bölüm 8 (aslanın yuvası)

435 28 188
                                    

(bisey dicem smut yazmicam aga neyin kafasindasiniz-
Evet temas sahnesi yazacagim ama ben gelip de öyle "içime girdi" fln filan yazamam aşırı saçma ve bence yazması utanç verici.

Ama temas sahneleri olacak smut okuyor gibi olacaksınız sadece o kısmı yazmak istemiyorum hepsi bu.

İyi okumalar :>)
.
.
Gözlerimi açtığımda yumuşak biryerdeydim. Yataktaydım. Bedenim oldukça uyuşmuştu. Düz bir şekilde yatıyordum ve buna şaşırmıştım. Genelde biraz deli yatardım...

Kafamı sağa çevirdim ve etrafa baktım. Odamda olmadığım kesindi. Ardından sola baktım. Sol tarafa bakarken güneş yüzüme vurduğu için gözlerimi kısıp bakmak zorunda kalmıştım. Görüşüm düzeldiğinde ise o görüntüyü gördüm.

Draco koltukta uyuyordu.

Gözlerimi iyice kırpıştırdım çünkü bir an hayal görüyorum sandım.

Kollarını göğsünde birleştirmişti ve kafasını arkaya atmıştı. Bedenindeki tek yaşam belirtisi, nefes alıp verdikçe inip kalkan göğüs kafesiydi.

Doğruldum hızlıca. Draco'nun odasındaydım ve buraya ne ara geldiğimi hatırlamıyordum.

Bundan önce biraz etrafı inceledim.

Hiç yabancı gelmiyordu...

Ve tam bu sırada yine o görüntülerden görmeye başladım. Draco'yla aynı yatakta uyuyorduk. Bedenimi iri kollarıyla sarmıştı ve ikimizde çok huzurlu görünüyorduk. Çok silik bir görüntüydü.

Dayanamadım ve kalktım ayağa. Artık kafayı yemek üzereydim.

Ayağa kalkmamla birlikte Draco kıpırdanmaya başladı. Acele edip çıkabilirdim odadan. Hemen ayakkabılarımı yerden alıp giydim ve
Kapıya yöneldim. Tam çıkacaktım ki Draco'nun boğuk sesini duydum.

"Günaydın."

Öylece durdum kapının önünde. Gidemedim. Aslında cevap vermeden gidecektim ama yapamadım.

"Sanada." Dedim ve arkamı dönüp ona baktım. Gözleri yarı açıktı. Sanırım henüz yeni uyandığı için böyle görünüyordu çünkü gözlerinin bir zombi gözünden farkı yoktu.

Aslında oldukça güzel görünüyordu ama son derece yorgun gibiydi...

"Dün gece başına bela oldum sanırım." Dedim ona zorluk çıkartmış olmamdan aşırı korkar gibi. Çok hafif gülümsedi nefesini vererek. Ardından konuşmaya başladı.

"Öyle düşünme. Uyuyakalmıştın bende seni öylece odanda bırakmak istemedim. Dün pek iyi değildin..." Son cümlesini söylerken çekinir gibi söylemişti. Sanki hatırlatmak istemiyor gibiydi.

Öylece durmaya devam ettim kapının önünde. Draco da bunu farketti.

"Otursana." Dedi ve kolunu kaldırıp bileğindeki saate baktı. Ardından ekledi. "Kahvaltıya daha 1 saat var."

Hayır hayır hayır. Onun yatağında yattığım yetmiyormuş gibi şimdi de onun yanında durmaya devam edemezdim. Bukadarı benim gibi birine fazlaydı.

"Gitmem gerekiyor." Diye kestirip attım hızlıca. Ardından odanın kapısını açtım ama tam çıkacakken aklıma birşey geldi ve duraksadım. Arkam hâlâ dönükken konuşmaya başladım.

"Dün benimle ilgilendiğin için teşekkür ederim ama birdaha beni sahiplenmeye kalkma."

Diyip odadan çıktığımda derin bir nefes almıştım. Üzerimde hâlâ dünkü siyah sweatim ve hafif bol pantolonum vardı. 

Secrets Of Obliviate ~Draco Malfoy İle Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin