-30-

1.7K 134 23
                                    

Merhaba ballarım yepisyeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım severek okuyacağınız ve beğeneceğiniz bir bölüm olur.

Birçok kişinin beni sorduğunu gördüm, dönüş yapamadım. Affınıza sığınıyorum. Sizleri çok seviyorum ve güzel mesajlarınız için hepinize çok teşekkür ediyorum.

Bölüm Şarkısı: GECE- Tik Tak

Medya: Emre Çağan Korkmaz :')

Lütfen yorum yapmayı ve oy atmayı unutmayın çavolarım. Yazım hataları için kusura bakmayın, onları sonrasında düzeltiyorum.

İyi okumalar❤️❤️

Elimdeki çay bardağına bakıp karışan aklımı toparlamaya çalışıyordum. Yanımda oturan Çağan'ı istemeden bulmanın verdiği tuhaf duygu ile sakinliğimi korurken çayımdan bir yudum alarak karşımdaki denizde bakışlarımı gezdiriyordum. Bizim gibi onca şeye rağmen durgun görünen maviliğin sakinliğine bakmak beni biraz olsun anın gerçekliğinden uzaklaştırıyordu.

Saçlarımı geriye doğru savurup yanımdan oturan Çağan'a çevirdim bakışlarımı. En az benim kadar ne yapacağını ve ne konuşacağını bilmemenin verdiği gerginlikle oturduğunu görebiliyordum. Bu anın yaşanmasını o da beklemiyor gibiydi. Benim gibi bakışlarını denizin üzerinde gezdirip göz temasından kaçmasını tatlı bularak hafifçe gülümseyip önüme döndüm.

İstemeden gece Çağan ile uyumuştum, tüm günümü onunla geçirmiştim. Dün gece içimden geçirdiğim dileklerim ve keşke diye aklımdan geçirdiğim ne varsa bir gece de gerçekleşmişti. Düşünerek isteyeceğim olan tek dileğin bile bu olacağını bilerek gülümseyip tekrar Çağan'a bakmıştım. Bu sabah benimle üst perdeden konuşan o ukala adam değil, küçük çocuk gibi çekinen biri gelmişti.

Boğazını temizleyip çayından bir yudum aldığında bakışlarımı önüme çevirip bakışlarımı tekrar denizin üzerinde gezdirdim. O tok olan ses tonuyla hafifçe bana doğru dönerek

"Bu herif senden ne istiyor? Ne yaptığını söylüyordu sana?" diye sorunca omuzlarımı kaldırıp hafifçe gülümsedim.

"Arabasını çizdim..." cevabım saatlerdir ifadesiz olan yüzünde bir tebessüm oluştururken gizlemek ister gibi başını hafifçe eğdi.

"Seni rahatsız mı ediyor?" oturduğum yerde rahat değilmişim gibi hafifçe kayarken asıl amacım ona yakın olmaktı.

"Nefes alması bile beni rahatsız ediyor." dudaklarımı birbirine bastırıp ellerimi geriye doğru yasladığım için gizlenen boynumu hafifçe çevirip uzaktan uzaktan süzüyordum.

"O piçi gebertirim." aklıma Ercan'ın tehlikeli çift tanımlaması gelince hafifçe gülümseyecek gibi olsam da kendimi tuttum.

"Aslında ona teşekkür borçlu gibiyim." başını geriye doğru çevirip omzunun üzerinden çatık kaşlarla bana baktığında yerimden doğrulup gözlerine baktım.

"Ne teşekkürü?" bakışlarım cesurca koyu kahve gözlerinin içinde gezinirken bu kadar yakın olacağımızı tahmin edemeyip birkaç saniye duraksadım.

"Eğer o olmasaydı bu anı daha geç yaşayacaktım öyle değil mi?" birbirimizin gözlerinin içine belki de saatler öncesinde oturduğumuz bu bankta ilk defa bu kadar cesaretli bakabiliyorduk.

Rüzgardan uçuşan saçım yüzümü okşarken Çağan gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. Dudaklarında oluşan hafif kıvrılmayı gizlemeden gözlerini aralayıp bana doğru döndü. Bir elini tereddütle kaldırıp ne yapacağına kararsız kaldığında boynumu hafifçe yana doğru yatırıp gülümseyerek bekledim. Çekincem olmadığını fark ederek ağır hareketlerle yüzüme doğru yaklaştırıp parmak uçları nazikçe tenime sürtecek şekilde saçımı geriye doğru itti.

TESADÜF ZAMANI {TEXTİNG}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin