Bölüm şarkısı, Sezen Aksu Git ve Emir Can İğrek, Nalan. Okuyarak dinlerseniz daha iyi olur. Git şarkısını Parla'dan Dilay'a ithaf ediyorum.
Rüzgarın yönünü değiştiği bir günde ben sahil kenarında oturmuş öylece denizi izlerken Dilay, yanımda oturuyor, kayalara vuran denizi izliyor, sesini dâhi çıkarmıyordu.
Bunları yaşamak için fazla gençtik ve ikimiz de bunun farkındaydık. O seanstan sonra Dilay'a hiçbir şey hissettirmemiştim. Hiçbir şey olmamış gibi seansının nasıl geçtiğini sormuş, onu sarıp sarmalamış ve sessiz bir yere getirmiştim.
Aslında o haklıydı.
Seven herkes kavuşmuyordu nede olsa. Yüzüme yüzüme bağırdı, kinini kustuğu o gün, hayır bu böyle değildi; gerçekleri benim yüzüme haykırdığı o gün aslında daha fazla savaşmamalı ve onu bırakmalıydım.
Suçlu aslında bendim.
Olmayanı oldurmaya çalışan ben, işin sonunu böyle tahmin edememiştim. Ben aslında onu hep koruyacağıma, iyileştireceğime, korkularını birlikte yeneceğimize inanmıştım, yanılmıştım.
Sorun yoktu. Daha fazla diretmenin hiçbir anlamı yoktu ama dağ gibi duran ben bu vedaya hiç hazır değildim.
"Sen," dedi Dilay. "Kapıyı mı dinlemiştin seansta?" Başımı ona çevirdim. Direkt kabul etmek yerine, "Bunu nereden çıkardın?" diye sordum. "Bilmiyorum," dedi bana doğru. "Sadece hissettim."
"Dinledim." dedim kabul ederek. "Merak ettim ve dinledim." Dilay derin bir nefes aldı ve başını aşağıya eğip ellerini kucağına koydu. Parmaklarıyla bir çocuk gibi oynarken çenesi bile titriyordu.
Onun çenesini kavrayıp başını kaldırmak, ellerini tutup onu kendime çekmek ve ellerimi de onun etrafına sarmak için her şeyimi verebilirdim ama bunu yapmadım.
"Duydun yani," dedi Dilay titrek bir sesle. "Her şeyi duydun." Çenesinden gözyaşları dökülmeye başladı. "Duydum." dedim ruhsuz bir sesle. "Ama yüzüme söylemek istersen de söyleyebilirsin."
Madem ki istiyorsun öyleyse durma git.
Beni düşünme rahat ol yalnız kalabilirim."Bak Parla," dedi Dilay ve dolu gözlerini kaldırıp bana döndü. "Ben seninle her şeye vardım. Ben seninle yürüyeceğimiz her yola vardım. Ben seninle cehenneme bile vardım. Senin yanında mutlu ve iyileşmiş hissediyordum. Nefes alıyordum. Ciğerlerime sadece senin yanında oksijen gidiyordu. Ama senin hayatını tepetaklak ettiğimi fark ettim ben. Sana iyi gelmediğimi fark ettim. Hayatını değiştirdiğini fark ettim. Gözüme gözüme girdi bu gerçek."
"Nasıl çıkardın bunu?"
"Daha geçen herkesi çiğneyip hayatını hiçe sayıp beni için gitmek istediğini söyledin." dedi Dilay. "Kardeşinle kavga ettin. Anneni hiçe saydın. Okulunu hiçe saydın. Beni düşündün. Kendini değil beni düşündün. Hayatını değil beni düşündün. Ben senin hayatını değiştirmek istemiyorum. Ben senin hayatını mahvetmek istemiyorum. Senin de benim gibi ailesiz kalmanı istemiyorum. Senin seni sarıp sarmalayacak bir annen, bir de kardeşin var; onları kaybet istemiyorum."
Sen de bilirsin hiçbir acı sonsuza dek sürmez.
Hatta her an yeniden sevebilirim."Sensiz hayatımın iyi olacağını mı düşünüyorsun sen?" diye sordum fevri bir hareketle. "Buna inanıyor musun? Bunu düşünüyor musun?" Gözlerine baktım ve hiç çekinmeden, "Seninle nefes alıyorum ben." dedim. "Seninle gülüyorum. Seninle yaşıyorum. Seninle hayatı hissediyorum. Gideceğin zaman, kaçacağın zaman her şeyin düzeleceğini mi düşünüyorsun? Benden ayrı kaldığın her bir an benim iyi olacağımı mı düşünüyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mehlikâ (gxg)
Random+90..: O aptal sevgilini sevmediğini biliyorum. +90..: Sadece yargılanmaktan korkuyorsun. +90..: Bense seni görüyorum. +90..: Seni görüyor ve hissediyorum. Dilay: Ne saçmalıyorsun? +90..: O kadar korkaksın ki gözlerini açıp etrafına bakmıyorsun. +9...