TESADÜF ZAMANI {TEXTİNG}

-11-

Merhaba dostlarım yepisyeni bir bölüm ile karşınızdayım. Bu aralar biraz yoğun olduğum için dün bölümü tamamlayıp atmamıştım. Kusuruma bakmayın.

Umarım bu bölümü de severek okursunuz çünkü yazmaktan yine oldukça keyif aldım.

Bölüm Şarkısı: Anıl Emre Daldal- M.

Medya: Love işleri :')

Lütfen yorum yapmayı ve oy atmayı unutmayın çavolarım.

İyi okumalar❤️❤️❤️

Özenle yaptığım pastanın üstüne mavi gıda boyası karıştırdığım kremşantiyle yazı yazmak için bir poşetin içine doldurup ucunu çatalla hafifçe deldim. Kürdan ile belirlediğim yazının üstünden inanılmaz bir dikkatle geçmeye başladım. İstemsiz dişlerimin arasına aldığım alt dudağım harflerin üzerinde gezindikçe daha çok ezilirken bozulmasından çok korkuyordum. İlk defa birine bu kadar özenerek bir şey hazırlıyordum, hatta ödevlerime bu kadar detaycı davranmıyordum.

Gezinen mavi kremanın sonuna geldiğimde kapta kalan kremayı sıyırıp poşetin içine yerleştirdikten sonra kalan harfleri tamamladıktan sonra dudağımı serbest bıraktım. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle ellerimi çırpıp parmağımın kenarına bulaşan kremayı dilimle temizleyerek saklama kabının kapağını kapattım. Pastanın üzerine eşit büyüklükte Minik Kelebek Çağan yazıyordu ve etrafına küçük küçük kelebekler yapıp renkli yenilebilir süslerden serpiştirdim. Bozulmasından o kadar korktum ki pastayı kabın içinde yaptım ve kürdanın çevresine peçete sararak pis görüntüyü temizlemiştim.

Ellerimi belime yaslayıp son kez hazırladığım yemeğe ve pastaysa baktıktan sonra ablamın yemesinden korkarak pastayı buzdolabın sebzelik bölümde en arkaya itip odama doğru saçma bir sevinçle yürüdüm. Dolabımın kapaklarını açıp içinden bisiklet taytımı, lacivert üzerinde neon yeşil yazılar olan tişörtümü, iç çamaşırımı alarak banyoya doğru yürüdüm.

Yemek ve kek yaparken üzerime sinen kokudan kurtulmak istiyordum çünkü eğer Çağan kararımızdan vazgeçmemişse bugün ona sarılma gibi bir planım vardı. Bu planı neden yaptığımdan tam olarak emin değildim. Belki anlattıklarının ardında gördüğüm acı, belki duyduğum minnet, belki istemeden bana olan düşünceli davranışlarından etkilenmemdi.

Düşünceleri kafamdan uzaklaştırarak yaptığım banyonun ardından omuzlarıma yapışan ıslak saçlarımı umursamadan yatağıma oturup telefonumu elime aldım. Çağan spora gideceğini söylediği için rahatsız etmek istemesem de yemekleri alıp almayacağından emin olmak istiyordum.

Vera: Bir bilmecem var çocuklar. (19.26)

Görüldü (19.26)

Çağan: Haydi sor, sor. (19.35)

Vera: Paylaşılır, sevilir, yenir.

Çağan: Acaba nedir, nedir?

Vera: Mutluluk denince akla.

Çağan: Tamam, şimdi buldum.

Vera: Hemen onun adı gelir.

Çağan: Vera, Vera, Vera...

Vera: Kdşeödşwşxşeçlcleldçdşf