-20-

1.4K 104 58
                                    

Herkese merhaba ballarım yepisyeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım kitap sizin için güzel güzel ilerliyordur ve memnunsunuzdur.

Bölüm Şarkısı: Chris Brown- Under the Influence

Medya: Veraşkım

Lütfen yorum yapmayı ve oy atmayı unutmayın çavolarım.

Yazım hatalarına takılmayın, sonrasında ben onları düzeltiyorum.

İyi okumalar❤️❤️❤️

Evin kapısını yorgun argın açıp içeri girerek ayakkabılarımı çıkardım. İki gündür sabahın köründe uyanıyor olmanın beni zorladığının farkında olarak uyuşuk adımlarla odama doğru yürüdüm. Elimdeki telefonumu yatağa fırlatıp altımdaki pantolonumu çıkartarak yatağa uzandıktan sonra telefonumu şarja taktım ve bakışlarımı tavanımda gezdirmeye başladım.

Ercan ile konuştuğumuz günün ardından sürekli düşündüğüm şeyi tekrar düşünmeye başlayarak ardımda kalan yastığımı yüzüme bastırdım. Hormonları gayet sağlıklı çalışan 21 yaşındaki bir kadın olarak Çağan'ı arzulamam gayet doğaldı ama beni rahatsız eden şey bunu hem Çağan'ın sadece dış görünüşünden etkileniyormuşum gibi algılanması hem de o fotoğrafları atarken bence Çağan'ın böyle bir derdinin olmamasıydı.

Çağan'dan bu kadar etkileniyor olmamın sebebi bana olan duygularını açıkça söylemesinin üstüne güzel vücut hatlarının işe karışmasıydı. O bedene sahip olmasaydı da muhtemelen aynı şekilde onu arzulardım. Konuşmasını biliyor, cümlelerine dikkat ediyor, en önemlisi dürüst davranmaya çalışıyordu. Üstelik komik biri olması da yeterli bir sebepti.

Tüm bunların dışında utançtan gebermeme neden olan konuysa Ercan'ın açıkça söyleyemediği Çağan'ın cinsel organ büyüklüğüydü. Aptal arkadaşım yüzünden istemeden ne kadar büyük olabileceğini kendimce tahmin ediyordum ve bunu yaparken ıslanma boyutuna ulaştığımı fark ediyordum. Rezillik miydi? Bence kesinlikle öyleydi.

Yastığımı yüzümden çekip utancımdan ne yapacağımı bilemeden yerimden doğruldum. Sırf bunu düşünerek tahrik olduğum için Çağan'a doğru dürüst ve mantıklı cevaplar veremiyordum. Aklımdan geçenleri sanki görüyormuş, biliyormuş gibi çekinerek mesaj atıyordum. Kesinlikle aptallık beni ele geçirmişti.

Bağdaş kurarak yanan yüzümü elimi sallayarak serinletmeye çalıştığımda çalan telefonum ile irkildim. Kendimi geriye doğru bırakıp kimin aradığına bakınca elimi alnıma vurup aramayı cevapladım.

"Alo prensesim?" babamın sevecen sesiyle daha mahçup hissederek yerime biraz daha sindim.

"Baba unuttum yanına uğramayı, eve geçtim direkt özür dilerim. Şimdi üzerimi değiştirip geliyorum." diyerek hızla açıklama yaptım.

"Ben de bir şey oldu sandım. Gelip yorma kendini istersen güzel kızım, biz hallederiz." telefonu kendimden uzaklaştırıp saate baktıktan sonra telefonumu şarjdan çıkararak yerimden kalktım.

"Hazırlanıp çıkıyorum, taksiyle hemen oradayım."

"Acele etme..."

"Öptüm, geliyorum." diyerek öpücük atıp telefonumu kapattım. Üzerimdeki tişörtü çıkartıp yere bırakarak dağınık dolabımdan siyah askılı, üzerime oturan elbisemi üzerime geçirdim. Yere fırlattığım çantamı omzuma alıp çelik kapının önündeki beyaz spor ayakkabılarımı giyerek evden çıktım.

TESADÜF ZAMANI {TEXTİNG}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin