4.4

1.6K 121 79
                                    

EYLÜL DEMİR

Kolumu Parla'nın koluna dolayıp onunla beraber yürürken Parla, Dilay'la konuşa konuşa adımlamaya devam ediyordu.

Sanarım artık Parla'yı kıskanmıyordum. Eskiden tüm ilgisini tamamen bana veriyorken şimdi tüm ilgisini Dilay'a veriyordu. Eskiden kıskanırdım. Ama şimdi onun gözlerine baktığım zaman sadece mutluluklar gördüğüm için Parla'yı Dilay'dan eskisi kadar kıskanmıyordum.

Onunla kavga ettiği günler aniden odamı basar kollarıma kedi gibi girip benimle uyurdu. Çok konuşmazdı ama kedi gibi kafasını göğsüme yaslayınca kötü olduğunu anlardım. Işığı kapatır kollarımı ona dolar uyurdum.

Mutlu olduğunda kapımı kararcasına açardı. Yatağıma zıplar beni tekmeleyerek her şeyini anlatırdı. Çünkü biz böyleydik. Böyle büyümüştük. Birbirimizden hiçbir şey gizleyemezdik.

"Oradalar," dedi Dilay. O an düşüncelerimden sıyrılıp ileriye doğru baktım. Küçük boylu turuncu saçlı bir kız, kendisinden oldukça büyük olan bir çocuğun omzuna başını yaslamış denizi izlerken bankların sırt yaslama yerine oturmuş ve ayaklarını da bankın oturma yerine yaslamış bir çocuk onları izliyordu.

Yanlarına sakin adımlarla adımlarken kolumu ablamın kolundan sıyırdım. Yanlarına varınca beni ilk fark eden küçük kızın yanındaki çocuk fark etti. Parla beni gösterip, "Eylül," dedi. "Benim kardeşim."

Çocuk bana elini uzatıp, "Ozan." dedi. Elini kavrayıp hafifçe sıktım. "Leyla'nın sevgilisiyim." İsminin Leyla olduğunu öğrendiğim kız sevgilisinin kolundan çıktı ve bana elini uzatmak yerine kollarını açtı.

Şaşırdım ama bunu belli etmedim. Kollarına bir kedi misali sıvıştığım zaman onun vermiş olduğu sıcaklık bana da bulaştı. Ayrıldığımız an bankta oturan çocuğu baktım.

O başını kaldırdı ve umursamaz bir tavırla bizim olduğumuz tarafa baktı. Başını geri indireceği sırada refleks olarak hızlıca kafasını kaldırdı ve gözleri aniden beni buldu. Bir süre öylece bekledi. Ne yapacağımı bilemeden bende gözlerimi ona diktim. Ardından konuşmak için dudaklarını araladı. Sonra konuşamadı ve derin bir nefes çekip yavaşça ayağa kalktı.

Tam karşıma geçti. Elini bana uzatıp, "Erdi." dedi. "Adım Erdi." Parmaklarının ucu buz gibiydi. "Eylül." dedim sadece. "Memnun oldum."

Parla Dilay'la beraber banka otururken Leyla ve Ozan da onlara eşlik etti. Ben ise banka oturmak yerine yere çöküp dizlerimi kendime çektim. Erdi bana baktı. Ardından arkadaşlarını izledi ve beklemediğim bir anda tam yanıma, benden bir kaç adım öteme oturdu.

Bakışları üzerimdeydi. Onun üzerinde fazla oyalanmadan gözlerimi etrafta gezdirdim. "Deniz havası iyi hissettiriyor." dedi Leyla sevgilisinin kollarının arasından. Ozan ona katılır gibi kafasını salladı.

"Evet," dedi Dilay. "Eskiden her gece sahile gelip yürürdüm. Sonra bıraktım." Parla da her gece Dilay'ı yalnız başına bırakmamak adına onu takip ederdi. Dilay'ın haberi olmazdı ama Parla, her gece onunla beraber bu sahilden yürürdü.

Birden etraftan müzik sesleri gelmeye başladı. Küçük bir grup müzik aletleriyle beraber şarkı söylerken bazı çiftler ayağa kalkıp dans etmeye ilerledi. Bazıları gitar kutusuna bozukluk atıyor, bazıları bunları videoya alıyor, bazıları da benim gibi sadece izliyordu.

"Biz kaçar." dedi Ozan. Ardından Leyla'yı elinden yakaladı ve onu meydanın ortasına çekti. Parla Dilay'a bakıp kulağına bir şeyler fısıldadı. İkisi ayağa kalkarken Parla bana sorun yok der gibi göz kırptı ve ikisi bir anda ortalıktan kayboldu.

Mehlikâ (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin