Sıcağı sıcağına bir bölüm daha gönderiyorum size 🫶⚘️
Yorum ve beğeni atarak süsleyin lütfenBölüm şarkısı, Murat Dalkılıç-Neyleyim İstanbul'u
Keyifli okumalar&
Taksi şoförünün memnuniyetsiz bakışları sinir bozucu olsa da böyle sırılsıklam halde beni arabasına kabul etmesinin bile bir mucize olduğunu düşünerek onu görmezden geliyordum. Oturacağım koltuğa büyük bir muşamba sermişti. Çok üşüyordum ama çok da mutluydum. Bir yandan titreyen çeneme hakim olmaya çalışıyor diğer yandan da gülümsüyordum. İnsanlar ölümü enselerinde hissedene kadar yaşamın ne kadar değerli olduğunu maalesef fark edemiyorlardı. Halime acıyan taksi şoförü, kaloriferin ısısını artırdı. Ters mizaçlı olmasına rağmen merhametliydi aslında. Bir başkası olsa, benim halimde olan birini değil arabasına almak, yüzüne bile bakmazdı.
Bitik bir haldeydim. Derin bir nefes alarak karanlığı seyretmeye başladım. Evren'e gidiyordum. Beni bu halde görünce, daha da öfkelenecekti, bunu biliyordum ama umurunda bile değildi, çünkü ona ihtiyacım vardı ve onun da bana ihtiyacının olduğunu biliyordum. Telefonum çalmaya başlayınca, arayanın Mali olduğunu düşünerek telefona baktım ama arayan Elif teyzeydi. Yüzümü buruşturup telefonu çantama geri koydum. Şu an ona cevap veremezdim çünkü Evren'le ilgili bana sorular soracağını biliyordum. Her şey bir yana öyle zangır zangır titriyordum ki eğer sesimi duyarsa yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu anlayacaktı. Telefonum tekrar çalmaya başladı. Arayan yine oydu. Anneler neden bu kadar sabırsızdı? Oflayarak telefonumu çantama koyduğum sırada taksi durdu. Adama parasını uzatıp, "Teşekkürler," dedikten sonra taksiden indim ve koşar adım apartmana girdim.
Ciddi anlamda donmak üzereydim. Asansöre bindiğimde Elif teyze yine aramaya başladı. Bir an önce duş almam ve onu aramam gerekiyordu ama öncesinde Evren'e nasıl bir açıklama yapacağımı düşünüyordum. Dün yaşananlardan sonra beni karşısında görünce nasıl tepki verecekti acaba? Asansörün aynasına bakınca, bir harabeyle karşılaştım. Kanım çekilmişti, ıslaktım, makyajım akmıştı ve soğuktan dudaklarım morarmıştı. Yüzümü ekşiterek kendi kendime mırıldandım: "Bir gelinliğim eksik, onu da giyinip otobana çıksam, kesinlikle beni hortlak zannederler."
Zavallı Evren, dün yaşadıklarını henüz atlatamamışken bir de beni bu halde görüp yeni bir şok daha yaşayacaktı. Asansör durduğunda, buraya gelme kararımı sorgulamaya başladım. Acaba yarın sabah mı gelseydim? Bir geceyi daha onunla dargın geçirme fikrine tahammül edemeyince asansörden çıktım ve Evren'in dairesine doğru yürümeye başladım. Kapının önüne gelince bir elimi kalbime bastırıp zili çaldım. Aynı anda telefonum yine çalmaya başladı.
Telefonumun ekranına bakarken kapı açıldı ve karşımda gördüğüm kişiyle resmen şok yaşadım, çünkü kapıyı açan kişi Pelin'di. O da bana şok içinde bakıyordu. İkimiz de hortlak görmüş gibi birbirimize bakarken, Pelin'in arkasında Elif teyze belirdi. Elinde de telefonu vardı. Ağzı açık bir şekilde benim rezil görüntüme bakarken, birden kendine geldi ve hızla yanıma koştuktan sonra, "Ah!" dedi ve yanaklarıma dokunarak bana sordu: "Bu ne hal böyle Güneş? Buz gibisin, üstün başın da sırılsıklam. Ne oldu sana böyle?"
Şafak Sönmez de kapının ağzında belirince, iyice yerin dibine girdim. Neye şaşıracağımı, neye öfkeleneceğimi, nasıl bir cevap vereceğimi bilemeden onlara bakıyordum. Onlar da bana! Elif teyze telaşla, "Kaza mı geçirdin yoksa?" diyerek beni içeriye çekti. Şafak Sönmez ve Pelin, baştan aşağıya beni göz hapsine almışlardı. Elif teyze ise yüzümü temizlemeye çalışıyordu. Neden buradaydı herkes? Evren neredeydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.SAÇ TELİ
RomanceEnsemi kavradı ve gözlerimin içine bakarak, "Her şeyinle benim olmak istediğine emin misin? Bu soruya vereceğin cevap sana olan aşkımın büyüklüğünü değiştirmez ama şunu bil ki eğer kendini bana ait kılarsan eskisinden de beter bir aşığa dönüşebiliri...