18.Bölüm

2.6K 304 149
                                    

Haftalar sonra merhaba...
Instagram'dan beni takip edenler bilirler, sınav haftamdı ve cidden çok çalışmam gerekiyordu. Berlin'de yaşadığımı biliyorsunuz. Kendimi geliştirmek ve daha düzgün Almanca konuşabilmek adına dil geliştirme kurslarına gidiyorum. İki önemli sınav sonunda önemli iki sertifika sahibi olacağım. Birini kazandım diğeri 25 Haziran'da. Açıkçası Keskin'i Almanca'ya çevirmek için o sertifikaya ihtiyacım var. Bu yüzden bölüm yazamadım. Bilgi vermem geriyordu. Üzgünüm 🙏

Sıra bölümde. Geçiş bölümü. Bu bölümden sonra olayların akışı değişecek.

Bölüm şarkısı, Madrigal- Seni dert etmeler

Bana bir kalp bırakıp bölüme geçebilirsiniz 🥰

Keyifli okumalar...

&

Her şey bir kelebeğin kanadındaki ışıltıyı görmemle başlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her şey bir kelebeğin kanadındaki ışıltıyı görmemle başlamıştı. O ışıltının büyüsüne kapılıp korkularıma doğru ilk adımı attığım o gün, silik bir hatıra olarak zihnimde kalsa da hissettiklerim silik olmaktan öte, ezici bir şekilde netti. Karanlığın içinde sıkışmış o kız çocuğunun çığlıkları hâlâ kulaklarımda uğulduyordu.

Evren kollarımı bırakınca, dehşete düştüm. Üstüme doğru uçuşan kelebekler, yıllar önce kaybolduğum o ormana beni geri götürmüştü sanki. Boynum bir odun parçası gibi sert ve kuruydu. Ne başımı çevirebiliyor ne de hareket edebiliyordum. Nefesimin bana yetmediğini hissedince, acı dolu bir inilti döküldü dudaklarımın arasından ve geriye doğru düştüğümü fark ettim. Yer çekimine karşı koymaz haldeydim. Yüzmeyi bilmeyen birinin, koskoca bir okyanusa atlaması gibiydi benim yaptığım. Daha bir kelebeği görmeye bile cesaret edemiyorken, yüzlercesinin olduğu bir kafese girmiştim. O an gözlerim kapandı ve sırtımda bir ağırlık hissettim. Gözlerimi Evren kapatmıştı ve sırtımı göğsüne yaslamıştı. "Tamam! Sakin ol. Ben buradayım!" dedi. Buz kesmiştim ama aynı zamanda boncuk boncuk terliyordum. Beni kucağına alıp yürümeye başlayınca, çaresizce başımı göğsüne yasladım. Bu kez olmamıştı, bu kez başarmamıştım...

Gözlerimi kapatıp, başladığım ana geri döndüm. Bir yere girdik ve kapının kapandığını duydum. Evren, yere çöktü ve beni kucağına bastırarak konuşmaya başladı: "Tek bir giriş ve tek bir çıkış var. Sadece aynı yönde ilerleyip dışarı çıkabiliriz. Olay çıkarıp girdiğimiz kapıyı açtırabilirim ama eğer böyle yaparsam, daha fazla korkacak ve panik yapacaksın. Şu an bir koza odasındayız. Burada sadece tırtıllar var ve onlar da kafeslerinde. Gözlerini açıp etrafına bakmak ister misin?"
"Hayır..." diye inleyince, "Tamam, o zaman önce biraz sakinleş." dedi. Başımı salladım. Bir süre hiç konuşmadan saçlarımı okşamaya başladı.

21.SAÇ TELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin