2| 'Verimli Bir Gün Ve Rabia'

2.1K 108 35
                                    

Tabağımdaki yemeği çatalımla ezip dururken kısık bakışlarla alttan alttan bakıyordum ablama. Ona ciddi mânâda bozulmuştum. On beş dakika önce bakkaldan eve dönerken yavrusu ve en sevdiği kardeşi -tek kardeşi- tekinsiz bir adam tarafından takip edilmişti. Ve bunu ona anlattığımda Rüstem abimle birlikte benimle dalga geçmişlerdi.

Yok neymiş onların Mahallesi'nde polisler ve Jandarmalar otururmuş genelde, yok neymiş bu mahalle çok güvenli bir bölgeymiş, bunu bilmese beni tek başıma bakkala yollamazmış! Cidden, adam bebeğimle bakışıp duruyordu, onu kaçıracaktı! Yanlış anlamış olma ihtimalim çok düşüktü.

Resmen canımı zor kurtarmıştım fakat ablam ve Rüstem abim benimle dalga geçiyorlardı! Başımı olumsuzca salladım. Ertuğrul oturduğu bebek masasında önündeki püreyle gülerek oynarken ona da göz ucuyla bakıyordum alttan alttan. Ondan da alacağım olsundu, resmen ben canımızı kurtarmaya çalışırken o kahkaha atıyordu.

Kıymetlim bana bakıp kıkırdadığında içimi sıcacık yapan haline kötü kötü baktım.

"Hey, oğlumdan çek o lazer misali bakışlarını!"

Ablamın sesiyle ona döndüm. Kocasıyla yaptığı muhabbetini sonunda kesebilmişti. Dakikalardır surat asıyordum ve yeni laf atıyordu resmen bana.

"Bakavım, benim bakışlavım böyle. Beğenmiyovsan oğluna söyle bakmasın bana."

Rüstem abim konuşmamı duyduğu için omuzlarını kaldırıp kıkırdarken ona da kötü bir bakış attım. Ablam ise yemeğimi gösterip, "Abarttın ama, kimse takip etmez sizi diyorum burada, adım başı polis, Jandarma evi bu mahallede. Tekinsiz birilerinin girmesi biraz cesaret ister diyorum sana. Şimdi inat etmeyi bırak ve yemeğini ye Rabia. Yoksa babamı arayıp şikayet ederim." dedi.

Başımı olumsuzca salladım. Bu kız cidden çok rahattı, onun yapması gereken evhamı da ben yapıyordum resmen. Ben kurtarmasaydım çok ağlardı arkamızdan. Ablam iddialı bakışlarını üzerimde tutarken ona daha fazla direnemedim. Yemeğimi suratsız bir ifadeyle yemeye başladım.

Ertuğrul annesi kazanmış gibi el çırpıp kıkır kıkır gülerken ona dil uzattım.

"Aşkım, bir ara emniyete uğrayacağım."

Rüstem abimin ablama seslenmesiyle uzun süreden sonra ilk defa gözlerimi tam açıp oturduğum yerde dikleştim. Emniyet dediği ciddi ciddi polislerin olduğu merkez miydi? İşte şimdi kafam başka bir konuya adım adım ilerlemiş, tekinsiz adamı umursamamaya başlamıştım.

Ablam kaşlarını hafifçe kaldırdı. Rüstem abime bakarken, "Neden, işin mi var?" dedi. Rüstem abim bıyık altından gülüyordu ve bu dikkatimden kaçmamıştı.

"Ferit Komutanım vardı ya,"

Ablam başını salladığı sırada yüzü düşmüştü kısa bir an. Haz etmiyordu sanırım bahsettikleri kişiden. Sanki ben de hatırlıyordum bahsettiği kişiyi, ablam daha önce anlatmış olabilirdi.

"Hım, karısı Rus olan komutanın."

Gözlerini devirdiği sırada bahsettikleri kişiyi hatırladım. Bu komutanın karısı Rus'tu ve ablamı deli edecek kadar açık giyiniyordu. Yanlış anlaşılmasın sadece ablamın hastalık boyutunda bir kıskançlığı vardı ve bu yalnızca o kadına özel değildi. Rüstem abime doğru düzgün dizi bile izlettirmezdi. Hatta bazen ben bunalırdım Rüstem abimin yerine ama seven katlanır dedikleri doğruydu. Rüstem abim benim kaçık ablama ve insan üstü kıskançlıklarına iyi dayanıyor, sesini bile çıkartmıyordu.

Rüstem abim ablamın bozuk suratına bakıp kıkırdadı. Hoşuna gidiyordu bazen bu halleri.

"Karısıyla olan ilişkisi için ifade gibi bir şey vereceğim. Gerçek manada evli olduklarını ispatlamak için. Rica etti bugün benden."

İstikametHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin