Karşımda Burak'ı görmeyi asla beklemezken anlık refleksle geri çektim kendimi.
"Ne yapıyorsun bu saatte burada?"
Sorduğu soruyu ilk başta algılayamamış olsamda cebimden çıkardığım telefonumdan saate baktım.
02.02 !
Hızla ayağa kalkarken başımın dönmesiyle sendeledim. Burak hemen kolumdan tutmuştu.
"İyi misin sen Neva? Ne işin var bu saatte burada?"
Kolumu ondan kurtarıp üstümü başımı silkeledim. Birkaç dakika gözlerimi kapatayım derken saatlerdir burada uyuyordum!
Gördüğüm rüya parça parça zihnimi doldururken annemin kokusu gelmişti sanki burnuma. Fazla güzel hissettiren bir rüyaydı asla unutmak istemiyordum. Annemle gerçekten sarılmışım gibi hissediyordum. Ama rüyamda Burak'ın da olması çok tuhaftı. Annemle dertleştiğim için bilinç altımın bana gösterdiği bir şey miydi yoksa yol gösterenim yok dediğim için annemin bana işareti mi?
Kafamı kaldırıp deminden beri cevapsız bıraktığım Burak'a baktım.
"Ben şey.. annemi ziyarete gelmiştim. Uyuyakalmışım burada."
Rüyamın aksine gri gözleri halâ buz gibiydi. İçim ürperirken başka tarafa çevirdim gözlerimi.
Sol yanağımda hissettiğim elle gözlerim şokla açılırken birkaç adım geri gittim.
"Ne yapıyorsun?!"
Kızgın çıkan sesime rağmen gayet rahattı.
"Ateşin var mı diye bakıyorum. Yanakların kızarmış. Ayrıca hava buz gibi hangi akla hizmet burada uyudun ki?!"
İki elimi yanaklarıma kapattım. Alev alev yanıyorlardı ve ben üşüyordum sanırım gerçekten ateşim vardı.
"Yok bir şeyim."
"Ateşin var bence." diyerek tekrar uzattı elini yüzüme doğru. Kafamı geri çekip gözlerimi belerterek baktım ona.
"Şu elini kolunu bir çeker misin aaa sendeki rahatlık da şalvarda yok valla!"
"Rahat durursan ateşine bakacağım. Ne diye kafanı çekip duruyorsun, yemeyeceğim seni merak etme!"
O da sinirlenmişti. Ellerimi belime koyup kaşlarımı çatarak baktım.
"Günah diye kafamı çekiyorum! Sende elini uzatıp durma artık!"
Dümdüz ifadesini takınırken -sanki başka bir ifadesi varmış gibi- ellerini pantolonun cebine koydu.
"Günah diye hastalıktan ölecek misin?"
"Ufacık bir ateşim çıktı diye ölmem merak etme! Ayrıca sen ateşime bakınca iyileşecek miyim sanki!?"
"Ateşinin çıktığını söylemiştim."
Aman aferin sana bay çok bilmiş!
Sinirle nefesimi verip mezarlığın çıkışına ilerledim. Zihnimde halâ rüyamdaki Burak'ın huzur veren bakışları vardı. Kafamı iki yana sallayıp zihnimden def etmeye çalıştım. Ama biraz zor olacağı kesindi."Nereye gidiyorsun bırakayım seni?"
Bu saatte nereye gidiyor olabilirim Allah aşkına! Eve gidiyorum işte!
"Gerek yok ben giderim."
"İyi sen bilirsin."
Mezarlığın girişindeki arabasına binip arabayı çalıştırdı. Israr etmemesi bir yandan işime geliyordu ama sinirimi de bozmuştu. Israr etse bir şey değişmeyecekti tabi ama yine de etsindi yani!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELİNCİK (TAMAMLANDI)
Novela Juvenil"Sevme beni Neva." Nefesim kesilir gibi olurken yutkunup kaçırdım gözlerimi. Neden böyle bir şey söylemişti şimdi? Ben onu üzdüğümü düşünerek perişan olurken onun umrunda bile olmadan çıkmıştı kelimeler ağzından. "Neyden bahsediyorsun anlamıyorum...