Merhaba dostlarım yepisyeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.
Bölüm Şarkısı: Alba- Parçalar
Medya: Love İşleri :')
Yazım yanlışları için kusura bakmayın. Şimdiden özür diliyorum. Daha sonra onları düzeltiyorum.
Yorum yapmayı ve oy atmayı unutmayın çavolarım ❤️❤️
İyi okumalar ❤️❤️❤️
ÇAĞAN'DAN...
Göğüsümün üstüne kıvrılmış uyuyan Vera'nın kokusunu çekerek hem eşofmanla uyumaya alışık olmadığım için hem de Vera ile geldiğimiz konumun verdiği heyecan ile tüm gece uyumadan öylece onun tatlı nefes alış verişlerini dinlemiştim. O kadar hareket etmeden uyuyordu ki çoğu kez iyi olup olmadığını kontrol etmek zorunda kalmıştım. Birkaç kez sayıklama ve bacaklarımın üzerinde olan bacağını dizime sürterek kaşıması dışında sorunsuz uyumasına sevinmiştim.
Vera'nın çıplak bacağında olan elimi kaldırıp saate baktıktan sonra derin bir nefes aldım. İşe gitmeyecek olmam buradaki vaktimi uzatsa da aynı pozisyonda yattığım için ve Vera'dan etkilenmemek için kastığım bedenim giderek acıyla doluyordu. Tüm kaslarım yoğun yapılan antrenman sonu gibi ağrıyordu ama Vera'ya kıyıp yerimden hareket bile edemiyordum. Üstelik nikotin isteğimse daha da gerilmeme sebep oluyordu.
Vera düşüncelerimi hissetmiş gibi geceden beri hareket ettirmediği bedeniyle bana doğru biraz daha sokulunca gülümseyerek gözlerimi kapattım. Tüm gün hatta ömrümün sonuna kadar bu şekilde kalabilirdim ama ablasının ne zaman geleceği belirsizdi ve Vera kollarımın arasındayken bu durumun içinden kurtulmam oldukça zor olurdu.
Bacaklarımın üzerinde olan bacağını nazikçe çektiğimde Vera diğer tarafa doğru dönüp sırtını göğüsüme yaslayarak uyumaya devam etti. Ondan ayrılmayı bende istemezdim ama ablası aynı yatakta bizi basarsa bana saldırma olasılığı çok yüksekti çünkü Vera'nın kendinde olup olmayacağı tam olarak belli bile değildi.
Kurduğum senaryonun gerçek olmamasını dileyerek Vera'nın zayıf bedeninin altından kolumu çekip yataktan kalktım. Derin bir uykuda olan Vera hareketsiz yatmaya devam edince yana düşmüş ceketimi üzerine örterek saçlarını okşadım. Ardından uyanır düşüncesiyle elimi çekip tutulan bedenimi çıtlatarak biraz olsun rahatlatınca dün gece de belli olan dağınıklığın göründüğünden daha fazla olduğunu fark ettim.
Yere dağılmış olan makyaj malzemeleri ve hemen yanlarında duran bir sürü peçete, inanın bana ergenliği dorukta yaşayan biri olarak bu kadar peçeteyi bir arada ilk defa görüyordum. Yerde prize takılı olan bilgisayarın etrafındaki kalemler, maket kartonu ve çizim kağıtları vardı. Rastgele çıkarılıp kenarı bırakılmış ayakkabılar, dağılmış dolap kısacası oda gerçekten savaş alanına dönmüş. En garip olan şeyse çizim masası olduğunu düşündüğüm yerin bomboş duruyor olmasıydı.
Kendi odam dağıldığında uğraşmıyor, hatta umursamıyordum. Bazen kız kardeşim geldiğinde topluyordu ki buna gerek olmasa da yapıyordu ama Vera'nın bugün yeterince yorgun olacağını tahmin ederek eğilip yerdeki peçeteleri toplamaya başladım. Kardeşim şu anı görse büyük bir gururla beni alkışlardı. Topladığım peçeteleri kapının girişinde boş duran çöpe atarak gülümsedim. Bu kız benim kaderim aga, diye içimden geçirdiğim düşünce daha da gülmeme neden olunca bir anda ciddileşerek boğazımı temizledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF ZAMANI {TEXTİNG}
Jugendliteratur0556...: Bizim arkadaş birine aşık olmuş, bir baktım masadaki herkes bir aşk doktoru kesildi. 0556...: Sohbet etmeyi bıraktım, gözlerimi kapattım, düşündüm düşündüm... 0556...: Aşk dedim, acaba ne? 0556...: Cevabı merak ediyor musun? 0556...: Bu...