17.Bölüm

2.8K 319 122
                                    

Herkese selam. İki inatçı keçinin birbirlerine hayatı zehir ettiği bir bölümle karşınızdayım. Bakalım kim kazanacak?

Önce bana bir kalp bırakın ama ❤️

Bölüm şarkısı: Toygar Işıklı - Korkuyorum


Keyifli okumalar...

&

Ayın yörünge hareketi sırasında dünya ile güneş arasına girmesi ve dolayısıyla ayın güneşi kısmen ya da tümüyle örtmesi sonucunda gözlemlenen doğa olayına, güneş tutulması denirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ayın yörünge hareketi sırasında dünya ile güneş arasına girmesi ve dolayısıyla ayın güneşi kısmen ya da tümüyle örtmesi sonucunda gözlemlenen doğa olayına, güneş tutulması denirdi. Ben de akıl tutulması yaşıyordum şu anda. Gerçekle hayalin arasında kalan aklım, Evren'in gerçek mi yoksa hayal mi olduğunu ayırt edemediği için tutulmuştu resmen. Tuhaf bir şekilde güldüm ve ellerimi belime koyarak, "Bir dakika bir dakika!" diye mırıldandıktan sonra kaşlarımı çatarak konuşmaya devam ettim: "Eğer şu an rüya görüyorsam ve rüyada olduğumun bilincindeysem, lucid rüya görmeyi nihayet başardım demektir."

Evren, kahkaha atınca, korkuyla gözlerimi açarak ona baktım. Peki neden hâlâ uyanmıyordum ben? Evren, boğazını temizleyerek ciddi bir şekilde yanıma yürüdü ve tam önümde durarak, " Eğer bu rüyaysa," dedi ve yanağıma dokunup konuşmaya devam etti: "Dokunuşumun sıcaklığını bu kadar net hissedebilir miydin?"
Sıcacık parmaklarıyla yanağımı okşamaya devam edince, yutkunarak ben de onun yanağına dokundum. Gözlerini kapatıp, yanağının ağırlığını avucumun içine bıraktı ve iç çekerek fısıldadı: "Özledim..."
O an onun gerçekliğini fark ettim ve gözlerimi kısarak, "Bunu bana nasıl yaparsın?" diye bağırdım.

Gözlerini açıp gözlerimin içine baktı. Elimi hızla yanağından çekmek isteyince, elimi tuttu. Dik dik ona bakmaya başladım. Çatık kaşlarımı eliyle düzelterek hafifçe gülümsedi ve, "Hadi bir şeyler yiyelim." dedi. Bu sözleri duyunca, şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Nasıl bu kadar pervasız olabiliyordu? Tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki beni de beraberinde çekerek yürümeye başladı. Gözlerimi kırpıştırarak etrafıma bakındım ve hızla ellerimi ellerinin arasından çektim. Kaşlarını çatarak bana bakınca, öfkeyle konuşmaya başladım: "Bana bir açıklama yapmak zorundasın. Ne demek oluyor bütün bunlar? Ne işin var senin burada Evren? Yöneticiler dahil olmak üzere bütün otel personelinin şu an diken üstünde olduğunun farkında mısın sen? Herkes senin, bu oteller zincirinin en büyük varis olduğundan bahsediyor. Buraya gelirken resmen ecel terleri döktüm ben. Personel müdürü neredeyse bir saat boyunca, ne yapmam ve ne yapmamam gerektiğinin dersini verdi bana. Eğer ufacık bir hata yaparsam, neler olabileceğini dinlerken ağlamamak için kendimi zor tuttum."

Sert bir şekilde kapıya bakarak, "Üzdüler mi seni?" diye sorunca, gözlerimi devirerek cevap verdim: "Konu benim üzülüp üzülmemem değil! Herkes işini yapmaya çalışıyor. Onlar yönetici ben de personelim."
"Neymiş konu?" diye sert bir şekilde sorunca, "Benim şu an burada hangi konumunda olduğum ve tabii ki senin!" diye bağırdım. Çenesi kasıldı. Oflayarak konuşmaya devam ettim: "Benim bu oteller zincirinde çalışmaya başlamam, tesadüf müydü Evren?"

21.SAÇ TELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin