Kanadı kırık kelebek.
2 sene sonra
Heyecanla ellerimi masanın üzerine koyup gözlerimi Ozan'la Leyla'nın üzerine diktiğim zaman Erdi bana döndü ve kulağıma doğru, "Çok heyecanlıyım," diye fısıldadı. "İlk kez nikah şahidi oluyorum."
"Sanki ben hergün oluyorum." dedim alayla. Terleyen ellerimi üzerime sildim. Ardından masanın kenarında duran Eylül'e döndüm ve "Videoya alıyor musun?" diye sordum. Hızla başını olumlu anlamda salladı ve kamerayı bana çevirdi.
Leyla'a baktım. Yüzü açılmıştı, gülümsemesi yüzünden asla düşmüyordu ve üzerine giydiği beyaz elbise onun rengini daha da açmıştı. Ozan Leyla'ya bakıp bakıp heyecanlanıyor, sık sık heyecanlan terleyen ellerini üzerine siliyor, arada sırada Leyla'ya dönüp bir şeyler söylüyordu.
Ozan bana benden güç almak istermişcesine baktı. Ona gülümsedim ve "Sorun yok." dedim sadece. Bu onun rahatlamasına yetmedi ama bir nebze de olsun sakinleştirdi. Bir kaç konuşma ardından, "Hastalıkta ve sağlıkta," dedi kırmızı cüppeli ihtiyar. İkimiz de doğruluk. "İyi günde kötü günde siz Ozan Sevim, Leyla Kılıç'ı karılığa kabul ediyor musunuz?"
"Ediyorum."
"Vallahi heyecandan buraya salacağım." dedi Erdi. Kıkırdadım ve "Saçmalama." dedim. Hepimiz Ozan'ı alkışladığım zaman, "Gören de sen evleniyorsun sanar." diye mırıldandım. Erdi Eylül'e döndü ve "Acaba bizde mi nikah işini aradan çıkarsak?" diye sordu bana doğru. Elimle onun bacağını cimcikledim ve "Kes sesini," dedim. "Sen benim eniştem olamazsın. Unut onu."
"Siz Leyla Kılıç, Ozan Sevim'i kocalığa kabul ediyor musunuz?" Leyla hepimize teker teker baktı ve başını olumlu anlamda sallayıp, "Ediyorum." dedi. Onu alkışladığımız zaman Erdi, "Vay keratalar," dedi. "Daha dün birbirlerinin ellerini tutamıyorlardı. Ne arala evlenecek yaşa geldiler?"
Elimle onun bacağına vurdum. "Bende Ankara belediyesinin bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum." Leyla'nın bir kaç arkadaşı onları alkışladı. "Gelin'i öpebilirsiniz."
"Durun durun!" dedi Erdi bunu duyar duymaz. "Aile var oğlum burada aile. Ne öpmesi? Gidin şu köşede öpüşün de gelin. Ben sizi izleyemem. Midem almaz." Öne atılıp Erdi'nin ağzını kapattım. Ozan'a baktım ve hadi der gibi başımı salladım.
Elimde bir acı hissettim.
Elimi hızla Erdi'nin ağzından çektiğim zaman, "Hayvan," diye mırıldandım. "Benim suçum neydi? Neden elimi ısırıyorsun köpek gibi?" Erdi yüzünü buruşturdu ve "Parla Gül'ün suçu neydi edebiyatı yapma lütfen." diye mırıldandı.
Eylül telefonunu masaya bırakıp bize gelirken, "Gençler evlendi," dedi. "Ama dans edemedi. Neden mi?" Ozan'a döndü. "Çünkü müzik yok. Müzik niye yok?" Erdi Eylül'e dönüp, "Dans et benimle." dedi pat diye. Eylül duraksadı. Etrafına baktı ve "Müziğimiz yok." diye mırıldandı. Erdi durmadı, Eylül'ün belini kavrayıp onu kendisine çekti. "Bizim müziğe ihtiyacımız yok." dedi.
Elimi çenemin altına yasladım. Leyla aniden, "Görümcelik yapıyorsun ama sende onları çok yakıştırıyorsun." dedi. Ona döndüm. Başımı salladım. "Onları en başından beri kabul ettim." dedim. "Ama Erdi'yle uğraşmak hoşuma gidiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mehlikâ (gxg)
Random+90..: O aptal sevgilini sevmediğini biliyorum. +90..: Sadece yargılanmaktan korkuyorsun. +90..: Bense seni görüyorum. +90..: Seni görüyor ve hissediyorum. Dilay: Ne saçmalıyorsun? +90..: O kadar korkaksın ki gözlerini açıp etrafına bakmıyorsun. +9...