⚫️3.Bölüm''Kavga.''

7.2K 352 19
                                    

Kızlarla Bora'nın yanına koştuk.Yanına geldiğimizde fark etmiştim sadece başı kanıyordu.Birkaç dikişle kurtulabilirdi.
Yanına çömelip "İyi misin?"diye sordum.Yavaşça yerinde doğrularak "Sorun yok,iyiyim."dedi."Başın kanıyor ama."diye itiraz ettim.
"Sana bir şeyim yok dedim ya!"diye bağırınca hışımla ayağa kalkıp "İyilikte yaramıyor!"diye söylendim.
"Senden iyilik isteyen mi var?"
Ayağa kalkıp yavaşça mekanı terk ederken Sinem "Kedi köpek gibisiniz mübarek."dedi.
"Sinem!"diye tısladım.Eliyle ağzını fermuar kapatır gibi yaptı.
"Ben eve gidiyorum."diyerek masadan çantamı aldım ve kafeden çıktım.O sırada Bora'yı gördüm.Karşı kaldırımda dümdüz yürüyor ve ellerini arada bir yumruk yapıyordu.Hemen bir taksi çağırıp bindim. Taksiciye evin adresini verip, kafamı cama yasladım. Neden o adama saldırmıştı ki! Saçma! Hem ben neden yardım ettiysem? Aptal ben! Bana ne ki? Ne yaparsa yapsın! Hem birbirimizden uzak durma kararı almıştık. İnsanların bana ezik dediğini bir kez daha anlamıştım. Bu bendim. EZİK! Elime değen ıslaklıkla ağladığımı fark ettim. Hemen gözyaşlarımı sildim. Kafamı tekrar cama yasladım.

Evin önüne geldiğimde ücreti ödeyip eve yöneldim.Ayakkabılarımı çıkarıp yukarıya çıktım.Yarın için bir planım vardı. Bu planla herkesin dikkatini belki çekebilirdim.

*

Bahçenin kenarındaki oturaklardan birine oturdum.Çantamdan az önce aldığım sigarayı çıkarıp çakmakla yaktım.Sigarayı içmek gibi bir niyetim yoktu.Sadece içiyormuş gibi görünecektim.Sigarayı içmeden elimde tutuyordum.Yanıma bir bedenin daha oturduğunu görünce o tarafa döndüm.
Benim gibi elinde sigara tutan bir Bora beklemiyordum.
Tek kelime etmeden sigaranın ucunda birikmiş külleri yere doğru salladım.
"Sigarayı içmiyorsun..."
"Nereden anladın?" Evet inkar etmemiştim.
"Çok bariz bir şekilde belli ediyorsun.Kötü kız havalarındasın ama değilsin.Etraftakileri kandırabilirsin ama beni asla."
Sigarasını yere atıp okula doğru ilerledi.Gerçekten kendisini havalı sanıyordu.Sigaram bitince bende yere attım ve çantamı alarak okula yöneldim.Telefonumun çalmasıyala duraksadım.

SİNEMA arıyor...

Bunu sonra tartışabiliriz sanırım.
Ekranı kaydırarak açtım.
"Efendim Sinem?"
"Beren çabuk kızlar tuvaletine gel acil."
"Tamam."dedikten sonra telefonumu çantama atıp hızlı adımlarla kızlar tuvaletine yöneldim.Vardığımda kapıyı açıp içeriye daldım.Çiğdem'i ağlarken görmeyi beklemiyordum.
"Ne oldu?"diye sordum Sinem'e.Çiğdem konuşamayacak kadar kötüydü.Beni kolumdan tutup kızlar tuvaletinden çıkardı.
"Beren...Çiğdem hiç iyi değil."
"Bunu zaten anladım Sinem." dedim gözlerimi devirerek.
"Okula yeni gelen çocuğun yakın arkadaşı Çiğdem'i zorla öpmüş.İlk öpücüğünü almış..."
"Ne?"diye bağırmamla koridordaki herkesin bakışları bize çevrildi.
"İsmi ne?"
"Beren..."
"Sinem!Çocuğun ismi ne?"
"Buğra diye biri.Hatta bak orada.Bora'yla bu tarafa geliyor."
Dediği yöne bakınca gözlerim Bora'nın yanındaki hiçbir şey olmamış gibi sırıtan çocuğa takıldı.
"Beren sakin ol."dedi Sinem.Onu takmayıp koşarcasına Buğra denilen o herifin yanına gittim.
"Kimsin lan sen?"diye bağırıp çocuğu ittim.Bora aramıza girerek "Ne oluyor?"diye sordu.
"Herkes duysun!Bu it herif Çiğdem'i zorla öpmüş!Adam mısın sen?Kimsin ya kimsin?"
Bora sertçe Buğra'ya baktı.Buğra onu aldırmayıp bana "Sana ne?"dedi.
"Efendim?Bana ne mi?Öldürürüm seni!"
"Sıkıysa gel lan!Bora bırak bakalım ne yapabiliyor?"
Bora istemeye istemeye aramızdan çekildiğinde hızla gözüne yumruk attım.Afallayıp geriye doğru adım attı.Boşluğundan yararlanıp karnına da bir yumruk geçirdim.İşim bitmemişti.Siyah saçlarından aşağı çekerek "Bir daha Çiğdem'e bulaşırsan seni çok kötü benzeterim anladın mı?"diye bağırdım.
"Anladım."
"Duyamadım?"
Anladım!"
Elimi saçlarından çekerek kızlar tuvaletine girdim.Çiğdem kendisini toparlamıştı.
"İyi misin?Ben halletim onu.Bir daha bulaşmayacak sana."
"İyiyim de ne demek hallettim?"
"Üzümünü ye bağını sorma."
"Of Beren..."
Gülümsedim ve "Hadi derse."dedim.
Tuvaletten çıkıp sınıflara doğru dağılırken sırtımda bir el hissettim.Kesin Bora'ydı. Benden hesap soracaktı.Arkamı döndüğümde nöbetçi öğrenciyle karşılaştım.
Ağzından dökülen cümle canımı fazlasıyla bozmuştu.
"Müdür seni çağırıyor."

*

Müdürün gözünde yerim varmış.Birkaç azarlamadan sonra saldı beni.Müdürün odasından çıktığımda dersin bitmesine on beş dakika vardı.Derse girmemeye karar verip havuz katına indim.Cam kapıdan içeriye girip ardımdan kapattım.Yavaşça havuza yaklaştım ve ayakkabılarımla çoraplarımı çıkarıp ayaklarımı havuza soktum.Ayaklarımla suda ileri geri hareketler yaparken rahatlıyordum.Bugün yaptığım gösteriden sonra herkes beni ezik ünvanından çıkarır diye düşünüyorum.Gösteri derken yanlış anlamayın.Çiğdem'i korumak için.
Ayaklarımı sudan çıkardığım sırada yanıma biri oturdu.Kafamı çevirince Bora'yla göz göze geldim.Bu çocuk habire beni takip ediyordu.
"Bugün yaptığın gösteri harikaydı Siyah.Yalnız bir şey dikkatimi çekti.Rujunu sürmemişsin."
Elimle ağzımı yokladığımda doğru söylediğini fark ettim.Sigara almak için kendimi ikna etmekten rujumu sürmeyi unutmuştum.
"Unutmuşum."dedim kısaca.
"Bundan sonra unutma,sana çok yakışıyor."
Hafifçe tebessüm edip "Benimle flört mü ediyorsun?"diye sordum.
"Hayır.Sadece gerçekleri söylüyorum.Gerçekleri söylemek ne zamandan beri flört oldu?"
Ayağa kalkmadan önce çoraplarımı ve botlarımı ayağıma geçirdim.
"Neyse ben gidiyorum."dedikten sonra kapıya yöneldim.
"Konuşuyorduk?"
"Biz ne zamandan beri arkadaşız?"
"Konuşmak için arkadaş olmaya gerek yok Siyah."
Tebessüm edip havuz katından çıktım.Merdivenlerin sonuna geldiğimde zil çaldı.Çiğdem'i bulmak için onun sınıfına yöneldim.Sınıftan içeriye girdiğimde sırasında oturup kitap okuyordu.
Yanına oturduğumda daldığı kitaptan çıkabildi sonunda.
"Ne o dalmış gitmişsin?"
"Ne bileyim.Bugün olanlar canımı sıktı.Kaçacak yer arıyordum."
Anlaşılan bugün olanlar Çiğdem'in canını fazla sıkmıştı.
"Üzülme bu kadar.Alt tarafı bir öpücük işte."
"İlk öpücük!"diye sesini yükselttiğinde iki kolumu açarak 'teslim oluyorum' şekline girdim.
"Hadi kalk!Kantine gidiyoruz!"diyerek ayağa kalktım.Kolundan tutarak onuda kaldırmaya çalıştım fakat kalkmadı.
"Keyfim yok Beren."
"Bana ne?"
Sertçe çekince aniden kalktı.
"Uzatma Beren,istemiyorum."dediğinde zorlamamam gerektiğini anlayıp kolunu bıraktım.
"Peki o zaman sonra görüşürüz."
"Görüşürüz."dedikten sonra kitabına gömüldü.
Gülümseyerek sınıftan çıktığımda aklıma ruj geldi.Koşarak sınıfa gidip çantamdan rujumu çıkardım.Sınıfın boş olmasından yararlanarak aceleyle siyah ruju dudaklarımda küçük bir gezintiye çıkardım.Bitince ruju çantama geri koydum ve sırama yerleştim.Bu sırada sıkıcı zil sesini duymamla gözlerimi devirdim.Sınıfa ilk Bora girdi.Şaşırmıştım çünkü o hep en son girerdi.Yanıma oturduğunda gözü dudaklarıma takıldı.
"Sürmüşsün."
"Sen dedin diye değil."diye tersledim.
"Siyah....Siyah....Siyah..."diye mırıldanıp çantasından defter çıkardı.
"İsmim Siyah değil Beren."
"Biliyorum.Siyah daha çok hoşuma gidiyor."dedi ve ekledi"Siyah."
Öğretmen sınıfa girdiğinde sınıfın uğultusu yerine sessizliği bırakmıştı.Ders Edebiyattı.En sevdiğim ders olduğundan kulaklarımı tek bir sese verdim.

*

Okul çıkışı otobüs durağına yürürken peşime Bora'nın takılmasıyla ilginçleşti.Beraber otobüs durağına yürürken ikimizden de ses çıkmayınca sessizliği bozan ben oldum.
"Ee Bora?Sen neden bizim okula geldin?"diye bir soru attım ortaya.
"Annem puanlarım yükselsin diye değiştirdi.Neden sordun?"
"Ortam çok sessizdi.Sıkıldım."
"Ortam?"
"Ya sen niye benim peşimden geliyorsun?"
"Senden başka tartışabileceğim kimse yok."
"Benimle sırf bu yüzden mi takılıyorsun?Buğra'nın gözüne yediğinden yemek ister misin?"
"Hayır.Yanlış anladın.Sen bana iyi geliyorsun."

SİYAH RUJ(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin