2.

3.8K 168 67
                                    

Ne annem ne dedem hiç bahsetmemişlerdi beşik kertmesinden falan bu yüzden inanasım da gelmiyordu. Ama koskoca adamın yalan söyleyecek hali yoktu herhalde?

"Neyden bahsediyorsun baba?"

Ayranını içip bardağı siniye bıraktı. Koltuğa oturup arkasına yaslanırken bana baktı.

"Sen yeni doğduğunda bizim köyün ağası Adnan amcaydı. Dedenlen anlaşmışlar torunları beşik kertmesi yapalım diye. Tabi zamanla parayı bulunca köyden göçüp gittiler o yüzden tanımazsın sen. Bu akşam öylesine bir tanışmak için gelecekler."

Babamın benle yaptığı en uzun konuşmaydı bu sanırım ve aynı zamanda en tuhaf konuşma kategorisine de giriyordu. Birden bire ortaya çıkan bir beşik kertmem vardı ve ben bunu bize gelmelerine bir iki saat kala öğreniyordum!

"Ne için geliyorlar?"

Evet ne için geliyorlar tam yerinde bir soruydu(!) Muhtemelen bizimle oturup çekirdek çitlemek için geliyorlar Nevacığım. Ay sağ ol canım engin bilgilerinle nasılda aydınlattın beni.

"Ne için olacak seni görmek için geliyorlar."

"İyi de görünce ne olacak yani?"

Bunca yıldır babamın sabrını sınadığımı hiç düşünmüyordum ama şu an tam olarak bunu yapıyordum sanırım. Ne olacağını gayette anlamış olmama rağmen direkt söylesin istiyordum. Eğer düşündüğümden başka bir anlamı varsa -ki beşik kertmesi olanlar hep evleniyorlar- ona göre söyleyecektim diyeceklerimi.

"Kız Neva sen zeki çocuktun ne oldu sana? Görüp, beğenirlerse oğlanla tanış diye geliyorlar işte Allah Allah."

Babam hafiften sinirlenmeye başlarken aklımdakini söylemekle söylememek arasında kalmıştım. Ama kendimi tutamayacağımı bildiğim için şimdi söylemeye karar verdim.

"Baba benim annemin kırkı daha bugün çıktı. Ben öyle hemen kalkıp da düğün dernek kurmak istemiyorum."

Babam kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Dediğim şeye haklılık payı verdiğini biliyordum. O kadar da düşüncesiz olamazdı. Değil mi?

"Mevlütünü okuttun bitti işte! Daha bir de yıllarca onun yasını tutup benim başıma kalmayı mı düşünüyorsun?!"

Her ne kadar babama karşı her kızda olan bağdan olmasa da söyledikleri kalbimi kırmaya yetmişti. Ben babam tek başına kalırsa kendini nasıl geçindirecek diye düşünürken o, onun başına kalmamdan korkuyordu!

Beni sevmediğini biliyordum ya da hiçbir zaman kızıymışım gibi davranmak istemediğini de biliyordum. Ama başından atmak için daha annemin ölüm yılında yangından mal kaçırır gibi evlendirmek isteyeceği aklımın ucundan bile geçmemişti.

Ne diyeceğimi bilemezken kırgınlık dolu bakışlarımı gizlemeye çalışarak sofrayı toparlayıp mutfağa geçtim. Annemin yokluğunu yine hissettirmişti bana. Annemin artık olmadığını kabullenmem için yaptığı çoğu şeyle, söylediği onca sözle kalbimi kırdığını neden göremiyordu?

Elimin yanmasıyla bulaşık leğeninden çıkardım hemen elimi. Leğene ocaktan kaynar suyu boşaltıp üstüne soğuk su eklemeyi unutmuş öylece de içine daldırmıştım elimi. Allah'tan çok yanmamıştı.

Çayı demleyip mutfağı toparladım. İşimin bitmesiyle mutfakta camın önündeki sedire oturdum. Annemle burada türk kahvesi içip sohbet ettiğimiz zamanlar aklıma gelirken göz yaşlarımı akmadan geri yerlerine göndermeye çalıştım.

Annemi yeni kaybetmişken evlenmek falan istemiyordum. Daha kırkı bugün çıkmıştı ve mevlüt okutmayı dahi düşünmeyen babam hemen akşamına görücü çağırmıştı. Bu kadar mı yük oluyordum ona?

GELİNCİK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin