98. Gün/15.12.22 den devam:
Masaya sırtımı yaslayıp ağlamamak için derin nefesler aldım. Haklıydı kadın. Onun olmayan bir çocuğa iyi davranamazdı. Onun için işini bırakıp fedakarlık yapamazdı... Ağlamıyordum ama zoruma gidiyordu.
Yıllar boyunca zorunlu tutulduğum diyetler, içinde nefes alamayacak kadar dar ama güzel elbiseler, korseler... Boşuna mıydı? Ayağa kalkıp boy aynasının karşısına geçip vücuduma baktım.
Annem ben küçükken burnumu beğenmediği için bilerek ve isteyerek burnumu kırmış olmam geldi aklıma. Bir kahkaha attım.
Aynadaki yansımama tehdit eder gibi işaret parmağımı salladım: "Sen zavallı birisin Ceyda...Sen gerçekten zavallı birisin. Seni bu dünyada gerçekten seven tek bir kişi bile yok. Küçükken dua ediyordun keşke evlatlık olsam diye, ama böyle değil. Baban gerçek baban olsa da sana biraz olsa babalık yapmadı. Onun çocuğu sen değil, işiydi. Annen ne yaptı sana zarardan başka?" Dediğimde çöken mor göz altlarıma baktım.
"İğrenç görünüyorsun." Dedim kendi kendime.
Gözlerimi kapatıp yumruklarımı kendi kendime sıktığımda boynumda bir nefes hissettim. Elleri belime sarıldığında tanıdık kokusuyla içimi ferahlatan kişi "o"ydu.
Gözlerimi açıp sarı saçlarına baktım yansımadan.
Nefesi boynumda dolaşırken kendimi onun kollarına bırakmak istedim.
Yazar'dan:
Genç çocuk onu bırakmamıştı. Gidememişti. Duru'ya ne olduğu, neden telefonu açmadığı umrunda değildi. O sadece Ceyda'sını istiyordu.
Hızlı adımlarla Ceyda'nın evine döndü, ona Aslı açtı kapıyı. Bir şey demeden Ceyda'nın odasına girdi ama Ceyda onu fark etmedi, onun konuştuklarını dinledi. Yaşadıklarını az çok tahmin ediyordu, ya da yanlış tahmin ediyordu...Bilmiyordu.
Ateş'ten:
Kollarımın arasında, dudağımın önünde duran bir kız çocuğu ve ölmek isteyip ucundan dönen genç bir kız vardı. Terlemişti. Her zaman bileğinde duran siyah renkli tokasını alıp saçlarına bağladım.
"Güzel olmuş mu?" Dedim öylesine.
Gülümsemeye çalıştı ve başını olumlu anlamda ileri geri salladığında onu kucağıma alıp yatağa yatırdım ve üzerini örtüm.
"Uyumak ister misin?"
"Sarıl bana." Deyip gözlerini sıkı sıkı kapattı. Artık emindim ki karşımda küçük bir kız çocuğu vardı.
Onun yanına uzanıp ona sarıldım.
"Neler oldu anlatmak ister misin?"
"Hayır."
"Neden?"
"İstemiyorum çünkü."
"İstediğin zaman anlat olur mu?"
Hareketlendiğinde ayağa kalkmaması için tuttum.
"Nereye gidiyorsun?"
"Süt yapacağım."
"Ben de geleyim mi?"
"Gerek yok."
"Aslı'ya söyleyelim mi?"
"Hayır." Dediğinde Aren ağlamaya başladı.
"Ben Aren'le ilgilenirim merak etm..." Dememe kalmadan Aren'i kucağına aldı ve mutfağa gitmek için odadan hızla çıktı. Tabii ben de peşlerinden çıktım. Aslı ve Emir salonda oturmuş bir şeyler izliyorlardı. Biz art arda geçince bize değişik bakışlar attı. Ben de onlara bakınca bakmayı kestiler. Ceyda mutfakta tek eliyle mama yapmaya çalışırken Aren'i ondan aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞKA BİR EVRENDE ( TAMAMLANDI)
Chick-LitHer Cuma ve Cumartesi yeni bölüm. Hayatı boyunca aşık olmamış bir kız, aşık olduğunu anlayabilir mi? Veya gerçek aşkın olmadığını savunan erkeğe, aslında aşkın olduğunu kanıtlayabilir mi? Eğer bu soruların cevaplarını arıyorsanız; Buyrun, okumaya:...