Если тебе кто-то нужен, это конец всему.
- - -
Yüklerin bindiği omuzlar hep düşük, sorumlulukların bindiği sırtlar kambur, acının iliştiği yürek hep ağırdır.İnsanoğluna uğrarsa eğer bunlar, yavaşça öldürür zira eziyetli bir ölüm olur.Verem hastası gibi çürütür her gününü ve en şiddetli acıyla öldürür en sonunda.
Ölümü tadarsanız bir kere , ikinciye hazırlanın, eğer kurtulamazsanız yüklerinizden, sorumluluklarınızdan ve acılarınızdan üçüncü bir ölüm daha kapınızdadır.
Her biri diğerinden acı, her biri öldürücü bir sürgün.
Eğer bırakırsanız kendinizi ölümün o boşluğuna kurtulmaya mecaliniz kalmaz.
Bu yüzden tek temennim hepimizin tutunması bir yerlere.Eğer ölüm bir kara delik gibi çekme çalışırsa içine, tuttunduğunuz dala sarılın sıkıca.Somut veyahut soyut ne olursa olsun tutunun bir yere.
Ben bir taşa tutundum.Babam beni sokağa attığı gün dizimi parçaladı.Kanım dondu üstünde ve ben sıkıca ezdim avucum içinde onu.Bir daha hiç bırakmadım.
Yapmaktan çekinmeyin, kendinizi bunun için aciz hissetseniz bile devam edin tutunmaya.Yoksa ölümlerin her birini sırayla tatmaya ve can çekişmeye devam edersiniz.Boğulursunuz lakin gören olmazsa sonunuz karanlık.
Aşağıya inip kupayı makineye koyduğumda o da son yudumunu aldı.
Önünden alacağım sırada kaşlarını çatarak tuttu bardağı.
"Ver makineye koyayım."dedim.
"İstemiyorum."dedi.Günler sonra duyduğum sesi dizlerimi güçsüzleşti.Tanrı şahit içim titredi.
"Peki.Aç mısın?"dedim.Başını olumlu anlamda sallayınca mutfağa girdim.
Hızla pirinci yıkayıp pişirmeye başladım.Sebzeleri yıkarken gözlerim doldu zira bunu bile özlemiştim.
Biraz et pişirip bir tabağa aldım ve geniş kazanın içindeki pirinç sonunda piştiğinde geriye kalan her şeyi de halledip karıştırdım.
Tadına baktığımda soyanın az olduğunu farkedip yüzümü buruşturdum.Biraz daha sostan koyup iyice karıştırdım.
Kimchiyi bir tabağa koyup açık tezgaha bıraktım.Bibimbaptan büyük bir tabağa koydum ve dolaptaki stoklanmış tek çeşit sodadan birini çıkardım.
Hepsini önüne koyarken o sadece izliyordu.Pilavı yemeye başladığında mutfağa geçip bulaşıkların bir kısmını makineye koydum ve çalıştırdım.
Diğerlerini elimde yıkarken onun çıkardığı sesler rahatlattı içimi ve götürdü kalbimdeki gitmeyen ağrıyı.
"Yemiyor musun?"dediğinde irice açtım gözlerimi.Neyse ki arkam dönüktü.
"Yok hayır."dedim neredeyse kekelerken.
Sonunda biten bulaşığı kurulayıp yerlerine dizdim ve elimi yıkayıp kuruladım ve kendime yeni bir kahve yaptım.
Yukarı çıkacakken sesiyle durdum.
"İnsan yemiyorum."dedi.
İstemsizce kıkırdayıp döndüm ona.
"İnsan yediğini söylemedim ki."dedim omuz silkerken.
"Niye kaçıyorsun o zaman?"dediğinde kaskatı kesildim.Ne çabuk unutmuştu bir kağıt parçasına yazdığı maddeleri.
"İstediğimden değil sen yanında durmamı istemediğinden kaçıyorum."dedim ve düşen omuzlarımla döndüm arkamı.Ses çıkarmayınca yavaşça adımladım merdivenleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Need|Yoonmin
Fanfiction-mpreg- Eğer dört duvar bir yuva olmasaydı inan çoktan gitmiştim.