Если тебе кто-то нужен, это конец всему.
- - -
Ölüm, çoğuna korkunç gelirdi işlediği günahların karşılığını almaktan dolayı, lakin günahının azabını bu dünyada çekenlerin kurtuluşuydu ya.İstemeyene erken isteyene geç gelirdi.
Bu bir çok şey için geçerli bir kuraldı.Evde baskılanan bir kız evden gitmek istedikçe gözetim altına alınır yaşını alıncaya dek tutulurdu, evini seven ise beklenmeyen anda konulurdu ev dediği yerin dışına.
Banyoya girmeyecektim lakin avluyu kirletirim diye korktum.Üstümü çıkardım ve sıcak suyun altına girdim.
Bedenim öylesine buz tutmuştu ki suyun sıcaklığını ve yandığımı çok geç hissettim.
Ilık suya çevirip kısa bir duş aldım ve dolaptaki temiz kıyafetleri giydim.
Saçlarımı kuruttuktan sonra büyük salona geçtim.Kapıyı kapatacakken bir el tarafından durduruldum.
"Burası soğuk."dedi.
Omuz silktim."Sorun yok."
"Sen odada yat bu gecelik."dedi.
Gözlerine baktığımda itiraz etmek istesem de yorgun görünüyordu.
Başımı sallayıp çıktım salondan.O kapıyı kapatırken öylece durdum.
Nedensizce bedenim beni taşıyamaz haldeydi.
Odaya zar zor girdim ve yatağa uzandım.
Bedenim anında yatağın hissiyatı ile rahatlarken alışamadım bir türlü.
Lakin hissettiğim huzur bu denli efsunkâr olmasaydı uyuyamazdım.
- - -
Sabah gözlerimi güneş ışınları yüzünden erken açsam da iyi hissediyordum.
Kalkıp mutfağa gittim ve kahvaltı hazırlayıp onun tepsisini avludaki masaya bıraktım.
Bende kendi tepsimden atıştırmaya başladım.
Alışıyordum ve bundan korkuyordum.
Saçma gelebilirdi korkularım zira bende normal bulmuyordum.Ama biraz olsun anlayabilirseniz beni eğer, yıllarca sokakta kalıp köpekten farksız bir yaşam sürerseniz insanlardan ölesiye korkar olurdunuz.
Ama sırf yaşantım yüzünden kendimi insan gibi hissetmiyorum demeyeceğim.
Zira insanlık rahatça bir kap yemek yemek, uyumak değildi.
Bu yüzden en başından beri insandım ben.
Düş kuyumdan beni çekip çıkaran şey ise bir tokat değil kapı gürültüsüydü.
Belki de buydu beni bu eve böylesine bağlayan.
İyilik denmez fakat kötülük değildi bu.
En azından öyle demek istiyordum lakin karşımdaki adam bana karşı nefret bile duymuyordu.
En kötüsüydü duygusuzluk.O insanı görmemek, duymamak, umursamamaktı.
Yine de hayatımı katlanır hale getirmişti en azından.
Masaya oturduğunda tepsidekilerinden birkaçı dışında yemedi.
Ben bulaşıklarımı makineye koyarken tepsiyi koydu ve öylece baktı.
Ona bakamadım, bunun nedeni neydi bilmiyordum ama bir şey engelliyordu ve bu hangimizden kaynaklanan bir sorundu bilmiyordum.
Onun bulaşıklarını da makineye yerleştirirken gitti evden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Need|Yoonmin
Fanfiction-mpreg- Eğer dört duvar bir yuva olmasaydı inan çoktan gitmiştim.