Gözlerinin içine beklentiyle bakıp sakince bekledim. Öylece bana bakıyordu. Gözünde biriken yaşlar bir bir dökülürken elimi yüzüne uzattım. Elmacık kemiğinin üstündeki göz yaşını baş parmağımla silip elimi yanağına koydum.
Sağ eliyle bir elimi tutup sol eliyle de yüzündeki elimi tuttu. İki elimi avuçlarının içine alırken başını hafif öne eğdi.
"Bahçeye çıksak?"
Sanırım anlatmayacaktı. Yine de kaçmamıştı benden. Göz yaşlarını saklamamıştı. Acısının üstünü örtmeye çalışmamıştı. 'Seni ilgilendirmez.' dememişti..
Anlayışla başımı sallayıp onayladım onu.
"Olur, çıkalım."
Üzerime uzun bir hırka giyip başıma yazmamı aldım. Burak önde ben arkada, bahçeye çıkarken anahtarı cebime attım.
Burak ellerini cebine koymuş yavaş yavaş yürürken bende kollarımı göğsümde birleştirmiş yanında yürüyordum.
Her zamanki gibi kamelyaya geçip her zamanki yerine oturdu. Gözleri odağını yani yıldızını anında bulurken benim odağım belliydi.
Derin bir nefes alıp elini cebine attı. Çıkardığı sigara paketini görmemle üzülmeme engel olamamıştım. Her daraldığında çareyi sigarada bulacağını sanması beni üzüyordu.
Uzun parmaklarıyla sigara kutusunu açışını izledim. İçinde son bir tane kalmıştı. Çok sık içmiyordu. Her kabus gördüğünde ya da daraldığında bir tane içiyordu. Sigara bağımlısı değildi. Derdini böyle geçiştirebileceğini sanıyordu.
Sigara kutusundaki çakmağı masaya koyup sigarayı parmaklarının arasına aldı. Bir süre inceleyip yavaşça parmaklarının arasında ezdi sigarayı. Ne yaptığını anlamamış bir şekilde onu izliyordum.
Kağıdı yırtılıp içindeki tütünü dökülen sigarayı kutusuna koyup kutuyu da masaya çakmağın yanına bıraktı.
"Sigara içmek istemiyorum. Kokusunu sevmiyorsun."
Konuşmasıyla gözümü masadaki sigara kutusundan çekip yüzüne baktım. İçime yerleşen mutluluk yüzüme yansırken onu izlemeye devam ettim.
"Ne zaman başladın sigara içmeye?"
"9 sene önce. Sevde ve annem öldüğü gün."
Burak'ın hayatındaki bütün kötü şeylerin başlangıcı o gündü. Mutsuzluğu, sigaraya başlaması, neşesini kaybetmesi ruhunun griye boyandığı o gün olmuştu hepsi.
Sormak istiyordum ama soramıyordum bir türlü. Annesinin ve Sevde'nin adını bir kez ağzıma almıştım ve ikisinde de sinirlenmişti. Tekrar sormaya cesaret edemiyordum.
Önüme dönüp onun yıldızına diktim gözlerimi.
"Bir daha sormayacaksın sanırım?"
Fısıltıdan farksız sesini duymuştum. Hemde fazlasıyla net duymuştum.
"Sormak istiyorum. Ama.."
"Ama?"
"Sormamı istemediğini biliyorum."
Sesim sonlara doğru azalırken ellerimi hırkamın cebine koydum.
"Sormanı istiyorum. Çünkü artık biliyorum.. neden sorduğunu."
Anlatacaktı. Ufak bir cesaretlendirme istiyordu sadece. Bunun için benimde cesaretimi toplamam gerekiyordu aslında ama sormamı istediğini söyleyerek o cesareti bana çoktan vermişti. Tam ben soracakken derin bir nefes verip konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELİNCİK (TAMAMLANDI)
Genç Kurgu"Sevme beni Neva." Nefesim kesilir gibi olurken yutkunup kaçırdım gözlerimi. Neden böyle bir şey söylemişti şimdi? Ben onu üzdüğümü düşünerek perişan olurken onun umrunda bile olmadan çıkmıştı kelimeler ağzından. "Neyden bahsediyorsun anlamıyorum...