12| 'Kırgın Ve Kıskanç'

856 51 13
                                    

Bol gergin ve imalı akşamın sonunu görebildiğim için yatağımda kendi kendimi tebrik ediyordum. Yusuf gerçekten bu gece bolca ima yapmıştı. Güzel olduğumu kendi diliyle de olsa söyleyip durması kalbim için adil değildi.

Bizim kalbimize de ne oluyorsa? Daha geçen gün aşk falan istemiyorum diyorduk?

Nefesimi tuttuğumu sertçe verdiğimde fark ettim. Bir sıcaklık yanaklarımı yokladı.

Allah'ım burası yaşadığım yer bile değil, her an geri dönebilecekken burada birisini sevmek mantıklı bile değil. Lütfen kalbime mukayyet ol, ah cidden! Aşık olmak ömürlük planlarım arasında bile yoktu, bu da ne oluyor şimdi?

Umutsuzca dudaklarımı birbirine bastırıp yorganın altına sindim.

Hep o komiser yüzünden oluyor bunlar, o senin aklını karıştırıp duruyor. Eh bir de, karizması ve güzelliği biraz aklını çeliyor olabilir ama yine de onun suçu. Böyle etkileyici olmamak onun elinde nihayetinde.

Kendi kendime gözlerimi devirdim. "Of cidden, delivdim mi? Adamın güzel olması onun suçu nasıl olabiliv acaba?" Başımı olumsuzca salladığım sırada telefonuma gelen mesajla dikkatim dağıldı kısa bir an. Elimi komodine uzatıp aldım ve mesajın kuzenimden olduğunu görünce yerine geri bıraktım. Gerçekten, daha önemli dertlerim vardı şuan.

Mesela?

"Yusuf'tan hoşlanmak."

Sesli dile getirdiğim cümle beni telaşa soktu, ellerim dudaklarıma kapandı. Gözlerim kapalı kapıya döndü ve kısa bir an bekledim. Sanki birisi duysa kapımı kırıp içeri girecekmiş gibi beklerken bunun olmayışıyla rahat bir nefes verdim ve ellerimi dudaklarımdan çektim.

"Uyu Vabia uyu, uykudan başkası senin beynini sustuvamaz."

Gözlerimi kapayıp uykunun beni ağırlaması için beklemeye koyuldum. Zor olacaktı ama gelecekti biliyorum. Kaçmak için en çok sığındığım metottu kendisi ve beni hiç yüzüstü bırakmamıştı sağolsun.

Hayır sadece çok uykucusun ve ona düşkünsün, uykunun sana ayrıcalık tanıdığını düşünmen ne kadar da hastalıklı.

Cidden tek derdimiz bu mu şimdi?

Beynimin kendi kendine başlattığı tartışma konusuyla gözlerim kendiliğinden devrildi...

.

Ekmek almak için geldiğim bakkalda ekmeklere doğru yürüdüğümü görüp depar atan ve kalan son beş ekmeği gözümün içine bakarak alan amcaya kindar bakışlarımı atıyordum.

Resmen benim ekmeklere attığım uyuşuk adımları yarış yapar gibi geçmiş, tüm ekmekleri gözlerimin içine bakarak almıştı. Bu cidden çok sinir bozucuydu ve o ekmekleri yerken mutlu olabileceğini sanmıyordum. Ömürlük bir kin içimde yeşermişken o amca ekmeklerin keyfini çıkaramayacaktı, emindim.

Bakkaldan boş ellerle ve çatık kaşlarımla çıkacağım sırada, "Hey, bekle biraz." diyen bir erkek sesi işittim. Yavaşça arkamı döndüğümde yüzümde hala daha huysuz bir ifade vardı.

Bana bakan yirmili yaşlarının ortasında bir adamla karşılaştım. Onun sevecen bakışlarının yanında ben huysuz bir cadı gibiydim fakat ifademi düzeltmek içimden gelmiyordu, amcaya olan sinirim çok fazlaydı.

"Buyuv?"

Soğuk tepkim kısa bir an affallamasına ve kaşlarını kaldırmasına sebep oldu. Fakat hemen sonra sevecen ifadesine geri döndü. "Sanırım ekmek alacaktın fakat son anda bitti. Ben dört tane almıştım, düşündümde sabahta gelip ayriyeten ekmek alabilirim. O yüzden iki tanesini bırakacağım, istersen sen alabilirsin."

İstikametHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin