24.Bölüm

2K 248 102
                                    

Merhaba, işte yine yeni bir bölüm. Güneş, Ateş'in pençesinde ve savaşmaya devam ediyor. O zaman size keyifli okumalar ❤️

Bölüm şarkısı, Sezen Aksu- Farkındayım

Keyifli okumalar...

&

Aynanın karşısında oturmuş, donuk göz bebeklerime bakıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aynanın karşısında oturmuş, donuk göz bebeklerime bakıyordum. Beyaz tenim, korkunun etkisiyle daha bir beyazdı. Dudaklarımın bile rengi çekilmişti. Gözlerim, dağınık saçlarıma takıldı. Her gün onlarcasının döküldüğü saç tellerimizin arasından, sadece bir tanesini hak edebilmek için ödediğim bedel çok ağır olmuştu. Cesetlerle dolu, ilaç kokan bir odada saatlerimi geçirmiştim. Odanın soğukluğu, tenime bulaşmış gibiydi ve kahretsin ki bir türlü ısınamıyordum. Görevi tamamlamıştım artık. Sıra, altıncı saç telini zarfa koymaktaydı ama bir türlü yapamıyordum. Masanın üstünde duran zarfa, tiksinircesine bakarak yere fırlattım. İçim öfkeyle kaynıyordu çünkü. Nefret ediyordum, Ateş'ten ve verdiği görevlerden hatta kendimden bile nefret ediyordum.

Kapının açıldığını duyunca, aynadan kimin geldiğine baktım. Evren, kapının ağzında duruyordu. Bana baktıktan sonra bakışlarını yerde duran zarfa çevirdi ve yavaşça yürüyerek yerden zarfı aldı. Titrek bir nefes alarak, "Bize bunları yaşattığım için..,"

"Açıklama yapma artık! Ne olduysa oldu." dedi, sözümü keserek. Başımı salladım. Geçmişte yaşananları da öğrendiğimden beri ona olan saygım artmıştı. Sakin bir şekilde yanıma yürüdü ve zarfı masaya bıraktı. Hırsla saç tellerimden birini koparmaya yeltendim ama hızla elimi tutup bana engel oldu ve gözlerimin içine bakarak, çoktan kopup omuzuma düşen bir saç telimi alarak zarfın içine koydu. Dudaklarımı bükerek ona bakmaya devam ederken, usulca saçlarımı okşayarak, "Sana ait olan her zerre için her şeyimi feda edecek kadar çok seviyorum seni. Kendine zarar vermene asla izin vermem!" dedi. Daha fazla yerimde duramadım ve yerimden kalkarak, bütün gücümle ona sarıldım. Bu gücün sahibi oydu aslında. Beni ayakta tutan, mücadele etmemi sağlayan oydu.

Yavaşça geriye doğru çekilip, "Hadi, şu lanet videoyu artık gönderelim." dedikten sonra elimi tuttu ve birlikte oturma odasına doğru yürümeye başladık. İçeriye girdiğimizde, herkes alkışlamaya başladı. Şaşkın bir şekilde onlara bakarken, Cenk gülümseyerek, "Bu alkış cesaretin içindi." dedi ve konuşmaya devam etti: "Bundan sonraki görevleri tamamlarken de aynı cesareti göstermeni bekliyoruz senden."
Funda, bileğini kaldırarak, "Gösterecek tabii ki! Kimin arkadaşı o? Göze göz dişe diş!" diye bağırdı. Hiç içimden gelmese de gülümsemeye çalıştım. Onları üzmek istemiyordum çünkü.

Hepimiz masanın etrafında toplandık. Telefonumu elime alıp, çektiğim videoyu Ateş'e gönderdim. Videoya bakamıyordum bile. Yaşadığım o anları zihnimden silmek istiyordum çünkü. Ali, "Daha kaç görevi tamamlaması gerekiyor?" diye sorunca, Evren kaşlarını çatarak, "On beş!" diye cevap verdi. Mali korkuyla yutkunarak, "Ah yüce Tanrım. Peki bu Freddy'nin kabusu daha ne kadar ileriye gidebilir sizce?" diye sordu. Bu sorunun cevabını ben de çok merak ediyordum. Huzursuz bir şekilde Evren'e bakınca, göz göze geldik. Eminim ki o da benim gibi endişeliydi ama bana belli etmemeye çalışıyordu. O sırada telefonuma bir mesaj geldi. Titreyen elimle mesajı açtım ve sesli bir şekilde mesajı okudum.
'Tebrikler.., Evren'i sınırlarını aşacak kadar çok sevdiğini bilmiyordum. Öğrenmem iyi oldu. Yeni görevin için benden mesaj bekle. Bu arada, yeni görevini tamamlayabilmen için sana küçük bir motive hediyesi gönderiyorum.'

21.SAÇ TELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin