Kapıya taktığım anahtarla kapıyı açıp içeri geçtim. İlk günlerin stresini, çocukların neşesi sayesinde anında tamamen atmış ve sınıfa alışmıştım bile. Ama alışık olmadığım için bayağı yorulmuştum tabiki.
Üzerimi değiştirip hemen öğlen namazımı kıldım. Sabahçı olmak çok güzel bir şeydi gerçekten. Oh mis gibi işe gidip gelmiştim ve halâ günün diğer yarısı bana aitti.
Dünden kalan yemek bana yeterdi. Burak zaten yemeğe eve gelmiyordu. Gelse de çok bir şey yemeden yatıyordu. Gecenin o saatinde çok bir şey de yenmezdi zaten. Adam gibi evine saatinde gelseydi mis gibi akşam yemeğini de yerdi. Gerçi sanki çok mu umurundaydı! Aksine onun rahat yaşantısını bozduğum için bana sinirliydi.
Kapı zilinin çalmasıyla hızlıca feracemi çektim üstüme. Yazmamı da bağlayıp delikten baktım. Kargocu gelmişti. Bir sürü kitap siparişi vermiştim gelir gelmez. Hem yandığı için üzüldüğüm birkaç kitabı tekrar almıştım hemde bir sürü yeni kitaplar.
Çok seviyordum kitap almayı, okumayı.. Rafa yerleştirmeyi bile seviyordum. Bir sürü kitabım olsundu ben onları kitaplığa yerleştirip dursaydım, oh ne güzel olurdu valla.
Kapıyı açıp sanki heyecanla bu kargoyu beklemiyormuşum gibi sakin bir ifadeyle kargocu abiye baktım. Benim aksime o bayağı şaşırmıştı.
"Buyrun?"
"Iıı Burak Celal adına bir kargo var ama sizi daha önce görmemiştim burada. Yeni çalışan mısınız?"
İçimden sinirle göz devirip dişlerimi sıktım. Bu eve her gelen beni yeni çalışan sanıyordu! Çıldıracaktım vallahi!
"Yok. Ben bir akrabalarıyım. Kargoyu teslim alabilirim isterseniz?"
Adam şaşkınca kafasını sallayıp kutuyu bana uzattı. Hafif sanarak gevşekçe uzattığım kollarım kutunun ağırlıyla az daha kırılacakken sıkıca tuttum kutuyu.
"Şuraya bir isim, soyisim, imza alabilir miyim?"
"Tabi."
Adam giderken teşekkür edip kapattım kapıyı. Koca kutu 'Beni aç ve içimdekilere bak.' diye bana yalvarırken içimdeki Meraklı Melahat'a engel olup çalışma odasına geçtim.
Yav bir açsaydın, merak ettim ne almış. Onun kargosunu niye açıyormuşum Allah Allah! Beni ilgilendirmiyor onun kargosu hem açsaydım kızardı zaten. Kocam olsaydı açardım hemde daha kargocu gitmeden açardım. Kocan zaten! Öyle kocam değil yani- aman işte açmıyorum dürtüp durma beni a-aaa!
İç sesimle olan kavgamı bitirip meraklı gözlerimi çektim kargo kutusundan. Benim kitaplarım geldi diye heyecanlanmıştım birde.
Yüzüm hafiften asılırken kapının tekrar çalmasıyla kapıya yürüdüm. Allah'tan üstümdekileri çıkarmamıştım da kapıdaki kişi çok beklemeyecekti bu sefer.
Delikten baktığımda başka bir kargocu abi görmemle tekrar heyecanlanmıştım. Bu sefer kitaplarım gelmiş olsundu lütfen!
Kapıyı açıp sorgularcasına kargocu abiye baktım.
"Buyurun?"
Az önceki adamın şaşkınlığı bu adamın yüzünde de belirirken ben adamdan cevap bekliyordum.
"Ben Neva Celal diye birine bakmıştım?
"Buyrun benim."
"Çiçek abla yok mu? Onun yerine siz mi işe başladınız?"
Ah yeter be! Bu nedir arkadaş, herkes aynı şeyi söylüyor ya herkes!
"Hayır beyefendi! Evin çalışanı mı açıyor illa kapıyı!? Başkası açamaz mı? Ayrıca siz bu evdeki insanları ezberlediniz mi de sanki gördüğünüz ilk yabancı insanı evin çalışanı sanıyorsunuz!? Misafirim belki!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELİNCİK (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"Sevme beni Neva." Nefesim kesilir gibi olurken yutkunup kaçırdım gözlerimi. Neden böyle bir şey söylemişti şimdi? Ben onu üzdüğümü düşünerek perişan olurken onun umrunda bile olmadan çıkmıştı kelimeler ağzından. "Neyden bahsediyorsun anlamıyorum...