-25-

1.4K 100 20
                                    

Herkes merhaba ballarım yepisyeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım severek okuyacağınız bir bölüm olur.

Bölüm Şarkısı: Güliz Ayla- Gelsin Öpsün Kalbimi

Medya: Love işleri :')

Yazım hatalarına takılmayın, onları ben sonrasında düzeltiyorum.

Yorum yapmayı ve oy atmayı unutmayın çavolarım ❤️❤️

İyi okumalar ❤️❤️❤️❤️

Salonda oturmuş önümde hangi kanalın açık olduğunu bile bilmediğim televizyona boş gözlerle bakıyordum. O kadar halsiz ve bitik hissediyordum ki etrafımda olup biten hiçbir şeye şu anlık dikkat edemiyordum. Bedenimi bir süre titreme alıyor, dondurucu bir soğuk varmış gibi üşüyordum ve bu his beni o kadar rahatsız ediyordu ki uyandığından beri düzenli olarak ağlıyordum. Berbat bir ruh halindeydim, üstelik bundan kurtulamıyordum. Sanki bedenimi ele geçirmiş bir virüs gibi beni dibe çekiyordu.

"Vera..." diyerek mutfaktan çıkıp gelen ablama yorgun gözlerle baktım. "Senin telefonun mu kapalı?" ağır ağır açılıp kapanan göz kapaklarımın arasından dudaklarımı büktüm. Saniyeler sonra aklıma gelen şeyle üzerimdeki örtüyü atıp hızlı adımlarla odama geçtim. Komodinin üzerinde duran telefonumun ekranına bakıp kapalı olduğunu fark ederek hemen şarja taktım.

"Evet abla, kapanmış. Ne oldu?" odamın kapısına gelip elindeki telefonu bana doğru atarak gözden kaybolunca arayan babamın telefonunu açtım.

"Alo?"

"Babacığım nasılsın?" dedikten sonra telefonumun açılmasını bekleyerek dizimi salladım.

"İyiyim güzel kızım, siz iyi misiniz? Seni aradım ama kapalıydı."

"İyiyiz baba, şarjım bitmiş." babam rahat bir nefes alarak tamamen iyi olup olmadığımızdan emin olunca kısa bir vedalaşmanın ardından telefonu kapatmıştım.

Ablamın telefonunu yatağıma bırakıp açılmak üzere olan telefonumla elimi alnıma yaslamıştım. Çağan'a haber vermeyi unutmanın büyük bir aptallık olduğunu fark etmek, utanç duymama neden oluyordu. Dün benimle ilgilenip sırf ben istediğim için benimle beraber uyumuştu. Üstelik odamı toplamış, ceketini benim için kirletmişti. Benim için bu kadar çabalamışken ona bir mesaj bile atmamıştım.

Telefonum açılınca şifreyi girmiş Çağan'dan gelen bildirimleri görünce gözlerimi kapatmıştım. İçimde uyandığımdan beri dert olan başka bir şeyler vardı ve bu kesinlikle Çağan'dı. Arayıp yardım istediğim adamın ne yüzünü hatırlıyordum ne de ses tonunu zihnimde canlandırabiliyordum. Konuştuğumuz her şey aklımda olmuş olsa da Çağan benim için güzel bir hayalden fazlası olmamış gibiydi. Onu hatırlamadığını nasıl söyleyecektim ki? Utanmadan bir daha mı görüşelim diyecektim?

Nefesimi sesli bir şekilde üfleyip kendimi yatağa bırakarak mantıklı bir açıklama düşünmeye çalışmıştım. Anlayışla karşılayacağına emindim ama kalbini kırmak istemiyordum. Uyandığımdan beri zihnimi onu hatırlamak için zorlasam da resmen görüntü ve ses yok sadece bir robotla konuşma vardı. Onun bana dürüst olduğu gibi dürüst olmam gerektiğini düşünüp mesajlarına cevap vermek için konuşmamıza girdim.

Çağan: Muhtemelen uyandığında kendini çok yorgun hissedeceksin. Bugün olabildiğince fazla su iç güzelim.

Çağan: Ablan gelmemiş olsaydı yanında olmayı çok isterdim.

TESADÜF ZAMANI {TEXTİNG}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin