Merhaba ballarım yepisyeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım severek okuyacağınız bir bölüm olur ve seversiniz.
Bölüm Şarkısı: Gökhan Türkmen- Seninle Ben
Medya: Veraşkım
Lütfen yorum yapmayı ve oy atmayı unutmayın çavolarım. (Çok az yorum geliyor...)
Yazım hataları için şimdiden özür dilerim. Onları daha sonrasında ben düzeltiyorum.
İyi okumalar❤️❤️❤️
ÇAĞAN'DAN...
Yaptığım sporu yarıda bırakmış beni arayan Vera için üstüme sadece ceketimi giyerek salondan çıkmıştım. Ceketimin cebindeki sigara paketim ve cüzdanım dışında her şeyi salonda bırakmış olmayı umursamadan koştur koştur birkaç sokak ötedeki taksi durağına varmıştım. Ne olduğunu bilmiyordum, Vera'nın neden kötü olduğunu bilmiyordum, neden ağladığını bilmiyordum ama o kadar endişeliydim ki taksiye bindiğimden beri adama hızlı olması için sürekli söylenmiştim.
Cebimdeki elimden bir saniye olsun bırakmadığım telefonumdan Vera'nın ağlayarak lütfen demesini duymaya tahammül edemeden adının üstüne basıp bir daha aradım. Yola çıktığımdan beri kaç kere aradığımı bilmiyordum ama o açmadıkça gerginliğim, öfkem ve endişem artıyordu. Kulağıma yasladığım telefonla elimi ileri doğru uzatıp adama
"Hayat memat meselesi abi, biraz daha hızlı." dedim. Öndeki arabaya korna çalıp artık söylenmemden sıkılmış gibi
"Yeğenim kırmızı da geçip ceza mı yiyeyim?" dediğinde başımı sallayarak onayladım.
"Cezayı ben öderim." söylediğime inanmayan gözle bakınca cüzdanımı çıkarıp bir deste para uzattım. "Eksik kalırsa ulaşırsın." kaşlarını kaldırarak bir süre paraya baktıktan sonra derin bir nefes aldı. Işığın yanmasını beklemeden arabayı ilerletip
"Fazlasına gerek yok, belli ki işin acil..." dedi. Kapanan telefonumla Vera'yı bir kere daha arayıp cebimdeki sigara paketini tuttum. Gerginliğim ve endişem yüzümden oldukça okunduğuna emin olduğum an adam bana doğru döndü. "İç hadi iç..." elimdeki sigara paketine baktığını fark edip camı ardına kadar açarak sigarayı dudaklarımın arasına aldım.
Gözü döndüğünde mantıklı kararlar alan bir yapım olmadığı için içimden sürekli olarak Vera'nın bu hale gelmesinin sebebinin bir başkası olmamasını diliyordum. Eğer biri ona zarar vermişse zarar verdiği kişiye daha fazlasını yapardım. Onu bu kadar çaresiz bırakıp benden yardım istemeye iten bir kişiyse şu an tanrıdan yardım dilemesi gerekiyordu.
Sinirle soluyarak sanki arasa duymayacakmışım gibi telefonumun ekranına baktım. Vera'nın çocukluk fotoğrafını görünce gözlerimi kapatıp attığı ses kaydını zihnimden uzaklaştırmaya çalışıyordum. Sikeyim, resmen konuşmaya takati yoktu. Elimin arasında olan sigara paketini sigara dallarının kırılmasını umursamadan sıkıp biten sigaramı camdan dışarı doğru fırlattım.
Öfkeden salladığım bacağım ve karanlığa gömülmüş olan şehrin zengin sokaklarına girdiğimizde pahalı arabalar ve gösterişli evlere büyük bir tiksintiyle bakmıştım. Genellemek doğru olmasa da bu insanların tozpembe sandığı hayatların aksine yaşadığım yerde olmayacak şeyler görmüştüm. Bu sokakları görmek sanki bu şehre keskin bir şerit çekilmiş bir taraf harikalar diyarıyken, bir taraf yıkılmış eski bir moloz yığını gibi hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF ZAMANI {TEXTİNG}
Подростковая литература0556...: Bizim arkadaş birine aşık olmuş, bir baktım masadaki herkes bir aşk doktoru kesildi. 0556...: Sohbet etmeyi bıraktım, gözlerimi kapattım, düşündüm düşündüm... 0556...: Aşk dedim, acaba ne? 0556...: Cevabı merak ediyor musun? 0556...: Bu...