Burak'ın sürpriz yaptığı evin sokağına girip eve doğru sürdüm. Bu evdeki o ilk günümüz aklıma her geldiğinde gülümsememe, içimin kaynamasına engel olamıyordum.
Meğerse beyefendinin bütün evlere bir kulp bulmasının sebebi en başından beri bu ev için çalışıyor olmasıymış. Onların şirketinin tasarladığı bu mahallede en güzel konumdaki ev bizimdi.
Burak en başından beri bu evin inşaatı, boyası badanası yetişsin diye uğraşıyormuş ve hiç de çaktırmamıştı. Güzelim evlere bulduğu tuhaf bahanelerden bile işkillenmemiştim. Ama bu ev hepsinden daha güzeldi. Tasarımını Burak yapmış her aşamasında başında durmuştu.
Arabayı evin önüne park edip emniyet kemerimi çıkardım.
"Benimde geldiğimi söylemedin değil mi?"
Safa'nın sinsi ve gayet eğlenen suratına gülerek göz devirip arabadan indim.
"Söylemedim Safa söylemedim. Ne meraklısın Burak'ı kızdırmaya ya.."
"Meraklıyım tabi boncuk. Kayınçoyum ben. Kız kardeşimi vereceğim adamla da eğleneyim yani bir zahmet."
Bagajı açıp valizleri indirirken Safa'ya baktım.
"He vereceksin yani?"
"Bana kalsa bu kadar erken vermeyeceğim de işte bana kalmadı maalesef."
Morali hafif bozulur gibi olurken elimi uzatıp hafifçe omzuna vurdum.
"Deme öyle. Sanki nereye gidiyorum. Yarım saat bile değil evimiz size."
Omuz silkip bagajdan çıkardığım valizlerin ikisini aldı.
"Olsun, senle aynı evde büyümek isterdim. İki haftadır bizdesin ya ona rağmen bile sanki yıllardır birlikteymişiz gibi hissediyorum. İyi ki anneannem akıl etti de düğüne kadar bizde kalıyorsun."
Gülerek sırtını sıvazladım. Bagajı kapatıp sona kalan valizi de ben aldım. Arabayı kilitledikten sonra bahçe kapısından geçip eve ilerledik.
Okuldan sonra Elif babaannegile gidip hem onlarla görüşmüş hemde orada kalan eşyalarımızı valizlere toparlamıştım. Burak zaten işten geldiğinde yavaş yavaş toparlamıştı kendi eşyalarını bende kendiminkileri halledip sona kalanları toparlamıştım bugün.
Bütün mobilyalarımız yerleştirilmiş geriye sadece kitaplar, kıyafetler ve mutfak malzemelerini yerlerine yerleştirmek kalmıştı. Yani en zor kısım maalesef..
İkimizinde zevki aynı olduğu için iç dizayn bizi çok zorlamamış hemencecik şekil vermiştik eve.
Safa'da sağ olsun bugün bu en zor işler için bize yardıma gelmişti. Tabi onun asıl amacı Burak'ı kızdırmaktı ve Burak ben eve tek geldim sanıp seviniyordu sanırım şu an garibim.
Hayal ettiğimiz gibi olmamış evi dizerken istediğimiz gibi görüşememiştik. Sürekli ya anneannemler ya da babaannemler bize yardım etmek istemiş sürekli yanımızda olmuşlardı. Gün sonunda da iftar teravih derken gün bitiveriyor herkes evlere dağılıyordu.
O dağılma anlarında Burak'ın yüz ifadesine gülsem mi ağlasam mı bilemiyordum.
Elif babaannemleri eve götürmek zorunda olduğu için bizimle de gelemiyordu.
Ama tabi her fırsatı değerlendiren Burak bey sıcak pide bahanesiyle bazen sahurda bazen iftarda bize uğruyor sahuru ya da iftarı bizle yapıyordu. Anneannem, Safa, ben ve Burak sahur yaparken fazlasıyla keyif alıyorduk. Mükemmel bir aileye sahip olmuştum birden bire. Her anımız şükür sebebimdi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELİNCİK (TAMAMLANDI)
Novela Juvenil"Sevme beni Neva." Nefesim kesilir gibi olurken yutkunup kaçırdım gözlerimi. Neden böyle bir şey söylemişti şimdi? Ben onu üzdüğümü düşünerek perişan olurken onun umrunda bile olmadan çıkmıştı kelimeler ağzından. "Neyden bahsediyorsun anlamıyorum...