Azcik öpüşme yazak la bune kardeş gibi yaşayıp gidiyolar bunlar-
Gelsin bakalım 🤤
.
.
.
Hazırlanmıştım. Aynanın karşısında durmuş öylece kendime bakıyordum. Uzun saçlarımı açık bırakmıştım ve hafif su dalgası vermiştim. Böyle çok güzel olmuştu. Makyajım da çok belli değildi. En belli olan kısım sadece gözümdeki eyeliner ve dudaklarımdaki kırmızı rujdu. Evet güzel olmuştum ama birşey eksikti.Birşey... Ama ne?
Çok üzerinde durmadım. Zaten Mattheo'nun 5-10 dakikaya gelmesi lazımdı. Baloya gitmek istemiyordum ama bir yanım da merak ediyordu. Pansy için diyordum ama bende merak etmiyor değildim yani.
Ben bunları düşünürken kapım çaldı. Gelen Mattheo olmalıydı. Hemen kapıyı yöneldim.
Derin bir nefes aldım ve somurtarak kapıyı açtım ama gelen Mattheo değildi...
Draco?
Ciddi anlamda onu gördüğüme sevinmiştim. Şuanda aklımdan geçen tek şey buraya gelmiş olmasıydı. Benim yüzümde hafif bir sırıtma varken o sinirli gibiydi. Derin derin soluyup duruyordu.
"Bir sorun mu var?" Dedim yüzümdeki sırıtma solarken.
Cevap vermedi. Önce sadece beni izledi. Sinirli yüzü biraz da olsa yumuşamış gibiydi. Beni süzerken utanmıştım...
"Çok güzel" dedi kendi kendine ama onu duydum.
BANA ÇOK GÜZEL DEDİ!
Sonrasında ise eski sinirli haliyle konuşmaya başladı.
"Mattheo ile mi gidiyorsun sen?" Neydi şimdi bu? Hesap sorma falan mı? Eğer öyleyse sinirlenmeye başlıyordum.
"Evet, bir mahsuru falan mı var?"
"Her yerde oturmuş bir eşyadan bahseder gibi gururla seninle gideceğini anlatıyor o züppe!"
Mattheo bu kadar dedikoducu muydu yani?
"Bu beni ilgilendirmiyor. Kararım kesin. Onunla gidiyorum ve kimse de buna karışmıyor!" Dedim sesimi hafif yükselterek.
"Onunla hiçbir yere gitmeyeceksin!"
"Sanane be! Sen kimsin de bana karışıyorsun? Hiçbirşeyim değilsin bunu unutuyorsun sanırım!"
"Dora sana ne yapacağı belli değil onun"
"Ne yaparsa yapsın buna sen karışamazsın. Ayrıca hiçbirşey yapamaz bana."
"Saçmalama Dora. Balodan sonra senden izinsiz bile sana dokunabili-" demesine kalmadan yüzüne bir tokat geçirdim. Benden bu şekilde bahsetmesi sinirlerimi bozmuştu. Başı hafifçe yana savruldu ama yerinden kımıldamadı.
"Kimse benden izinsiz bana dokunamaz. Bunu öğrensen iyi olur."
Tam kapımı kapatacakken bi cesaretle öne çıkıp içimden geçenleri söylemeye başladım. Bağırarak konuşuyordum.
"Eğer sen beni davet etseydin bunların hiçbiri olmayacaktı."
"Seni davet etmem yasaktı."
"Ne diyorsun sen? Ben lanetli miyim ki beni davet edemiyorsun-" derken aklıma Riddle olduğum geldi.
"Evet doğru. Ne de olsa ben bir Riddle'ım öyle değil mi?"
Sesim fısıltılara dönüşüyordu.
"Haklısın. Yasak olması çok normal..."
"Dora?" Mattheo gelmişti. Draco Mattheo'nun geldiğini görünce dişlerini sıkmaya başlamıştı. Ben ise hâlâ Draco'ya bakıyordum. Draco da bana son bir bakış attı ve uzaklaştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secrets Of Obliviate ~Draco Malfoy İle Hayal Et
FanficArkamı hafifçe dönüp ona baktım. Aşırı yakındık. Biraz öne çıksam yüzü yüzüme değecekti. Hayal kırıklığına uğramış gibiydi. Geri çekildi ve kendini biraz uzaklaştırdı. Yüzü oldukça düşmüştü. Şuan olan şeyleri anlayamıyordum. "Zihnin gibi yüreğin d...