SEEEY ARKADASLAR- NORMALDE AŞIRI TEMAS İÇEREN Bİ SAHNE YAZICAKTIM AMA BU BÖLÜME SIĞMADI O YÜZDEN DİĞWER BÖLÜMDE GELİCEK.
İYİ OKUMALARR...
.
Bir insan en gıcık şekilde nasıl uyanabilirdi? Alarm çalmasıyla mı yoksa okula gitmek için annesi tarafından uyandırılırken mi?
Hiçbiri. İnsan en gıcık şekilde teyzesinin sesiyle uyanır.
Melanie her zamanki gibi odama gelmişti ve o ince sesiyle konuşuyordu. Bir yandan da odamı topluyordu.
İyi ama odam dağınık değildi ki?
Doğru ya, yerdeki sweatim...
"Erken kalkmaya alışmak zorundasın." Dediğinde artık kelimeleri seçebilecek kadar ayrılmıştım. Yatakta hafifçe doğruldum ve yarı açık gözlerimle onu izlemeye başladım.
"Sen rutin haline getirdin beni böyle uyandırmayı." Dedim uykulu ve ölü gibi çıkan sesimle. Sesim normalden daha uykulu çıkıyordu çünkü dün çok geç uyumuştum...
"Kalk hadi. Kahvaltıya yetişmen gerekiyor. "
yataktan söylene söylene kalktım ve dolabımı açtım. Sahi, daha valizimi bile yerleştirmeden neden dolabı açmıştım bilmiyorum ama dolabımda kıyafet bulunca şoka uğramıştım.
"Bunlar ne Melanie?" Dedim teyzeme dönerek ama o buralı bile olmadan yatağımı toplamaya başladı. Ardından cevap vermeye zahmet edip konuşmaya başladı.
"Ben hazırlattım. Hoşuna gidenlerden birtanesini giy ama ince şeyler seçmemeye çalış. Evet hava biraz sıcak ama üşüyebilirsin. Kış geldi gelece-"
"Tamam! yeterince anladım. İnce giyinmeyeceğim."
Teyzem gülerken odadan çıktı. Bende üzerime dolaptan beyaz, kısa ama kolları hafif balon şeklinde olan bir elbise çıkardım. Uzunluğu diz kapağımın biraz üzerindeydi ve ince olduğunu bile bile giyinmeye başladım çünkü hoşuma gitmişti.
belimin biraz üzerinde biten simsiyah saçlarım kendi halinde dalgalı gözüktüğü için açık bıraktım. Yüzüme makyaj yapasım gelmiyordu çünkü aşırı üşeniyordum. Yinede ölü gibi gözükmemek amacıyla göz altıma azıcık kapatıcı ve dudaklarıma da hafif renk veren bir parlatıcı sürdüm. rimel yada başka birşey ile uğraşmak istemiyordum. Ayakkabı olarak beyaz spor giydim ve odamdan çıktım. Gözüm Draco'nun odasına takılınca duraksadım.
acaba Draco-
Susmalıyım sanırım!
Nefesimi sertçe dışa vererek merdivenleri inmeye başladım. Ayakkabılarımın çıkardığı sesten başka ses duymuyordum. Sanki evde bir tek ben yaşıyorum!
aşağıda ki masada neredeyse herkes vardı. Bir kişi hariç... Draco yoktu.
Ev cinlerinden birisi çayları dolduruyordu. Lucius Malfoy baş köşeye oturmuş sihir bakanlığı ile ilgili haberler okuyordu. Narcissa da elindeki kitaptan başka birşeyle ilgilenmiyordu. Melanie de öylece oturuyordu.
"Günaydın." dedim oturmadan hemen önce. Lucius cevap vermezken Narcissa başını kitaptan kaldırıp gülümsedi.
"Günaydın tatlım. Aç olmalısın, otursana."
"Öyleyim..." Dedim içten bir şekilde gülerken. Sahi, en son neye içtenlikle gülümsemiştim acaba?
sandalyelerden birine oturmamla birlikte Lucius'un soğuk sesini duydum.
"Draco nerde?" Dedi. Sanırım Draco'nun geldiğini dün görmüştü.
"Uyuyor olmalı." Dedi Narcissa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secrets Of Obliviate ~Draco Malfoy İle Hayal Et
FanfictionArkamı hafifçe dönüp ona baktım. Aşırı yakındık. Biraz öne çıksam yüzü yüzüme değecekti. Hayal kırıklığına uğramış gibiydi. Geri çekildi ve kendini biraz uzaklaştırdı. Yüzü oldukça düşmüştü. Şuan olan şeyleri anlayamıyordum. "Zihnin gibi yüreğin d...