bölüm 22 (ateş)

379 20 117
                                    

DİCEK BSİEY BULAMADİM.

OKUYUN GİTSİN BEAAA...

İYİ OKUMALARRR...
.
.
.

"Bu aptallıktan başka birşey değil, sence de öyle değil mi Lucius?"

Lucius Melanie'nin sözleri üzerine sigarasından bir nefes daha çekti. Konuşmakta kararsız da olsa dudaklarını araladı ve sigarayı ağzından çekip o soğuk ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Birbirlerini sevmelerinde pek bir doğru bulamadığım kesin Melanie. Fakat bunu neden bir savaş meselesi haline getirdiğinizi anlayamadım doğrusu..." Lucius oğlunu savunan biri hiçbir zaman olmamıştı, fakat eğer Dora ve Draco'nun ilişkilerinde ciddi bir sorun görseydi mutlaka söylerdi. Onun için pek sorun yok gibiydi...

"Benim küçük Dora'm, her zaman babasına sadık bir kız olarak kalmalı. Aksi bir ihtimal olamaz. Draco onun aklını bulandırıyor."

Lucius Melanie'ye doğrudan bile bakmıyordu.

Ortamda büyük bir ışık belirince Lucius ve Melanie ayağa kalktı. Lordun geldiği belliydi.

"Eğleniyor musunuz bakalım?" Dedi ve korkunç bir şekilde biraz sırıttı. "Narcissa duymasın Lucius. Seni ben bile kurtaramam, bundan emin olabilirsin..." diye çirkin bir imada bulundu Voldemort.

"Lordum-" diye yine yapışmaya başlayacaktı Melanie fakat Voldemort onu tek bakışı ile susturmuştu. Melanie'ye bakması bile yeterliydi zaten...

"Çok fazla cıvıtmanın anlamı yok. Kızım nerede?" Dedi ve gözleri etrafta gezindi öylece.

Dora merdivenlerin başında belirdi. Çekingen bir tavır ile kafasını dışa doğru uzattı ve onları seyretmeye başladı. Tabii, Dora'yı gören babasının yüzünde hafif bir sırıtma belirdi. Çok hafif.

Kollarını iki yana açtı ve ona başıyla gelmesi gereken bir işaret yaptıktan sonra o soğuk edasıyla konuşmaya başladı.

"Babana gel küçük kızım..."

Dora geri adım attıkça Voldemort onun üzerine gelmeye devam ediyordu. En sonunda Dora'nın bir ayağı merdivenin bir basamağına takılınca yere düştü ve voldemortun üzerine gelmeye devam etmesiyle büyük bir çığlık patlattı.
.
.
.
(Draco'nun anlatımından...)

Duyduğum boğuk inleme sesleriyle gözlerimi aniden açtım. Uykusu hafif biri olduğumu daha önce de söylemiştim zaten...

Uykulu gözlerim ile kafamı kaldırıp Dora'ya baktım. Boynundaki suları uykulu gözlerim bile seçebiliyordu. Terlemişti. Titrek ve hırıltılı nefes alıyordu, ayrıca biraz da titriyordu bedeni.

Kafamı kaldırdım ve yüzüm yüzünün hizasına gelecek şekilde ona yaklaştım. Zaten üzerinde yattığım için ellerimi iki yanına atarak yataktan destek aldım ve iyice üzerine konumlandım.

Tek elim önüne gelen siyah saçlarını buldu. Terden sırılsıklamdı.

Saçlarını arkaya doğru attım ve elimi yanağına koyarak uyanması için dürtmeye başladım.

"Dora, uyan." Sesim uyku nedeniyle boğuklaşmıştı.

"Dora?" Uyanmadı, hatta bu daha çok boğulmasına sebep oldu. Ağzı boğulur gibi yarım açılmıştı.

Secrets Of Obliviate ~Draco Malfoy İle Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin