BAŞKA BİR EVRENDE ( TAMAMLANDI)

22

33. Gün/ 11.10.22'den devam:

"Özür dilemek, insanın kendi vicdanının sesini susturmak ve egosunu tatmin etmek için yaptığı bir eylemdir. Kendisinden hariç kimse kelebeğin kırılan kanadını önemsemez."

Akşam 20:42

                             ***Ateş'ten***

Sanırım bugün Ceyda'nın kalbini fazlasıyla kırmıştım.
Dikiz aynasından ona baktığımda gözlerini gözlerimden kaçırdım.
Batuhan'a yaklaşıp ona şarkı açmasını söyledim.

Batuhan kendi telefonunu hoparlöre bağlayıp, "Kızlar özel şarkı isteyen var mı?" Dedi arkaya bakarak.

Ceyda kollarını bağlayıp koltuğa yaslandığında Duru önce ona bakıp Batuhan'ın omzuna dokundu.

"Şeyi aç...Neydi şunun adı, Ateş, benim hep dinlediğim bir şarkım vardı. Adı neydi onun?"

"Hep dinlediğin bir şarkıysa nasıl bilmiyorsun Duru?" Dedi Ceyda kinayeli kinayeli konuşarak.

"Bilmiyorum ki, unuttum ismini." Dediğinde, ben de cevap verdim Duru'ya.

"Islak kum mu?" Dedim.

Duru bana onay verdiğinde Batuhan'a açması için işaret verdim.

YouTube'dan şarkıyı açıp dinlemeye başladığımızda ben bir yandan yola, bir yandan da dikiz aynasından Ceyda'ya bakıyordum.

Olsam bile kalabalıklar içinde yokluğun var eder iliklerimde hiçliği
Yazın mont giyen evsiz şarapçı dayı da bıraktı şerefime içmeyi
Şişelerin dibindekiler gibi biter sandım ama sürecek şarkın
Bi ömür sana mahkum etse beni adaletinle yargın

Adını yazsam sahilimin ıslak kumlarına
Denizler gider mi suyuma
Görünmem senden başkasına iki gözüm ama

Adını yazsam sahilimin ıslak kumlarına
Denizler gider mi suyuma
Görünmem senden başkasına iki gözüm ama

Çıkıyorum içe içe khalkedon'dan
Son durak caddebostan
Sanırım büyüyorum en sonunda
Hala ayıp bi şey demedim hesap et ordan

Yine de sen iste böleyim denizi ikiye
Bi an peşimizden gelemesinler diye
Sen üzülme boynunu bükme
Gelse bile bi gün ölüm ensemden göğsüme

Vurmak istedim yerleri göğe
Bitik başlarken her yeni güne
Ama şimdi güzel pazar ertesi bile bütün cennetlere göre çok
Olsam bile kalabalıklar içinde yokluğun var eder iliklerimde hiçliği

Yazın mont giyen evsiz şarapçı dayı da bıraktı şerefime içmeyi
Şişelerin dibindekiler gibi biter sandım ama sürecek şarkın
Bi ömür sana mahkum etse beni adaletinle yargın
Adını yazsam sahilimin ıslak kumlarına
Denizler gider mi suyuma
Görünmem senden başkasına iki gözüm ama

Şu anda cehennemdeyim elimde asa
Gezegeni bile yakarım bana kalsa
N'olur dolup dolup dolu olup yağsam
İstanbul'un bütün koruları alev alsa

Şimdi deniz içki sıcak kumlar
Oysa ki teo da demişti tuzak bunlar
Onu bile dinlemedim ama sağ kurtuldum her kabustan

Ona her baktığımda gözlerini kaçırması beni olduğum yerde kıvrandırıyordu.

Bu kadar çok mu kırılmıştı bana, bakmayı çok sevdiği gözlerime bakmayacak kadar mı?

Evet, o kadar üzmüştüm onu...

Arabayı sağa çekip Batuhan'ın elinden telefonu aldım ve şarkı bakmaya başladım.

Batuhan, "Bana da söyleyebilirdin değil mi?" Dedi.

"Bebeğime özel şarkı açacağım. Sana söylemek zorunda değilim di' mi?" Dedim gülerek.

"Ay, ne güzel aşıklar!" Diye bağırdı Duru.

Ceyda göz devirip kinayeli şekilde konuştu. 

"Evet, çok aşık kendisi bana." Dedi.

Şarkıyı bulup açtım ve arabayı çalıştırdım.

Şarkı çalarken ona bakıyordum. Gözleri dolu doluydu. Ağlayacak yer arıyordu resmen.
Gözlerini kapatıp başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapattığı sırada gözünden akan bir damla yaşı gördüm.

Sevgilimi mi ağlattım ben?

Batuhan'a işaret vererek arabayı tekrar sağa çekip indim.  Duru'nun tarafını açıp inmesini işaret ettim. O da indi. Onun inmesiyle arabadan Batuhan da inip şoför koltuğuna geçince Duru'da şoför koltuğunun yanındaki koltuğa bindi.

Ceyda'yı göğsüme yasladığımda gözlerini açtı.

"Ne oldu Ateş?" Dediğinde doğrulmaya çalıştı ama izin vermedim.

"Kalkman için izin verdiğimi sanmıyorum."