Saat 15.59, bölüm nihayet tamamladı. Kocaman bir bölüm yazdım; dolu dolu...
Hikayenin sonunu okunduktan sonra herkesten mutlaka bir tepki bekliyorum 💋
Kalbimi bırakıp bölüme geçebilirsiniz ❤️
Instagram hesabım;
Berna_ilgnKeyifli okumalar...
&
Bir adet saç teli tutuyordum elimde. Her gün onlarcası dökülüp giderken onu seçmiştim ben. Tam kalp hizama düşmüştü çünkü. O, toplayacağım yirmi bir saç telinin ilkiydi. Onu zarfa bırakırken Evren'le yaşadığımız anları düşünüyorum. Bu saç telinin sahibi ne bendim ne de Ateş! Bu saç telinin gerçek sahibi, her şeyden habersiz olan Evren'di aslında. Amacımdan, görevlerimden ve Ateş'ten bihaber yapmıştı bunu. İtiraf etmek gerekirse hiçbir tesadüf benim için bu kadar anlamlı ve değerli olmamıştı...
Üniversitenin kütüphanesindeydim. Burası, kaçış yerim olmuştu benim. Çevremde olup bitenler, günbegün kendi sarmalını oluşturan bir çıkmaza dönüşmüştü. O sarmalın kaynağı Evren'di. Bütün bunları, bilerek ve isteyerek yapmadığını biliyordum. Hatta bunlardan nefret ettiğini de; ama olmuştu işte.
Evren, tıpkı lisede olduğu gibi üniversite de beni bir hedef haline getirmişti. Halbuki biraz daha dışa dönük olsa, benimle kurduğu gibi herkesle iletişim kursa, insanlar onun da hepimiz gibi sıradan bir insan olduğunu anlayacaklar ve benimle uğraşmaktan vaz geçeceklerdi. Şu an herkes onda bir kusur bulmaya çalışıyor, bulamadıkça komplekse giriyor, bu kadar gizemli olmasına anlam veremiyor ve veremedikçe de öfkeyle dedikodusunu yapıyorlardı. Onda buldukları tek kusur, söz de bendim. Halbuki benim de kendime göre yeteneklerim ve başarılı olduğum bir çok alan vardı. Sade bir kız olmam, çok fazla makyaj yapmamam ve kırk beden olmam mıydı kusurum? Pelin gibi sıfır beden olsam, pahalı marka kıyafetler giyinip aksesuarlar taksam, her dakika kuaförden yeni çıkmış gibi ortalıklarda dolansam ve herkese soğuk davranıp yukardan baksam kusursuz mu sayılacaktım yani? Bence asıl böyle düşünen insanlar kusurluydu. Bunca sene bana diretilen bu güzellik algısıyla verdiğim savaş yetmemiş miydi? Kendimi çok seviyor ve takdir ediyordum ben. İnsanların ne düşündüğü umurunda bile değildi. Onlarla uğraşmaktan bıkmış, sıkılmış ve çok yorulmuştum.
Ateş'ten mesaj gelince, düşünmeyi bırakıp mesajı okumaya başladım: "Yazdıklarını defalarca kez okudum. Defalarca kez okudum çünkü her ayrıntı beni çok şaşırttı. Biliyorsun Güneş, ben tesadüflere inanmam. Bana göre tesadüf; düşüncelerimizin ete kemiğe bürünmüş halidir. Bence senin, korkularından Evren'in yardımıyla kurtulacağına dair bir kök inancın var. Bu yüzden böyle durum ve olayları kendine çektin. O, senin için zannettiğimden de değerli olmalı.'
Hiç düşünmeden cevap yazdım: 'Elbette ki değerli. Biz onunla çok şey yaşadık. Ondan cesaret aldığım da doğru. Evren, bana baktığında saydamım. Ruhumun derinliklerini görüyor sanki. Ne hissettiğimi, nasıl sakinleşeceğimi biliyor. Ona hiç yalan söylemedim, söyleyemem de. Hemen anlar çünkü. Aramızda gizli saklı hiçbir şey olmadı şimdiye kadar.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.SAÇ TELİ
RomanceEnsemi kavradı ve gözlerimin içine bakarak, "Her şeyinle benim olmak istediğine emin misin? Bu soruya vereceğin cevap sana olan aşkımın büyüklüğünü değiştirmez ama şunu bil ki eğer kendini bana ait kılarsan eskisinden de beter bir aşığa dönüşebiliri...