
                                    

Bu final, ''Başka Bir Evrende''nin ilk kitabının final bölümüdür. İkinci kitabı ise, ''Kendi Evreninde'' olarak yayınlanacaktır!!!!!

24.09.26

"Çok güzel oldun," dedi Sarah, Ceyda'ya.

Genç kadın gülümsedi.

"Teşekkür ederim, hadi çıkalım artık ya, çok heyecanlıyım ben!" Deyip etrafında döndü. Sade gelinliğine yakışır şekilde yaptığı sade makyajı onu olduğundan daha güzel göstermişti.

Sarah, tıpkı annesi gibi bembeyaz giyinen Lena'yı kucağına almış, kapıda duran arabanın yanına inmişti. Ceyda ise topuklu ayakkabılarını giyip çıkmıştı.

"Ee," dedi genç adam, "Binin arabaya da salona geçelim artık."

Genç kadın, birazdan eşi olacak adama gülümsedi ve arabanın ön koltuğuna bindi. Sarah ise Lena'yı alıp Batuhan'ın arabasına bindi.

Ceyda, eliyle arabanın radyosunu yoklayıp telefonunu çıkardı ve telefonumu radyoya bağladı.
Bu aralar favorisi olan şarkıyı açmaktan ve eşlik hiç çekinmedi.

"Görürsün sana neler edeceğim, çoktandır senin gözün dışarda."

Dedi ve sustu. Ateş'e doğru bakıp yine cama döndü ve camı açıp eşlik etmeye devam etti şarkıya.

"Eskisi gibi bağlı değilsin bana, gelmem bu oyuna, bırakmam yanına... Ne işler açacağım başına..."

"Ne bu?" Dedi Ateş göz devirerek. "Niye böyle şeyler dinliyorsun?"

Ceyda ise onu dinlemeyip devam etti şarkıya eşlik etmeye: "Seveceğim, gezeceğim, görürsün sana neler edeceğim, bir değil bin cezayla hakkından geleceğim senin..." Dediğinde Ateş, radyoyu kapattı. Üstüne alınmıştı şarkıyı. Bu yüzdendi tüm gerginliği.

"Ceyda evlenmeye gidiyoruz ne bu saçma salak şarkılar ya!" Diye bağırdı birdenbire.

Genç kadın bir nefes verdi. Böyle bir adamla mı evleniyordu? Böyle bir adama mı bebek doğuracaktı?

Ceyda kollarını birbirine bağlayıp arkasına yaşlandı. İçinde kötü bir his vardı sanki, bir şeyler olacaktı.

"Kızma," dedi tek gözüyle sevgilisine bakıp: "Özür dilerim."

"Önemli değil," dedi adam içinden. Daha önce yüzünde hiç olmadığı kadar sertlik vardı.
Radyo, Ceyda tarafından yeniden açıldığında derin bir nefes verdi Ateş. 

''Seni seviyorum ama neden böyle yapıyorsun?'' Dedi Ceyda yüzünü düşürerek. Canı sıkılmıştı bu durumdan. 

''Düğüne giderken neden böyle şarkılar açtın? Bir şeyler mi ima etmeye çalışıyorsun Ceyda?''

''Ne ima edebilirim bebeğim?'' 

''Bilmem, sana sormak lazım.''

Ceyda yutkunup konuyu değiştirmek adına gülümser gibi yaptı. 

''Bu gece Lena, Sahra'larda kalacak, malum.''

''Gelseydi evine. Biliyorsun ki ilk gecemiz değil.''

''Evet ama özel olsun istedim.'' 

''Peki.''

Konuşmalarından dakikalar sonra  düğün salonuna vardıklarında Ateş, hiç görmek istemediği birini görmüştü...Elisa. 

Duraksadı. 

Neden buradaydı bu kadın şimdi? Ceyda bir şeyler olduğunu fark ederse ne olacaktı? 

Ceyda, yürürken Ateş'in arkada kaldığını fark edince ona doğru döndü. 

''Ateş? Bir şey mi oldu?''

''Ha...Hayır.'' diye kekeledi Ateş. Ceyda kaşlarını kaldırıp baktığında Ateş, Elisa'ya doğru ilerleyip onun yanından öylece geçip salona girdi. Gelin ve damada ait nikah masasına doğru gidip oturdu. Takım elbisesinin cebinde olan kağıda son kez bakıp yine cebine koydu. Ceyda da onun arkasından gelip oturduğunda Ateş'in yüzündeki gerginliği sezmişti. 

''İyi misin? O kadına neden öyle baktın?''

Ceyda onun bakışlarını bir şekilde yakalamış olmalıydı ama en iyi yaptığı şeyi yapacaktı:  bilmezlikten gelmek. Tabi Ceyda da Ateş'in bu huyunu bildiğinden önceden tahmin etmişti bunu. 

''Hangi kadın?'' dedi Ateş. 

''Şu kapıda duran, bembeyaz giyinmiş kadın.''

''Bilmem, tanımıyorum.''

''O seni tanıyor gibi görünüyor ama?'' dediğinde Ceyda, Ateş'in sert bakışlarıyla karşılaştı. 

Nikah memuru geldiğinde Ateş'in elleri titremeye başlamıştı.

''Ben lavaboya kadar gidip geliyorum. Yüzümü yıkayacağım...'' dedi ve ceketini sandalyeye asıp lavaboya gitti. Ya da en azından herkes böyle sanıyordu. Aradan dakikalar geçmiş, ne gelen ne de giden olmuştu. 

''Ne zaman gelecek bu damat ya hu, başka nikah kıyacaklarımda var benim, zamanımı alıyorsunuz Gelin Hanım,' dedi nikah memuru memnuniyetsiz şekilde saatine bakarak. 

''Özür dilerim, eminim gelecektir,'' dedi Ceyda mahcup bir ifadeyle. Nereye gitti bu çocuk diye düşünüyordu. 

Batuhan, öne atılarak, ''Ben bakarım Memur Bey hemen,'' deyip lavaboya doğru gitti. Fakat Ceyda fark etmişti ki, Ateş'in lavaboya gidiyorum diyerek gittiği yer, Batuhan'ın gittiği yerin tam tersiydi.

Dakikalar sonra Batuhan yüzünde endişeli bir yüz ifadesiyle geldi. ''Ateş yok...'' 

''Ne?!'' diye bağırarak ayağa kalktı Ceyda. ''Ne bu, nasıl bir şey bu Batuhan?'' deyip telefonunu çıkarıp seri hareketlerle Ateş'i aradı. Ama telefon az önce sandalyeye bıraktığı ceketteydi. Ceyda telefonu alırken içinden bir kağıt düştü. Sarah,  Ceyda'dan hızlı davranarak yere düşen kağıdı aldı, okudu. Yüzü dehşetli şekilde Ceyda'ya baktı. 

''Oku,'' dedi Ceyda. 

Sarah başını hayır anlamında salladığında Ceyda sakin olmak üzere derin bir nefes verdi. 

''Oku dedim Sarah.'' Sarah, kağıdı tam okumaya çalışıyordu ki, Batuhan aldı kağıdı ve okumaya başladı.   

''Çok sevdiğim kelebeğime;'' deyip yutkundu ve Ceyda'ya baktı Batuhan. Ceyda ona gözüyle mektubu işaret edince okumaya devam etti. Okumak zorundaydı.

''Seni seviyorum, seni öyle seviyorum ki kendimden korumak istiyorum Ceyda. Sana iyi gelmiyorum ben. Kalbini kırıyorum, üzüyorum seni. Ben o çocuğa babalık yapamam ben kelebeğim. O gün bana sen demiştin ya: ''kelebekler bir gün yaşar,'' diye. Sen bir gün yaşama kelebeğim. Sen bir gün yaşama ki ben her gün yaşıyayım. Elime yüzüme bulaştı benim hayatım. Toplayamıyorum. Yapamıyorum seninle. Lena üzülecek, ona bir gün döneceğimi söyle olur mu? Benim çocuğuma da çok iyi bak olur mu? Ona çok iyi bir anne olacağından kuşkum yok ama ben bunu yapamam. Benim için hiç üzülme olur mu? Küfür et arkamdan, bağır, çağır, kız...Yerle yeksan et evi, kır, dök...Ama üzülme sakın arkamdan. Söz v...'' dediğinde durdu Batuhan. Ne okuyordu bu böyle? Şaka mıydı bu? Ceyda'ya baktı. Gözleri kıpkırmızıydı ama ağlamamak için direniyor gibiydi. 

''Devam et.'' Dedi Ceyda. 

''P...Peki.'' 

''Söz ver bana, kız olursa adını Alev koyacaksın, Ateş'in Alev'i olsun.  Erkek olursa adını da Rüzgar koy, ya da Deniz... Evet, evet, Deniz koy. Deniz kadar sonsuz olsun ruhu. Beni bir daha arama, sakın. Seni seviyorun kelebeğim.''

BAŞKA BİR EVRENDE ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin