Если тебе кто-то нужен, это конец всему.
- - -
Vücudumdan akan kirli sular sonunda durulduğunda yavaş bir duş alıp bornoza sarıldım ve terliklerden birini giyip temiz kıyafetleri aldım ve daha yeni gezdiğim yerlerden hemen yandaki yatak odasının kapısını araladım.İçeriye sızan güneş ışığı odayı aydınlatınca yavaşça kapının ardına geçip giyindim.
Hâlâ uykumdan her an uyanıp o sokakta kanlar içinde olacakmışım gibi hissetsem de bunlar gerçek gibi hissettiriyordu.
Bornozu elime alıp kapıdan çıktığım sırada geniş avluda gördüğüm beden korkuyla geriye adımlamama sebep oldu.
Hiç ses çıkarmadan eve girmiş öylece masada kahve içiyordu.
Konuşacak gibi olduğumda hissetmiş gibi dudaklarını araladı.
"Mümkün olduğu kadar sus."dedi ve kahveyle birlikte mutfağa girdi.
Ne olduğunu anlamadan salona geçtim ve ikili koltuk ve karşılıklı tekli koltuklarda göz gezdirdim.
Tekli koltuğa geçip dizlerimi kendime çekip iyice sindim.
Kafamı sağa doğru dizime yasladım.
Karşımdaki adamın, bildiğim tek şeyi soyadımdan kurtulacağım diye sevindiğim bir soyadıydı.
Daha adını bile bilmediğim bir adamla koca bir ömür geçirecektim.Ve sadece dört duvar için miydi?
Bir yanım 'Acizin tekisin, bir ev için ne olacağını bilmeden bir adamla mı yaşayacaksın?' diyordu bir diğer yanım ise 'Buna mecbur bırakılmasam bakar mıyım ben bu adama?' diye haykırarak karşılık veriyordu.
Zaten hep bir savaş içindeydim lakin içim ne kadar telaşlıysa dışım o kadar durgundu.
O ikinci kahvesini yudumlarken çatık kaşları ve durgun gözleri dumanı izliyordu.Yapılı ufak bir burnu vardı benim kusurlu büyük burnuma nazaran.Yanakları da benimki gibi değildi.Benim elmacık kemiklerim görünüyordu lakin onun ki yüzüne yaraşır bir dolgunluktaydı.Siyah saçları benim saçlarımdan da siyahtı.Fazla koyu bir renkteydi.
Omuzları düşük, pazuları sıkı, bedeni yapılıydı.Dimdik omurgası onu güçlü yapan büyük bir etkendi sanki.
Gidip karşısına oturmaya, tanışmaya korkuyordum.
Ne zaman birine yaklaşmak, konuşmak istesem yüzüme sert bir tokat inmiş yarası kapanmayan dudağım yarılmıştı hep.
Nasıl korkmazdım?
Yutkunup başımı koltuğun kenarına yaslayıp daha da ufaldım.Öyle ki dizlerim göğsüme değiniyordu.
Uyuduğum ikinci huzurlu uyku ise minnettimin son raddeye gelmesine sebep oluyordu.
- - -
Şiddetli gürültü ile uyandığımda onun biriyle konuştuğunu farkettim.
"Yarın evleneceğim diyorum kes artık o sesini."dedi.Telefonun ahizesinden gelen sesi dinlendi uzunca bir süre.
"Mecburum.Yoksa evlenecek değilim önüme gelen ilk kişiyle."dedi.
O an emin olmuştum işte.İki muhtaç birbirini mi kullanıyordu şimdi?
"Neden bu kadar ısrarcı davrandığını bilmiyormuş gibi konuşma."dedi.
Daha fazla dinlersem kendimi kötü hissedeceğimi bildiğimden varlığımı belli edercesine çıktım.
Avluda duvara bir taş sürtüyor, telefondakini dinliyordu.
Mutfağa girip bardakları aradım.O da mırıldanıp telefonu kapattı ve yatak odasına girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Need|Yoonmin
أدب الهواة-mpreg- Eğer dört duvar bir yuva olmasaydı inan çoktan gitmiştim.